The Piyanist {B×B}

♛༶4.Bölüm༶♛

Eve gitmek için AVM'den çıkınca market alışverişi yapmayı unutmuştuk . O yüzden yolda bir markette durduk ve gerekli alışverişleri yapmıştım hatta çoktan eve varmak üzereyken aklıma gelen soru ile duraksadım ve ona sordum.

" Yarışmaya gideceksin dimi Melissa?"
Sıkıntıyla nefes verdi ve başını belli bir söz salladı ona şüphe ile baktım gitmek istemiyordu ama neden ?

" Melissa neden gitmek istemiyorsun yeteneğin var bu geliştirilebilir. " Arabayı kenara çekti bana döndü gözleri kızarmıştı galiba ağlamak üzereydi .

" James bilmediğin çok şey var ben yapamam dansçı falan olamam hem ben orda ancak temizlikçi olurum . Orda ki dansçı ya da müzisyen olan herkes zengin insanların çocukları . Okul o kadar ün salmış ki yurt dışından bile gelen bir sürü insan var. Ben orda yapamam dünya da her zaman her yerde zengin olan insanlar kendisinden güçsüz olanları ezerler.

21 yüzyılda yaşıyoruz falan deme James bu her yerde karşımıza çıkıyor . İşte , okulda hatta normal bir hayatta bile...

Hadi bunları geçtik James benim çalışmam lazım bakmakta sorumlu olduğum bir kız kardeşim var onun geleceği için kendi geleceğimi önemsememem lazım . O daha çocuk hem hayalleri var onun tek ailesi ben ve anneannem . Hem..."

Gözyaşları akmaya başlayınca ona tebbesüm ile baktım benim de gözlerim dolmuştu . İnsanın kendi hayatını umursamadan sevdiği insan için kendini feda etmesi o kadar güzel bir duygu ki...

Önüme döndüm ellerimi birleştirdim. Asla tadamayacam bir duyguydu...

Derin bir nefes alıp ona döndüm .
" Peki herhangi bir vakıf ya da hayır kurumundan yardım aldın mı ?" Sırıttı bana döndü bakışları boştu galiba yanlış birşey söylemiş oldum . Direksiyona vurdu elleri titriyordu ona çok üzülmüştüm keşke yardımcı olabilseydim. Nazikçe gülümsedim ve tereddüt ile elimi omzuna koydum .

" Merak etme siz Türklerin şöyle bir sözü vardı yanlış hatırlamıyorsam...gün doğmadan neler doğarmış diye kötü düşünme hayatın sana ne sunacağını bilemezsin . Bu koca dünyada hiç ummadığın bir zaman da hiç beklemediğin bir vakitte Tanrı sana yardım eder. Sen sadece iyi biri olmaya devam et eminim ki seni güzel bir gelecek bekliyor. Yaptığın bu fedakarlığın karşılığını sana güzel bir hediye olarak geri verecektir . Umarım ne demek istediğimi anlamışsındır? "

Gülümsedi elimi nazikçe tuttu gerçekten çok zor şeyler yaşamış biri gibiydi, bu haline çok üzülmüştüm. Benim kim olduğumu bilmeden benimle arkadaş oldu , bana yardım etti bunları yapmak zorunda değildi ama gene de her sorunuma yetişti . Bende onun bu sorununu çözecektim en kısa sürede Jack ile bu konuyu konuşup halledeceğim .

Birden cam tıklandı korku ile oraya baktım bir kadın elinde bir buket gül ile cama tıklıyordu . Camı açtım bana gülümsedi . " Merhaba abi yanında ki ne kadar da güzelmiş bak...bak bende ne güzel güller var onun kadar güzel olmasada alasın bu güzel kıza bir çiçek...

Baksana baya üzmüşler bu kızı yazık günah o boncuk gözlerine yazık güzel kızım. Al bakalım bunu güzel kızım. Bu abi almasa da benden sana bir tane gül hediye . Değmez ablam ağlama üzme o güzel boncuk gözlerini... " Kadına şaşkınca bakıyordum. Melissa güldü kadının uzattığı çiçeği aldı ona anlamayarak baktım .

" Çiçek satıyor, Türkiye'de bazı yerlerde böyle insanlara denk gelebilirsin . " Başımı belli belirsizlik salladım anlamış gibiydim, kadına döndüm .