Merhabalar,
Kurgu üzerine pek düşündüğüm söylenemez ama kalemime güvenirim. Umarım sizlerin gönlünü de kazanabilirim. Keyifli okumalar diliyorum.Zamanın eli değdi bize
Çoktan değişti her şey
Aynı değiliz ikimiz de
Zaaflarına bir gece
Hatalarına bir nilüfer
Sevgisizliğine bir kalp verdim
Artık geri ver
Geri veremezsin aldıklarınıElimde rakı bardağını sıkı sıkıya tutarken mekanda çalan şarkı donup kalmama neden olmuştu. Önümü buğulu görmeme neden oluyordu gözümde biriken yaşlar. Hiçbir zaman böyle hayal etmemiştim hayatı. Her zaman başarabileceğime inanmıştım. Çok çabalamıştım ama artık gücüm de kalmamıştı. Ne aileden yana yüzüm gülmüştü ne de aşktan ne de kariyerden. Sevdiğim mesleği yapamıyordum çünkü iş olanağı yoktu. Ailemin gücü de beni yurtdışına göndermeye yetmezdi zaten. Bugün de sevdiğim kadından ayrılmıştım işte. Her şeyin herkesin beni terk ettiği gibi o da terk etmişti. Sorun neydi anlayamıyordum artık. Aldatılmayı hakedecek ne yapmıştım ki? İlla sevgi,değer görmem için köpek gibi mi davranmam lazımdı? Halbuki şurada nişanlanalı kaç ay olmuştu.
Derin bir nefes alıp gözlerimden akan yaşları sildim ve bardağı diktim kafama. Alkolün yakıcı hissiyle biraz tebessüm ettim ve yeni bir tane daha doldurdum boşalmış bardağıma. Bugün bayılana kadar sarhoş olmak istiyordum.
Sabahın ilk ışıklarıyla gözlerimi açmıştım. Başım çok kötü ağrıyordu ve midem bulanıyordu. Aslında bana çok tanıdık gelen bir odadaydım ama canımın acısından nerde olduğumu kestirememiştim. Gözlerimi ovalayıp yerimden yavaşça doğruldum ve bakınmaya başladım. Başımda duran bir bardak suyu dikivermiştim kafama. Nasıl da yanıyordu midem...
Biraz daha kendime geldiğimde Yusuf'un evinde olduğumu anlamıştım. Oturduğum yerden kalktım ve savsak adımlarla oturma odasına doğru ilerledim. Televizyon sesi geliyordu muhtemelen evdeydi.
"Günaydın." diyip kendimi koltuğa bırakmıştım. Ağız ucuyla karşılık vermişti o da.
"Nasıl geldim ben buraya?" gözlerimi kısıp ona bakmaya başlamıştım. Sıkıntılı bir nefes verdi ve bana doğru dönüp okkalı bir tane yapıştırdı suratıma.
"Napıyosun lan?" Canımın acısıyla elimi yüzüme götürdüm. 25 senedir arkadaş olduğumuz için bir tepki de veremiyordum. Eğer yaptıysa vardır bir açıklaması.
"Dün gece seni aradım. Telefonu zilzurna sarhoş bir şekilde açtın. Abi madem içiyorsun yeteri kadar iç. Bayılana kadar değil."
Hafifçe sırıtıp omzuna koydum elimi.
"E zaten amacım oydu. ""Niye çağırmadın beni? İyi gün dostu muyuz biz pezevenk? Ne derdin varsa beraber dertlenirdik. Şart mıydı kendini bu duruma düşürmen?"
Haklıydı aslında. Ama o an yalnız kalmak istemiştim. Ne kadar yakın arkadaş olursak olalım bazen yalnızlık gerekiyordu insana.
"Haklısın da... Yalnız kalmak istedim işte." Derin bir nefes verdim içindeki tüm sıkıntılardan kurtulmak istercesine.
"Olum daha nişanlanalı ne kadar oldu? Aldatıldım. İş yok güç yok. Hayat desen bi sikime benzemiyor artık. Beceremiyorum yaşama işini olum. Ama intihar da edemiyorum. O kadar da korkağım. Ne yapacağımı bilmiyorum ben Yusuf. Dayanamıyorum da artık. Çıkış yolu yokmuş gibi hissediyorum. "Bu konuşmayı yapmak benim için çok zordu. Bu kadar zor durumda kalmış olsam bile gururum yüzünden gıkımı bile çıkarmazsdım ben. Tabiri caizse kan kussam kızılcık şerbeti içtim derdim.
Başımı öne eğdiğimde omzumda bir el hissettim. Kafamı kaldırdığımda gözleri dolmuş bir adet Yusuf'u görmeyi beklemiyordum açıkçası. Bana sarıldı ve omzumda ağlamaya başladı. Dur yahu ben ağlıyordum şuan sana ne oluyor?
25 yıllık dosttuk biz. Hayatımın ilkleri hep bu çocuklaydı benim. Annem bana kardeş doğursa anca bu kadar olurmuş anlayacağınız.
Sarılmasına karşılık verip ben de onunla beraber ağlamaya başladım. Ağladıkça midem daha çok bulanıyordu. Yüzüm uyuşmaya başlamıştı. Sarılmayı bırakıp arkama yaslandım ve gözlerimi kapatıp ağlamaya devam ettim. O sırada ağlamaktan sesi çatallaşmış olan Yusuf'un sesini duydum.
"Emir, bir psikoloğa mı görünsen acaba? Belki iyi gelir hm?"
Kahkaha atmıştım ağzından dökülenlere. Ben... Emir? Psikolog?
"Yok daha neler Yusuf. Ne yapacak bana iş mi bulacak? Sevdiğim kadının ihanetini mi unutturacak? Ne yapacak yani? "
Bu Yusuf iyice saçmalamaya başlamıştı. Önce omuz silkti ama sonra kedi gibi bakmaya başladı. Ardından yeniden mırıltılı sesini duydum.
"Emir gitmezsen ölümü gör. "
Eveet... İlk bölüm bitti. Umarım beğenmişsinizdir. Kendinize iyi bakın, esen kalın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEBAT
Teen FictionHayatta sonu olmayan hiçbir şey yoktur ama hep bir amaç üzerine yaşarız. Yaşama sebebi bitse bile yeni sebepler ararız. Nefes almak isteriz. Ta ki ömrün sonuna gelene kadar...