O gün çok kötü olmuştum çünkü kaç senedir görmediğim ve beni görmek istemeyen ailemin kucağına atlayamazdım. Ken ile Londra'ya taşınmıştık . Küçük ve tatlı bir evimiz vardı. Ben Londra'daki üniversitede rektör olarak Ken ise özel sektörde çalışıyordu. Artık daha iyi bir yaşamımız var. Biz artık işi bırakıp dünya turu yapıcaz ama iki yer hariç ailemin yaşadığı ülke ve Paris. Dünya turuna çıkmaya tam hazırken 2 aylık hamile oldugumu öğrenmiştim. Aslında hamile olmak güzel bi duygu başta heyecanladırıyordu ama sonra içime kuşku düşürmüştü. Neden bilmiyordum ama Ken bunu duymamalıydı. Çünkü brn bunu ona nasıl söylerdim ve asıl bu turu nasıl iptal ederdik. Ama sonuçta baba olacaktı bana kızmaz diye umutlanmaya başlamıştım. Tam böyle düşünürken kapı açılmıştı ve gelen Ken'di. Hemen kendimi toparlayıp onu karşılamıştım. Yüzün çok solgun hayatım iyi misin diye sordu. Bense artık bu olayı daha fazla gizleyemecegimi anlayınca anlatmam gereken konular olduğunu söyledim ama önce ellerini yıkamasını söylemiştim. O arada su getirmiştim . Suyu içtikten sonra hamile olduğumu söyleyince şok olmuştu ve elindeki bardağı yere bir anda atıvermişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALP KALBE KARŞI DERLERDİ
AcakBen küçükken evlenmeyi düşünmeyen ve istemeyen bir kız çocuğu iken ne zaman buraya geldiğimi anlamadım. Bana dediklerinde asla inanmadım. Keşke inansaydım. Hayatta keşke demekten artık bıktım usandım.
