Minseok.

21 1 0
                                    

Minseok yüzüne fırlatılan bir yastık yüzünden uyanmak zorunda kaldı. Gözlerini açtığında karşısında Luhan'ı buldu. Bitmek bilmeyen enerjisiyle yine ordan oraya zıplıyordu. "Min" dedi luhan. "Ben de ne zaman uyanacağını merak ediyordum." dedi o bütün yüzüne yayılan gülümsemesiyle. "Saat kaç" dedi Minseok. "09.00" dedi Luhan da karşılık olarak. Minseok yüzünü ovuşturdu. Bu saat onun için çok erkendi. En azın birkaç saat daha uyuyabilmeliydi. Fakat Luhan'a hiçbir söz söylemedi. "Bana ayılmam için beş dakika ver sonra kalkıp kahvaltıyı hazırlayacağım." dedi. Luhan da başını aşağı yukarı abartılı bir şekilde salladıktan sonra odadan çıktı. Minseok telefonuna baktı. 5 yeni mesaj vardı. Biri annesinden, geriye kalan dördü ise orkestradan bir arkadaşındandı. Bugünkü konser için notaların hepsini yollamıştı. Minseok buna çok mutlu oldu çünkü bir de nota çıkarmakla uğraşmasına gerek kalmayacaktı. Örtüyü çekip yavaşça ayağa kalktı. Saçları darmadağındı. Ne zaman duş alıp uyusa böyle olurdu zaten. Elini yüzünü yıkadıktan sonra aynaya baktı. Gözlerinin altı kızarmıştı. Bugünlerde eskisinden daha fazla çalışıyordu. Ülke çapında piyanist olarak tanınmak istiyordu. Ve ulusal yarışma yaklaşmıştı. Bunun için de normalde çalıştığının üç misli çalışıyordu. Saçlarını taradıktan sonra Luhan'a kahvaltı hazırlamak için mutfağa yöneldi. Mutfağa girdiği an şaşkınlıktan kelimenin tam anlamıyla donmuştu. Bütün arkadaşları, ailesi oradaydı. Luhan elinde bir pasta tutuyordu. Herkes minseok'u görünce "Mutlu yıllar sana!" diye bağırmaya başladı. Sahi bugün onun doğum günüydü. Bunu unutmuştu. Herkesi orda görünce çok mutlu oldu. İşte bu, ona gereken morali vermişti. Mumları üfledikten hemen sonra annesi boynuna atladı ve Minseok'u öpücüklere boğdu. Herkes gülüşüyordu. "Ah benim ufacık yaramaz oğlum." dedi. gözleri dolmuştu. "Sen ne zaman 21 yaşına bastın?" dedi. Minseok annesine sıkıca sarıldı. Annesini görmeyeli gerçekten uzun zaman olmuştu. Lisedeki bütün yakın arkadaşları oradaydı. Hepsine teker teker sarıldıktan sonra Luhan bir konuşma yapmak istediğini söyledi. "Ihmm. Bugün burada toplanma sebebimiz bu yakışıklının doğum günüdür. Kendisi yarışma heyecanına öyle daldı ki bugün doğum günü olduğunu bile unuttu." dedi ve herkes gülmeye başladı. Minseok utanmıştı. Gülümsedi. "Biz de bu günü sana hatırlatmak için böyle bir şey yapmak istedik. Akşamları meşgul olduğun için bu saatte uyandırmak zorunda kaldım seni, üzgünüm." diyerek konuşmasını bitirdi Luhan. Sıra hediye vermeye gelmişti. Minseok bütün hediyeleri mahcup olmuş bir tavırla kabul ediyordu. En sona Luhan ve Minseok'un annesi kalmıştı. "Gözlerini kapat!" dedi Luhan. Söyleneni yaptı Minseok. Kıpırdanmalar duyuyordu. Gözlerini açmamak için kendini zorluyordu. En sonunda gözlerini aç dendiğinde karşısında yeni bir piyano buldu. Ağlamamak için kendini zor tutuyordu. Eski piyanosu gerçekten çok eskiydi ve ona yeteri desteği sağlayamıyordu. Minseok aynı anda ikisine de sarıldı. Hayatında bütün bu insanlar olduğu için gerçekten şanslıydı! Aradan birkaç saat geçti. Herkes çok mutluydu. Herkes birbirini özlediği için koyu bir sohbete dalmışlardı. Minseok biraz nefes alıp rahatlayıp düşünmek için balkona çıktı. Dışarıyı seyre dalmıştı. Birden dikkatini karşı apartmandaki bir pencere çekti. Perde yarıya kadar açıktı. İçeride bir kadın oturuyordu. Sarı saçlarını kafasının en üstünde topuz yapmıştı. Kitap okuyordu. Minseok hayatında hiç bu kadar güzel bir kadın daha görmemişti. Birden içinde bir şeyler kıpırdandı. İçinde o kadınla tanışmak için büyük bir istek vardı. İlk defa biriyle tanışmayı bu kadar istiyordu....

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 18, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Melodies for love.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin