( Dobby'den sonra Malfoy'ların Winny diye bir ev cini çalıştırmaya başladığını varsayalım.)
2. Bölüm: «Sen Kimsin?»
"Teşekkür ederim Winny"
Yaz boyunca Karanlık Lord'un verdiği görev sebebiyle düşünmek için zamanının çoğunu evde geçirdiğinden ev cinlerinin belli aralıklarla görünürlerden uzak olduğunu fark etmişti. Bir kaç kez kafasını düşüncelerden uzaklaştırmak için ev cinini izlediğinde evdeki kişi sayısından fazla yemek hazırladığını ve bodruma indirdiğini görmüştü. Evde annesi yokken ev cinini takip ettiğinde ise kendini burda bulmuştu işte.
Duyduğu sesi daha önce bir kez Dobby'i takip ettiğinde duymuştu ancak ne olduğunu pek fark etmemişti o zaman.
Winny çıkarken bir yere saklanmıştı. Onun çıktığı odanın kapısına geldiğinde önce biraz kapıyı dinledi. Asasıyla büyüyü mırıldandığında kapı aralanmış ve içeri adım atmıştı.
Önce gözleri etrafta uçarak arkasında parıltılar bırakan kelebeklerde ve duvarı kaplamış sarmaşıklarda dolandı. Tavandan giren ışığa rağmen oda loştu,soğuktu, kokusuzdu ve siyah duvarlar sebebiyle oldukça iç karartıcıydı. Gözleri odaya bakmayı bitirdiğinde bacaklarında kitapla duvara yaslanmış duran kıza baktı.
Saçları beyaza kaçan bir sarıydı. Bunda anormal bir şey yoktu ancak teni bembeyazdı. Tipik bir Malfoy'un sahip olacağı ten rengin çok daha beyazdı ve soluktu. Beyaz elbisesinin kolları ve eteğinin uçları tüldendi. Draco yaz mevsiminde olmasına rağmen üşüdüğü hissetti.
Kendisine bakan kızın titreyen gözlerine baktı bir süre. Gri mi demeliydi, lila mı? Ya da Işıltısı çalınmış bir kristaldi?
Kız uzun zaman sonra ilk defa hissettiği büyü özü ve enerjiyle gücünü odaya giren kişiden saklamamıştı. Ev cininden, anne ve babasından saklardı. Sonuçta sırf bu yüzden ailesi ondan utanıyordu, yapabildiği bu şeyleri gözlerine sokmak iyi değildi.
Okuduğu kitaplardaki kimse elinden uçan şeyler veya duvarı saran yeşil bitkiler çıkaramıyordu, sadece ellerini hareket ettirerek kıyafetini temizleyemiyordu, saçlarının kendi kendine taranmasını sağlayamıyordu. Demek ki kendi bütün bunları yapabildiği için garipti ve ailesinin onuru garip bir kız yüzünden zedelenmemeliydi.
Draco yavaşça kaybolan kelebeklere, parıltılara ve sarmaşıklara baktı.
"Sen kimsin?" kaşları çatılıydı ve sesi şüpheciydi ancak asasını indirmişti. Karşısında yerde oturan kızın garip görünüşüne rağmen farklı bir güzelliği vardı. Tanımlayacak olsa "Peri" derdi. Onlardan hiç görmemişti. Ormanda yaşayan çok güzel ama utangaç küçük canlılar olduklarını okumuştu sadece. Biana "Peri" nin betimlemelerinden çok daha büyük olsa bile insani olmayan bir güzelliği olduğunu düşünmüştü.
Karşısındaki kız sessiz kalınca bir kaç adım attı. Var olmayan bir şeye, her an yok olabilecek bir şeye el uzatır gibi ürkekçe elini uzattı. Uzattığı gibi de geri çekmişti.
"Adım Biana."
"Neden buradasın?"
"Ailemi utandırıyorum bu yüzden beni saklıyorlar."
Düşündüğü şeyin olmasını istemiyordu. Kızın sadece bir yabancı olmasını istiyordu. İşlediği bir günah olmasını ve o yüzden burada kapalı olmasını istiyordu.
Kız ayağa kalktı. Oldukça uzundu. Yatağın altına kitabı itti odanın diğer yanındaki masaya gitti önündeki sandalyeye oturup yüzünü şimdi arkasından kapıyı kapatan Draco'ya döndürdü.
"S-senin tam adın ne?"
"Biana Ella...", "Malfoy" diye ekledi sonra fısıltıyla. Korktuğu buydu işte. Dehşete girmiş gibiydi.
Yıllardır kızın bırak sesini duymayı veya görmeyi varlığını bile hissetmemişti.
"Kaç yaşındasın?" bir anlığına nefesi kesildi. Annesi neden kendi kızını saklamıştı? Sırf görünüşünden dolayı mı? Kötü görünmüyordu. Saklanılmaya ihtiyacı yoktu ki.
"Bilmiyorum. Hatırlayamadığım kadar uzun zaman oldu bu odaya gireli."
~~~~
Bölümler genelde kısa kısa olacak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beyaz Leydi: Draco Malfoy
FanfictionBüyü yapamadığı için ömrü boyunca çıkmamak üzere bir odaya kapatılmış Malfoy kızının hikayesi. Draco Malfoy bir ablası olduğundan haberdar mı? Biana Ella Malfoy... Namıdeğer "Beyaz Leydi"