18.12.2027 22. GÜNDEN ALINTI
Artık aylarca beklediğim o gün gelmişti. Geçmişimi mahveden herkes den intikam alacağım günün başlangıcıydı bugün. Ve bugün kimse beni durduramayacaktı. Biliyorum geçmişim değişmeyecekti ama geleceğim geçmişim gibi olmayacaktı. Baldırıma sabitlediğim bıçak ve çantamda bulunan silah olmasaydı birini öldürmeye değil de biriyle gerçekten romantik bir akşam yemeğine geldiğime inanırdım. Sanki saatler sonra bir şey olmayacakmış gibi özenle hazırlanıp gelmiştim. Vücudumu saran siyah askılı bacak yırtmacı olan bir elbise ve açık bıraktığım uzun düz saçlarım ve taktığım eldivenlerim ile restoran da ki masaların yanından salınarak geçiyordum.
Varmam gereken masaya doğru ilerliyordum. Adımlarım öfke saçıyordu ama kimse anlamıyordu. İçimde esen rüzgarı ve kopan fırtınayı her zamanki gibi kimse görmüyordu. Bende görmeleri için çaba sarf etmiyordum, çünkü anlatsam bile anlamazlardı. Tektim bu hayatta daha iyi anlıyordum. Ulaşmam gereken masada oturan piç öfkemi tatmamış olacak ki hayran hayran bana bakıyor ve yavşakça sırıtıyordu. Masaya ulaştığımda kalktı yanıma geldi sandalyemi çekti beni oturttu ve yerine geçti. Memnun olmuş ve sanki biraz utanmış gibi gülümseyip teşekkür ettim. Yemekten önce ikram edilen şarabı yudumlarken normal zamanda hep fotoğraf çekildiğim için yine fotoğraf çekilme isteği duydum. Telefonumu uzatıp beni çekmesini rica ettim. Bu sırada yemekler servis edildi. Eldivenlerimi çıkarıp kenara koydum.
Sosyal medya hesabıma yüklerken açıklama kısmına "cinayet işlemeden 50 dakika önce" yazmamak için kendimi zor tutmuştum. Tüm yemek boyu saçlarımı övmüştü genellikle. Tüm bu işlerden sonra saçımda değişiklik yapmam lazımdı. Artık yavaştan oltayı denize salmanın vakti gelmişti. "Neden bu kadar kalabalık bir yer seçtin, ben daha yalnız oluruz diye düşünmüştüm ?" e piç demiştim sanki bunu dememi bekliyormuş gibi gözlerinde gereksiz bir ışıltı gelmişti ve anında cevap vermişti. " Burada yemek yeriz sonra da sakin sessiz ikimizin olabileceği bir yere geçeriz diye düşünmüştüm." diye atladı sazan balığı. Yemekleri yedikten sonra kahve sipariş ettik. "Ya aslında bende seni ilk gördüğümde sevmiştim ama söyleyememiştim işte ." dedi sohbetin ortasında. "İyi ki söylememişsin." eğer söyleseydi o zamanki aklım ile kanardım ve şuan ki ben olamazdım. Ve şuan ki halimden oldukça memnundum. Aptal başka bir şey anlamış olacak ki yüzü düştü, hemen toparladı ama benden kaçmamıştı. Ama benim umurumda değildi çünkü ben insanların anladığından değil onlara söylediğimden sorumluyum, gerisi beni alakadar etmez. Sıkılmış gibi yaparak, aslında gerçekten sıkıldığım için "Artık kalksak mı ya ? Ben sıkıldım." dediğim an gözleri bana döndü. Şımarık bir kız izlenimi vererek dudaklarımı öne büzdüm. Bakışları anında dudaklarıma kayarken kafasını olumlu anlamda salladı. Aptal. İçimdeki mide bulantısı hissi artarken sakin kalmaya çalıştım. Zaten yarım saat sonra böyle bir soysuz yaşamayacaktı. Biliyordum eğer bu gece ölmeyecek olsa ve gerçekten onu istiyor olsa belki bir şeyler yaşanırdı ama sonra o piç hiçbir şey yaşanmamış gibi seni ortada bırakır giderdi. Hep öyle yapardı. Ama bu gece bu pislik dünyadan yok oluyordu. Son birkaç dakikasını sanki gerçekten onu istiyormuşum gibi zannederek mutlu geçirebilirdi. Hesap gelmedi çünkü önceden ödemiştim. Asla ona ödetmezdim yoksa bu olayardan sonra kusmam yada midemi yıkatmam gerekirdi. Benim dağdaki eve doğru yol aldık. Onun arabasıyla. İşte her şey sona geliyordu. Aslında her şey daha yani başlıyordu. İntikamım bitmeyecekti. Aksine yeni başlıyordu...
İlk kurgum değil ama ilk yayımladığım kurgum. Uzun zamandır yayımlamayı düşünüyordum bugüne kısmetmiş. Giriş biraz kısa oldu yada belki saçma ama temin ederim ki sonraki bölümler hem ilginizi çekecek hem de uzun olacak. Bölümler zaten hazır, buraya sırayla yayımlamak kalıyor bir tek.
Buraya başladığınız tarihi yazarsanız çok sevinirim.
ilerleyen bölümlerde neler olabilir ? Tahminlerinizi yazabilirsiniz. İlerleyen bölümlerde görüşmek üzere.
gökyüzündeki yıldızlarım<3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞ'İN İÇİNDEKİ YILDIZ
RandomYa hayatımızdaki kimse gerçek değilse. Bizi bırakıp gidenler aslında hiç gitmemişse. Yada geçmişimiz kalmadıysa, hayatımız artık yaşanmaya değmez dediğimiz anda biri gelse bizi hayata bağlamaya çalışsa ve ona güvensek. Hayatımız düzelir mi ? Bu kita...