Giriş

245 39 34
                                    

Selam sevgili okurlar giriş bölümüyle geldim iyi okumalar dilerim...

Kader anla yazılır derler ama kimse onu değiştireceğim diye savunmaz. Çünkü herkes kolay olanı seçmek ister. Zor sevilmeyen bir şeydir. Zoru sen istemessin. Zor olan şeye mecbur bırakılırdın. Herkes gibi Kraliçe Linda 'da zoru istememişti. Hayatı dıştan bakan biri için hep kolay olmuştu. Fakat hayatı onun için hiçte kolay değildi.O da böyle olsun istemezdi.Kendi öz kızı tarafından ihanete uğrayıp krallığın yükünü taşımayı kim isterdi ki. Öyle değil mi? Onun için bu süreçte en zoru kızının ona ihanet etmesi değil. Kendi halkından bazılarının nefretle ona bakması olmuştu.Kızından nefret eden halkı ondan da nefret etmişti. Çünkü kızı sadece onu değil tüm halkı tehlikeye atmıştı. Ah! Kızının yaptığı gerçeği her hatırladığında daha da fazla sinirleniyordu. Kim ona emek veren halkına ihanet edip bir insana aşık olurdu ki? Kraliçe hayla bunu kendine yediremiyordu.

Evet, kızı bir Asteria olmasına rağmen bir insana aşık olmuştu.

Sadece aşık olmakla kalmayıp. O insanla beraber insan diyarına kaçıp onunla evlenmişti.

Ve yirmi yıldan beri Kraliçe Linda kızının kaçmasını ve ihanet etmesinin yasındaydı.

Hem kızının yasını tutmak, hemde Krallığını yönetmek çok onun için çok zor oluyordu. Neyse ki ikisinide başarabiliyordu.Hem her gün yas tutup hemde Krallığıyla ilgilenebiliyordu. Ancak böyle daha nereye kadar gidebilirdi? Günün birinde yeryüzünde kendini silmesi gerekicekti. O silindikten sonra ise Krallıkla ilgilenecek kimse de kalmayacaktı.Bu yüzden artık bir çözüm yolu bulması gerekiyordu. Kızını belki taht için buraya çağırabilirdi. Ama ondan artık bir şey istemeyecek kadar ona kızgındı. Bu sebeple hayır, kızını buraya çağırmayacaktı. Gerekirse başka bir yol bulurdu. Ya kendi halkından veya kendi akrabalarından birini tahta geçirirdi. Asla kızıyla yüzleşmezdi. Henüz buna hazır olmadığını düşünüyordu.

"Majesteleri?"diyen bir sesle başını kaldırdı Kraliçe Linda. Ona seslenen muhafızlardan biriydi. Zaten ona biri seslense ya hizmetçi veya muhafız oluyordu. Başka da kimse ona davetler dışında majesteleri diye seslenmiyordu. Muhafızın adı sanırım Alec olmalıydı diye düşündü. Fakat adını yanlışta hatırlıyor olabilirdi. Kraliçe'in isim hafızası çokta iyi değildi.

" Dinlenme zamanımda buraya gelmende ki sebep ne muhafız?" Kraliçe Linda ona sırtı dönükken yavaşça muhafızı görebilmek için arkasını döndü. Kınracasına ve soğuk bakışları muhafızın üzeindeydi. Muhafız Kraliçe'in soğuk bakışlarından korkmuş olacak ki derince yutkundu. Ardından öksürerek boğazını temizledi. "Kusura bakmayın efendim Önemli bir konu vardı.O yüzden bozdum." Kraliçe istediği özrü ondan alınca soğuk bakışlarını düzelterek yüzüne bir tebessüm kondurdu.Ardından tekrar arkasını döndü.

"Konu ne muhafız?" diye sordu endişeli sesini bastırmaya çalışarak. "Kötü bir şey mi oldu?"Muhafız ne diyeceğini bilemeyerek saf saf Kraliçe 'nin yüzüne baktı. Ne diyecekti? Diyeceği şey zaten kötü bir haberdi. Haber verdikten sonra da zaten Kraliçe sinirlenecek hatta belki muhafıza sinirini kusacaktı.Muhafız Kraliçe' nin sinirinin gazabı olmak istemiyordu.

" Kötü bir haber efendim. "diye cevap veren muhafızın içini bir korku kaplamıştı. Öte yandan ise Kraliçe 'nin içini ise endişeliydi. Ne olmuş olabilirdi? Biri mi ölmüştü. Krallıklar arasında savaş mı çıkmıştı? Veya halktan kendisi hakkında şikayet mi vardı. Bir Kraliçe olarak her ihtimali düşünmek zorundaydı. Ve bu bazen yorucu olabiliyordu.

"Dolaylı yoldan anlatma muhafız. Direk konuya gir." Yoksa Kraliçe Linda 'nın artık sabrı kalmayacaktı. Anlaşılan bu muhafız ondan çok korkuyordu. Fakat sırf onu ürkütüyor diye Kraliçe' yi de korku içinde bekletemezdi öyle değil mi?

Ay' ın Gölgesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin