Ben Sinem 18 yaşındaydım,lise son sınıf öğrencisiyim.Ve yine okula gitmek için sabahın köründe kalktığım normal günlerden biriydi.En azından öyle sanıyordum.
"Anne ben çıkıyorum."Derken ayakkabılarımı giymeye çalışıyordum.
"Tamam kızım,dikkat et okulda."
"Anne neyine dikkat edicem ya?Okula gidiyorum cinayete tanık olmaya değil."
"Hadi hadi bana laf yetiştirme de durağa git.Yoksa otobüsü kaçırıcaksın."
"Tamam,ben kaçtım."
Annem arkamdan 'Allah'a emanet ol!' Diye bağırırken ben koşarak kaldırımın karşısına geçmeye çalışıyordum.Durağa vardıktan yaklaşık 10-15 dakika otobüs geldi."Kızım biletini basmadın."
"Abi çok özür dilerim.Kusura bakma."
Sabah sabah ne acelem varsa-asla okula yetişmeye çalışmıyorum-akbilimi basmayı unutmuştum!Ah ne kadar aptalım.
"Kolay gelsin."
Derken gözlerim otobüste yer bulmak için dolanıyordu.Ve buldum!İlk defa otobüste yer buldum!Allah'ım sevindiğim şeye bakar mısınız.E ama bi noktada da haklıyım çünkü burası İstanbul.Sabahın körü bile olsa yer bulamazsınız otobüste.Çok oyalanmadan boş koltuğa oturdum ve kulaklıklarımı taktım ve kafamı cama yaslayıp çalma listemden rastgele bir şarkı çalmaya başladı."Kızım,kızım."
Omzumda hissettiğim ufak dokunmalarla gözlerimi açtığımda karşımda 45-50 yaşlarında bir teyze duruyordu.Ne dediğini tam anlayamadığım için kulaklıklarımı çıkartıp teyzeyi dinlemehe başladım."Benim dizlerim çok ağrıyor kızım.Kalksan ben otursam."
Allah'ım klasik İstanbul Teyzeleri;'Kızım dizlerim ağrıyor.'
"Tamam teyze geç."Diyerek üfleye püfle çantamı sertçe kucağımdan çekip kaldırdım ve ayakta durmaya başladım.En azından yolum az kalmıştı.Berk arıyor.
"Efendim Berk."
"Nerde kaldın Sinem?Törene iniyoruz biz."
"Ya trafik çoktu e malum otobüsleri de biliyosun dur,kalk dur,kalk.Ama gelirim en fazla 10 dakikaya."
"Ha tamam.Acele et."
"Berk ne yapayım.Şoförü kaldırıp ben mi süreyim geliyorum işte."
"Hemen de iğnelermiş.Kapatıyorum."
Görüşürüz."Berkle konuşmamız da bittikten sonra okulun karşısında ki durakta inip,okula koşmaya başlamıştım.Çünkü Berk'in dediğine göre onlar törene iniyordu.Ve ben acele etmezsem ilk derse geç kalıcaktım çünkü salı günü olan törenler daha kısa tutuluyordu.
"Aha!Geliyor bak."
"Gördüm Berk sakin."
"E üç saniye önceye kadar Sinem nerde diyen sen değil miydin Ela?"
"Diyordum da..."
"Ee...Uzatma o zaman."
"Sinem!Günaydın."
"Günaydın Sinem."
Berkle Ela bana sıkıca sarılırken ben de onlara sarıldım.Ve kısa bir törenin ardından sınıflara çıktık.Salı günleri sadece 7 dersimiz vardı.Hala bu salı günü sevdasını anlamadım çünkü salı günü hep tören kısa tutulur,1 ders azaltılırdı.Her neyse işte okul bitti biz de çıkarken yanımıza bir hoca geldi.İlk başta hocayı çıkaramasam da sonra bunun 11'lerin Edebiyat Hocası olduğunu anladım.Veysel Hoca.
"Çocuklar.Ne yapıyprsunuz?."
"Eve gidicez hocam siz ne yapıyorsunuz?"
"Bende size bir teklif sunacaktım."
"Buyrun hocam.Sizi dinliyoruz."
"Bugün pansiyon da film gecesi yapılacak gelmek ister misiniz?"
"Olur hocam!"
Diyerek ilk Berk kabul etti.
Sonra Ela ve sonra zorla ben de kabul ettim.İşte bu gece hayatımızın geri dönüşü olmayan bir yola gireceği geceydi.
Vote vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınn!
Görüşürüzz💫
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Polis Var Girilmez
Mystery / ThrillerBir cinayete tanık olmak nasıl bir hayatı altüst edebilir ki? İşte bu hikaye yanlışlıkla tanık olunmuş bir cinayet hikayesi... Üç temiz ruh,üç temiz can... "Şimdi ne yapacağız?" "Bilmiyorum."