Güneşin kızıllığı yine Diyarbakır'ın üzerine vuruyordu.Orada ki herkes sıcağından bunalsa da ışığına aşık yaşarlardı.
En çokta aşıklar severdi güneşi,sevdiklerine benzetirlerdi.Bir çok sevdaya şahit olmuştu şimdiye kadar Diyarbakır.Kimi kavuşmuş,kimi yarım kalmış,kimi ise tek taraflı devam etmişti.
"Yapma bunu Veda.İstememiştim..."
Ağzından feryat eder gibi çıkmıştı sözler.
Kendi dediğine bile inanmakta zorlanıyordu Adam."Ne yapıyorum Mahir? Ben sana on beş yıldır hiçbir şey yapmıyorum.Onca yıl sonra gelip,hayatımı mahveden sensin."
Bir buğday tarlasının ortasındalardı.
Veda rüzgardan uçuşan sarı saçları ve güneş vurmuş,dolu gözleriyle duruyordu tarlanın ortasında."Beni zorladılar Veda.Kaçtım,yapmak zorundaydım.Bize bir şans ver.Son bir şans."
Dolu gözlerini daha fazla tutamadı Veda.
Gözyaşlarını serbest bıraktı.Sonra da ağzından bir şiiri okurmuş gibi naiflikle sözcükler döküldü."Zorladıkları bendim.Ben seni severken bir başkasının yanında uyudum,bir başkasının çocuğunu doğurdum.Dövüldüm,aldatıldım,hor görüldüm.Hepsi de senin beni ortada bırakman yüzünden oldu!"
Zorlukla yutkundu.
"Fakat sen...Sen gönlüne başka birini aldın.Onu sevdin,beni bir çöp gibi kenara attın.Senin yüzünden benim başıma neler geldi."
Gitmek için arkasını döndü Veda.Uğuldayan rüzgar,yüzüne vuruyordu.
Güçlükle bir kaç adım attıktan sonra arkasını dönüp son kez baktı."Git...İstemem artık gelmeni."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÂZİ
Teen FictionYıllar sonra bir araya gelen iki eski aşık. "Bizim kavuşmamız Fırat ile Dicle kadar imkansız Mahir."