0.1

22 3 9
                                    

Şehrin gürültüsü, hava kirliliği, iş yoğunluğu derken kafasını dinleyecek güzel, sakin bir yer arıyordu genç adam. En fazla yirmi beş yaşlarındaydı.

Gözüne kestirdiği bir emlakçıdan içeri girdi.

"Kolay gelsin" deyip ellerini önünde birleştirdi.

Dikdörtgen masanın öbür tarafında bilgisayarla ilgilenen çok yaşlı bir adam kendisine seslenen kişiye baktı.

Ancak kendisinden beklenenin aksine oldukça gür bir sesle "hoşgeldiniz, buyurun oturun" deyip masanın önündeki iki deri koltuktan birini işaret etti.

Genç adam oturup, ellerini dizlerinde birleştirdi ve yeniden "kolay gelsin beyefendi, ben kafamı dinleyebileceğim, şehrin gürültüsünden uzak, müstakil bir ev arıyordum, böyle bir ev mevcut mu sizde?" diye sordu.

Adam bilgisayara dönüp "bir bakayım" dedi. O bilgisayara bakarken etrafı inceleme fırsatı buldu genç adam. Gri duvarlara monte edilmiş çerçeveler ve çerçevelerin içinde de almış oldukları belgeler vardı. Ama bayağı tozlanmışlardı. Onun dışında bir tane daha masa ve iki deri koltuk onun da önünde küçük kare bir sehpa vardı. Bir köşede büyük tavana kadar olan bir dolap duruyordu ve içindeki tüm raflarda mavi ofis dosyaları kabarık bir şekilde duruyordu.

"Evet bir tane buldum ama biraz uzakta" dedi yaşlı olan.

"Hiç önemli değil" dedi genç çocuk "sadece bir iki günlüğüne kafamı dinleyeceğim"

"Peki o zaman iki günlük ücreti bin altı yüz lira yapıyor, eğer üç güne çıkarırsanız indirime geliyor sadece bin sekiz yüz" dedi yaşlı adam.

"Yok sağolun sadece iki gün yeterli" dedi genç.

"Peki o zaman" deyip masanın altındaki çekmeceden kağıtlara uzandı ve belgeleri doldurup imzaladı ve kağıdı gencin önüne itti. Böylece genç yaşlı adamın adını öğrenmiş oldu. İsmail MACİD...

Genç de adını yazıp imzaladı kağıtta ne yazdığını okumadan.

"Buyurun İsmail bey, bu da ücreti" deyip adamın önüne parayı tek tek sayarak verdi. Adam parayı çekmeceye atıp içeri doğru seslendi.

"İrfan! İrfaaann! Oğlum gel ve beyefendiye istediği yere kadar gitmesine yardım et"

"Geldim!" diye yanıt geldi içerden.

Hemen ardından oldukça yakışıklı bir adam çıktı. Genç ile olsa olsa ay farkı vardır aralarında. Adam gülümseyip elini gence uzattı. "Hoşgeldiniz ben İrfan"

"Memnun oldum İrfan bey ben de Alihan" deyip gencin elini sıktı.

"Oğlum İrfan" dedi İsmail. "Alihan bey şu evi kiraladı iki günlüğüne onu oraya bırakıver" dedi. Adam kağıda baktığında babasıyla gözleri birkaç saniyeliğine kesişti.

"Burası mı? Emin misin baba?" diye sordu.

"Evet oğlum hadi beyefendiyi eve bırak sonra da buraya dön" dedi.

Adam başını eğip "peki baba" dedi ve dükkandan çıktı.

"Ev esyaliydi değil mi?" diye sordu Alihan.

"Elbette beyefendi dayalı döşeli mis gibi ev"

"Peki sağolun o zaman, görüşmek üzere" dedi ve yaşlı olana elini uzattı. Adam bu eli sıktı ve genç de dükkandan çıktı.

Kapıda bekleyen Şahin arabaya bindi ve birlikte yola koyuldular.

...

"Kaç yaşındasın?" diye sordu Alihan. Yolculuk sessiz geçmesin diye bir konu açmaya çalışıyordu.

 (ONESHOT)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin