8

25 12 1
                                    

"Sorun yok, dalmışım sadece gidelim mi?" gülümsedi ve başını evet anlamında salladı.

(...)

Kafeteryaya geldiğimizde bizim kızları gördüm ve yanlarına gittik daha erkekler gelmemişti diğerleri yemeklerini yerken Seo-jun ile beraber yemek sırasına girdik. Sıra çok yoğundu ne zaman tam hatırlamıyorum ama bi ara konuşmaya başlamışız, sohbeti o kadar çok sarıyordu ki ne zaman konuşmaya başladığımızı bile fark etmemiştim. Hayellerinden bahsediyordu o kadar heyecanlı bir şekilde anlatıyordu ki sanki gerçekten o anlarda gibiydim. Sanırım şimdi anlıyorum aşık olmanın ne tür bir kavram olduğunu. Yine dalmıştım buna bir son vermem gerek öyle ki yine Seo-jun tarafından dürtüldüm. ''Bir sorun mu var bu aralar sürekli dalıyorsun, gerçi daha yeni tanıştık ama o kadar samimisin ki sanki 10 yıldır arkadaş gibiyiz ne demişler en iyi dostluklar 40 yıl gibi sürer.'' kafasından uydurduğu o kadar belliydi ki gülmeden edemedim anladığımı fark etmiş olmalı ki o da gülmemde bana eşlik etti. Vakit gerçekten çok hızlı geçmişti çoktan yemeklerimizi almış masaya ilerliyorduk, erkeklerde gelmişti onlar yemeklerini diğer sıradan alıyorlardı yurtların bloklarına göre 4 sıra vardı a, b, c ve d bloğu ben Seo-jun ile c bloktaydım kızlar c ve d erkekler ise a ve b bloğunda konaklıyordu fakat bildiğiniz üzere Seo-jun erkek yurt odalarının yetmemesi nedeniyle kız yurdunda kalıyordu. Tek bir erkek olacağı için bunda bir sorun görülmemişti, ben oda arkadaşımdan geyet memnundum zaten iyi anlaşıyorduk ve iğrenç davranışlar sergilemiyordu. Kim bilir başka biri olsaydı belki de çok rahatsız olacağım bir durum yaşardım. Bizimkilerin sohbetini bölmeden yerlerimize oturduk. Bazı zorba üst sınıfların dedikodusunu yapıyorlardı hiç sıkılmış gibide durmuyolardı zaten o kadar fazla gülüyorlardı ki anırma noktasına gelmişlerdi, çok komik görünüyorlardı. Seo-jun'da onlarla beraber gülüyordu her ne kadar mutlu görünse de bundan hoşlanmamış gibiydi. Zilin çalmasına 10 dakika kalmıştı geç kalmamak için toplanırken diğerleri aynı zamanda hala zorbaların dedikodusunu yapıyordu. Arkamı döndüğümde 1.90 boylarında kısa saçlı üzerinde deri ceket olan bir çocukla göz göze gelmiştim. O, KIZLARIN BAHSETTİĞİ ZORBALARIN BAŞIYDI! Korkudan alltıma sıçacak bir duruma gelmişken arkasında duran diğer 3 erkek de grubun üyeleriydi. Kızların bahsettiğine göre onun adı Chan-yeol olan son sınıf öğrencisi bu zamana kadar 3 lise 2 ortaokul değiştirmiş okullardan atılma nedeni ise zorbalık ve tacizmiş tabii bunlar doğrulanmış bir bilgi değil sadece bir söylenti ama şuan tam karşımda hafifçe alnıma vurarak bir şeyler söylüyordu bu gerçekten çok acıtıyordu. Okulun ilk haftasından bu işlere karışmamak için sesimi çıkartmasam da arkadan yükselen ses elini alnımdan çekmesine yeterli oldu, tahmin ettiğiniz gibi Lee Seo-jun bağıran Seo-jun tam kendisiydi. ''NE YAPTIĞINI SANIYOSUN SİKTİĞİMİN ELİNİ SEVGİLİMDEN ÇEK SENİ PİÇ ! BÜYÜKSÜN DİYE BİZE ZORBALIK YAPABİLECEĞİN ANLAMINA GELMEZ ARADA OLAN YAŞ FARKI ARAMIZDA Kİ GÜCÜ BELİRLEMEZ.'' dur bi dakika ne, sevgilim mi? Arkamı döndüğümde gözlerinden ateş çıkarcasına Chan-yeol'a bakan Seo-jun gözlerini bana çevirdiğinde ise ateş püsküren gözleri bir anda parlak ve yaptığı şeyden memnun gözükmeye başlamıştı ta ki kalçamda bir el hissedene kadar, o efsanenin şuan gerçek olduğuna inanmıştım. "Sevgilin demek, artık benim sevgilim o zaman ne düşünüyorsun? Çok güzel bu saatten sonra al elimden alabilirsen." dedi alaycı bir gülüşle iğrenç bir histi her ne kadar itmeye çalışsamda kolları çok güçlüydü etrafımızdakiler videomuzu çekiyordu utqnıyordum gerçekten çok utanıyordum. Kalçamda ki elleri yavaşça göğüslerime yaklaşırken yutkunmuştum gerçekten o kadar sert yutkunmuştum ki sesi diğer ülkelere giderdi. Yavaça dudaklarının boynuma yaklaştığını hissettiğimde ve diğer tüm arkadaşlarımın ellerinin tutulduğunu görünce artık dayanamadım gerçekten o an kurtulmak istedim hiç olmadığı kadar. Hiç düşünmeden bacak arasına tekme atarak kurtuldum diğerleri de ellerini tutanların dikkati dağılınca onlardan kurtulmuşlardı zil çoktan çaldıpı için Chan-yeol'a alaycı bakış atarak oradan ayrıldık. Eun-ji sınıfa gelir gelmez sorgulamaya başlamıştı; gerçekten çıkıp çıkmadığımızı. Her ne kadar bunun yalan olduğunu söylesemde ikna edemediğim çok belliydi çünkü derse odaklı olan Eun-ji şuan da dersle bir alakası yoktu. Tenefüste de bir şey değişmedi ama bu sefer orda olan herkes soruyordu çoğunlukla da Ji-woo, Do-yun, Ha-joon, Ae Sook, Sang Hee ve Eun-ji hem ben hem Seo-jun her ne kadar bunun gerçek olmadığını söylesek bile çoktan bir derste tüm okula yayılmıştı ve bize best ship lakabını vermişlerdi. Şuanlık her şey normal olsa da Chan-yeol'un peşimizi bırakacağını pek sanmıyorum açıkcası.

(...)

Dersler sonunda bitmişti, eğlenmek için grupla bara gidecektik üstelik Seo-jun ve ben ödemeyecektim nedeni ise bizim ilişkimizi kutlanak içinmiş her ne desek bunun sadece beni korumak için olduğuna inandıramadık ne de olsa oda ve sınıf arkadaşıyız. Açıkçası shiplenmemiz hoşuma gidiyordu ama bunu belli edersem bize inanmaları için yüzde yirmilik şansımızı da kaçırmış olacaktık kim bilir ilerde birimiz ünlü bir idol oluruz, sahi Seo-jun bana daha önce ne olmak istediğini sormamıştı gerçi okulun sonuna kadar beraberiz istediğim zaman sorabilirim ama yinede bu akşam sorsam iyi olacak sevdiğin biri hakkında yeni bilgiler edinmek, onu gerçekten seviyorum kendime engel olabileceğimi sanmıyorum. Mekana geldiğimizde erken olduğu için çok fazla kişi yoktu bu yüzden hafif kokteylerle başlama kararı almıştık. Bir iki saat sonra mekan dolup taşmıştı, bugün çok ünlü bir kpop grubunun konseri olacaktı yavaştan asıl içkilere geçmeye başlamıştık. Do-yun sarhoş sesiyle elinde ki içkiyi havaya kaldırarak "Seo-jun ve A-ri'nin çıkmasını öğrenmemize" dedi her ne kadar doğru olmasa da Seo-jun ile bende kadeh kaldırdım. Gecenin sonuna geldiğimiz de herkes o kadar sarhoştu ki çoğu bayılmıştı. Saat gece iki gibi taksi ile yurda dönmüştük. Seo-jun odaya girdiğimizde çok garip davranmaya başlamıştı ama umursamadım çünkü ben de bir o kadar sarhoştum. Üzerini değiştirirken sanki ben orda yokmuşum gibi önümde değiştirmişti. Kasları vardı o çok ateşliydi kendime engel olmaya çalışsamda içki bedenimi ele geçirmişti bile. Yavaş adımlarla bana doğru yaklaşan Seo-jun'a karşılık olarak ayağa kalktım. İkimizinde adımları hızlanmıştı ortada buluştuğumuzda gözleri gözlerime elleri belime değmişti "Bugün çok ateşliydin güzelim, bu geceyi benimle beraber geçirmeye ne dersin?" sesi tüm vucudumda yankılanmıştı daha cevap vermeden yapıştım dudaklarına sertçe, karşılığımıda aldım. Hiç durmadan on dakika boyunca öpüşmüştük ardından ellerim tişörtüne doğru gitmişti, hiç düşünmeden çıkarmıştım bembeyaz tişörtünü. Kaslı vucudunu görmek beni daha çok heyecanlandırmıştı, istiyordum onu kendime istiyordum. Tişörtümü çıkardı ve beni kucağına aldı, yatağına bıraktığında tekrar öpüşmeye başladık yumuşak ve dolgun dudakları vucudumu isteklendiriyordu daha fazlasını istiyordum, gecenin hic bitmemesini. Fakat bazı düşünceler rüya ile son bulur.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 05, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

AntiromanticHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin