AŞK FELSEFESİ

42 3 6
                                    


Jungkook

Taehyung ve Jimin ile birlikte okula giriş yapmıştık. Okula giriş yaptığımızda müdür beyin odasına gidip Taehyung'un sınıfını öğrenmiştik ve Taehyung bizim sınıftaydı. Bu beni mutlu etmişti, Taehyung'da mutlu olmuştu yüzü gülüyordu. "Hadi sınıfa geçelim artık" Jimin ve Taehyung beni onayladılar ve hızla sınıfa doğru yürümeye başladık. Sınıfa vardığımızda Taehyung biraz çekingen bir şekilde dibime girdi ve kulağıma fısıldadı "Jungkook şey sınıftakiler bana zarar verir mi?" Tedirgin bir sesle sorduğu soruyu duyunca hızlıca ona döndüm " Hayır Taehyung neden sana zarar versinler?, hiçbir şey yapmazlar. Yapmaya da yeltenemezler ve sana zarar vericek biri olursa onu mahvederim." Söylediğim şey onu tedirginliğe düşürsede sakin bir şekilde gülümseyerek onayladı beni. Ben önden Taehyung arkamdan beni takip ederek girdik sınıfa Jimin ise bizden önce sınıfa girmiş ve Yoongi'nin yanında almıştı soluğu.

Jimin ile Yoongi senenin başından beri çok yakınlar, nedenini bende bilmiyorum ancak daha önce Jimin'e bunu defalarca sormama rağmen bana, Bu onunla benim aramda jungo lütfen sorma artık, diyerek cevap verirdi ve bende en sonunda sormayı bıraktım. Yoongi sınıfın sessiz çocuğuydu, kimseyle doğru düzgün konuşmaz ve gerekmedikçe hiçbir konuda yorum yapmazdı yani anlayacağınız çok soğuk biriydi, tabiki bu dışardan görünen hâli ancak Jimin Yoongi'nin asla soğuk biri olmadığını ve çok tatlı biri olduğunu söyledi. Yoongi etraftaki insanlara çok sert ve soğuk bakardı bu yüzden herkes ondan çekinir ve korkardı bu nedenle de kimse ona sataşamazdı. Yoongi'nin koca okulda tek konuştuğu kişi Jimin'di. Ve ben aşırı merak ediyorum aralarındaki bu sözde "özel" ilişkilerini.

---

Benim sıram cam kenarı sondan ve baştan 3. Sıraydı. Bizim sıralarımız diğer okullara göre iki kişilikti. Ben normalde Jimin ile oturuyordum ancak Jimin sözde Taehyung için en arkada tek başına oturan Yoongi'sinin yanına oturdu. Taehyung ile Jimin'in bu hallerine gülerken yerimize geçtik. Artık yeni sıra arkadaşım vardı ve bu beni oldukça mutlu etmişti çünkü sıra arkadaşım Güzeller Güzeli Kim Taehyung'du.
Mutluluk ile çantamdan kitap ve kalem kutumu sıraya çıkardım. Gözlerimi Taehyung'a çevirdiğimde onunda aynı şeyi yaptığını gördüm. Taehyung çantasından rastgele çıkardığı kitap ile ona gülümsedim " Taehyungshi ders Kimya sen Matematik kitabını çıkarmışsın" dediğim şey ile oda gülmeye başladı" Ah Tanrım, evden çıkarken bakmıştım oysa ders programına ama unuttuğum için rastgele ders seçerek şansımı denemek istedim" O gerçekten çok tatlı ve aptal bir çocuktu ve beni deli ediyordu. Bana sunduğu kusursuz kare gülümsemesine bakıyordum dikkatlice, o gerçekten kusursuzdu. Onda farklı şeyler vardı hissediyordum. O tatlı tatlı sırıtırken kıyafetinin kaymasıyla açılan omzu ve boynu dikkatimi çekmişti. Dikkatli baktığımda bunun çürümüş bir morluk olduğunu fark ettiğimde gözlerim irileşmişti. Ellerim yavaşça morluğuna uzanacakken bir anda bana döndü o güzel gözleri. "Jungkook ne yapıyorsun öyle elin havada?", "Ah şey saçını düzeltmek için uzanmıştım sadece." Taehyung anladığını belirten mırıltılar çıkardı ve kalemliğinden kaplanlı kalemini çıkardı. Boynunun açıldığını farkettiği an kafamı camda çevirmiştim böylece farkettiğimi anlamamıştı, ona geri döndüğümde boynunu iyice kapatmıştı ve yüzü düşmüştü. " Taehyung bir sorun mu var?", dalgın gözleri panikle bana döndü,"Ne, ah şey hayır yok, hiçbir sorun yok Jungkook." Verdiği tepki ilginçti, neden bu kadar tedirgin baktı gözleri bana? Onda gerçekten bir şeyler vardı, ve ben bunu deli gibi merak ediyorum.

Dersler tüm sıkıcılığı ile devam etmişti bense tüm dersler boyunca Taehyung'u izlemiştim ve o gerçekten fazla güzeldi. Yumuşacık saçları, bir o kadar keskin soğuk ve bir o kadar da tatlı güzel gözleri onu tamamen kusursuz bir hale getiriyordu. Son dersti ve ders felsefeydi, hocamız Bay Jin'i severdim, benimle her zaman sohbet eder ve bana hayatın karanlık gerçeklerinden bahsederdi bense onu dinlerken kendimi bambaşka bir dünyada bulurdum, öyle ilginç bir adamdı. Bugünki konumuz da aşktı.
"Evet gençler sizce aşk denen bu kelime hayat için ne anlam ifade ediyor? Bunun hakkında yorum yapmak isteyen varmı?" Dikkatle Taehyung'u süzmüştüm ve yavaşça elimi kaldırdım." Evet beklenen cevap geldi, seni dinliyoruz Jeon" heyecanla ayağa kalktım ve gözlerimi Taehyung'un gözlerine çevirdim. " Bence aşk insanın sevdiğine baktıkça bakası gelmesi ve bağzense bakmaya bile kıyamamasıdır, gözlerinde hayat bulması ve o gözlere gömülmek istemesidir, bağzen gözlerinde kaybolmak bağsense teninde kaybolmaktır aşk. İki ayrı ruhun bir kalpte birleşmesidir. Gerçek aşk sevmek ile değil fedakarlıklarla var olur her aşık kavuşamaz ve her aşık sevilemez ama her aşık aşkı için fedakarlık yapabilir, önemli olan onun saf sevgisini kazanmaktır işte aşk o zaman gerçekten var olur." Söylediğim şeylerle uzunca süren bakışmamıza yaşlar da katılmıştı Taehyung ağlıyordu ve bana gülümseyerek bakıyordu. Hoca heyecanla konuştu " Tanrım... Jeon sen gerçekten seviyorsun öyle değil mi? Yoksa hangi canlı sarf edebilir bu aşk dolu sözleri?, beni gerçekten etkiledin Jeon aman Tanrım sen gerçekten inanılmaz bir çocuksun" hocanın dedikleriyle yavaşça gülümsedim ve yerime oturdum. Yavaşça Taehyung'a yaklaştım ve sessizce sordum." Taehyungshi iyi misin? Gözlerin dolunca endişelendim." Yavaşça bana döndü ve hiç beklemediğim bir şey yaptı ve bana sarıldı. "Belki sana aşık değilim ama söylediğin bu sözler gerçekten benim için çok özel, ilk defa biri bana güzel ve özel sözler söyledi Jungkook bu benim için gerçekten önemli. Teşekkürler." Omzuma düşen yaşların bıraktığı ıslaklığı hissettiğimde içim bir buruk olmuştu ve bende ona sımsıkı sarıldım" Önemli değil taetae sende benim için çok özel birisin ve tüm bu sözlerin çok daha güzelini hakediyorsun, şimdi kendini toparla ve ağlama gülümsemeni görmek istiyorum" Hızlıca kaldırdı kafasını omzumdan ve sildi gözlerinden kayan yıldızları, heyecan ile bana o güzel gülümsemesini bahşetti. İşte cennet tam karşımda duruyordu şimdi. Bende ona karşılık gülümsedim ve dersi dinlemeye koyulduk. Dersin bitimine doğru anlık bir baş dönmesi yaşadım, ve bu gerçekten aşırı acı vericiydi. Başımı tutup acıyla inledim. "Aishh! Başım!" Bu inlemeden sonra kitabıma düşen kırmızı damla ile gerilmiştim. Taehyung panikle bana yaklaştı " Jungkook burnun! Burnun kanıyor!" Taehyung'un panik dolu sesi yavaşça boğuklaşmaya başladı, beynim sanki algılama yetisini kaybetmiş gibi hissettim, gözlerim kapanmak için can atıyordu, uykum gelmiş gibi hissediyorum. Arkadaşlarımın panik dolu sesleri beynimde yok oldu gitti, kafam dumanlıydı ama neden böyle oldum ki, Tanrım neyim var benim? Kafam sessizliğe gözlerimse karanlığa gömüldü yavaşça. Kafamdaki acı bütün vücuduma dağılmıştı sanki.

----------------BÖLÜMSONU-----------------

Sonunda yeni bölümü yazabildim. Sınav haftasındayım ancak yeni bölüm bekleyen ⭐'larım için yazdım bu bölümü umarım beğenirsiniz.<33 (yazım hataları varsa affola.)

Yorum ve beğenileriniz bol gününüz güzel geçsin ⭐✨
 

 

                   ~ceyda

Crying Stars Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin