2🌝

6 3 0
                                    

Yoongi
Sabah'ın erken saatlerinde kalkmıştım. Ve kalkar kalkmaz kendimi banyoda bulmuştum. Her sabah banyo almadan asla evden çıkmazdım. Banyodan çıktıkan sonra giysi dolabımın önüne geldim. Çok düşünmeden basit bir ince kazak ve bir kumaş pantolon gitmiştim.

(Kıyafeti bu şekilde düşünebilirsiniz arkadaşlar)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Kıyafeti bu şekilde düşünebilirsiniz arkadaşlar)

Evden çıkmış siyah arabama binmiştim. Anahtarı sokup arabayı çalıştırdım. Sabah kahve ve kek yemek oldukça hoşuma gidiyordu.
Özellikle o gittiğim cafenin keki ve kahvesi çok güzel oluyordu.

Günümün yarısı saçma sapan işler ile geçiyordu aslında işimde oldukça iyim ama işi beceremeyen kişiler ile yapınca kendimi tutmayıyordum ve anında patlıyordum. Bu zamana kadar sinirim yüzünden birçok insan zarar görmüştü yada öbür tarafı boylamıştı. Asılında amacım kötü değildi ben yanlızca düşmanlarımdan kurtuluyorum. Kore'nin en meşhur yeraltı mafyaları arasında en güçlüsüydüm. Ama orada insanlar bana yoongi demezdi bana suga ve şeytanın kılıcı gibi saçma lakaplar takmışlardı. Yani kimse gerçek adımı bilmiyordu.

Yaklaşık bir saat sonra cafeye varmıştım ama gördüğüm manzara beni şoka uğratmıştı. Cafenin camları kırık içerdeki masalar dıaşrı atılmıştı. Ve kapıda bir polis ekibi vardı etrafı inceliyordı bir yandan ise dükkanın sahibi olan ve adınını daha dün öğrendiğim jimin polislere ifade veriyordu. Ama oldukça sinirli gözüküyordu bir süre onları uzaktan izlemeye başladım.

Ve bir anda sarışın çocuk bağırmaya başladı. "Sizde o adamlara yardım ediyorsunuz. İşbirliği yapıyorsunuz resmen, polislerden nefret etmek ile aptallık ettiğimi düşünüyordum ama tamamen haklıymışım benden çekeceğiniz var memur bey" bu kadar sinirli olmasının sebebini merak ediyordum hemde bir polisi tehdit edicek kadar sinirliyidi. "Bakın jimin bey anlaşın bitsin diyorum şu konuyu uzatmayın lütfen" polis ve jimin konuşurken yanlarına çili ve kahverengi saçlı bir genç gelmişti.

"Jimin hyung artık sakin mi olsanız karışmak istemiyorum ama bence polisi dinlemeliyiz. İlanı bir bildikleri var sonuçta polisler adalet için burada"
Jimin kısa bir kahkaha saçmıştı etrafa "Adâlet mi siz hâlâ öyle bir şey olduğuna inanıyormusunuz gerçekten ayrıca ben polislere asla güvenmem onların yardıma ihtiyacım yok bu işi tek başıma çözerim" bu kadar bekleyiş yeterli olduğunu düşünüp yanlarına hızlı adımlar ile gittim. "Sarı çocuk haklı polislere güvenmek aptallıktan başka birşey değil ayrıca malesef dünyada adalet yok" bir anda tüm gözler benim üzerimdeydi.

Jimin Polisler ile biraz daha tartıştıktan sonra polisleri göndermişti. Onların yardımı istemiyordu hızlıca dükkanına gitmişti bende hemen arkasından koşarak gitmiştim. "Sonunda benim gibi düşünen birini buldum jimin" oturduğu yerden kafasını bana çevirmişti ama sâdece bakmakla yetinmişti. Bende masanın karşınındaki küçük koltuğa oturmuştum. "Polislere neden öyle davrandın ve cafeyi kim bu hâlâ getirdi." tekrardan kafasını kaldırıp bana baktı ve konuşmak için dudaklarını araladı.

"Benim güzel cafemi bu hâle getiren Jeon Jungkook ve adamları mafyayım diye etrafata geziniyor ama tek yaptığı insanları tehdit edip korkutmak bu dükkanı elimden almak istedi bende izin vermedim. Ve her ay ona para göndermemi istedi. İşlerinde yardımcı olmamı istedi kısacası kendine resmen köle arıyordu. Tabi ben bunların hepsini reddettim ve bu olay oldu başka neler yapar bilmiyorum ama en ufak korkum ve pişmanlığım yok"

Jeon Jungkook der demez gözlerim büyümüştü o benim ezeli düşmanım ve rakibimdi ama Jeon oldukça tehlikeli biriydi onu çok iyi tanıyordum. eğer birine kafayı taktıysa asla vazgeçmezdi. Yani kısacası jimin tehlikedeyedi ama bunun farkında değildi onu korumalımıyım yoksa öylece Jeon Jungkook yem olamsına izin mi vermeliydim. Şimdilik ona farkettirmeden peşine güvenliği için adamlarımdan birini ayarlıcaktım. "Saat biraz geç olmuş jimin önemli işlerim var gitmeliyim sanada geçmiş olsun umarım kısa zamanda sorunu çözersin" onu neden koruduğunu bilmiyorum ama onun gibi biri oldukça işime yarayabilirdi.

Aslında Jeon Jungkook yenmek için onun öne atabilirdim. Masum bir insanı kullanmak istemiyordum. Oldukça iyi biriydi ve bir o kadar güzel yüzü vardı. Bunu yaptığım için ileride pişman olucağıma eminim ama yinede şu şimidiyi düşünmeliyim. Zaferimi düşünmeliyim. Bu durum Can sıkıcıda olsa yapacaktım.

Arabaya bindiğimde sadık adamlarımdan olan ve ayırıca asistanım olan kim minyoong'u aradım. Ve jimin için bir adam ayarlamısını istedim. Dediğimi ikiletmemden kabul etmişti. Telefonu kaptıp arabayı çalıştırdım ve şirketime doğru yolla koyuldum. Yol boyunca yapacağım planı düşündüm. Ama akılıma pek birşey geldiği söylenemez doğrusu planı en ince ayrıntısına kadar düşünmeliydim. Bunu kazanmak için yapmalıydım.

Jimin
Yoongi'nin benle konuşamsı beni oldukça şaşırtmıştı ve polisler hakkındaki düşüncelerimin aynınsın onda olması tek olmadığımı hissetirmişti. İşi olduğunu söylediğinde hiçbirşey dememiştim. Odamdan çıkar çıkmaz rahatsız edici koltuğumdan kalkıp karşımdaki küçük ama yumuşak olan koltuğa oturup yayılmıştım. Bir süre sonra gözlerim yavaş yavaş kapanmış ve uykuya dalmıştım.

Beni uyandıran hobi hyung olmuştu. "Jimin artık daha fazla burada durmayalım yarın hasar tespit için gelicekler birkaç güne eski haline döner herşey merak etme" gözümü yavaşça açmış ellerim ile ovuşturmuştum. "Hobi hyung kaç saattir uyuyorum ben"
Elindeki saate baktı. Ve bana geri döndü. "3 saatir uyuyorsun jimin hadi kalk bugün benim evimde kal birşeyler yaparız olur mu?" ayakalnıp masanın üstüne bıraktığım ceketimi almıştım
"Olur hyung diğerleri evine güvenli bir şekilde gitti değil mi?''
Yanıma gelip omuza dokundu
"merak etme jimin herkes güvenli bir şekilde evine gitti. Hadi bizde gidelim artık " son kez dükkana bakmıştım dışarıdan sonra hemen benim arabama binip hobi hyungun evine doğru yolla koyulmuştuk.

Yol boyunca arkamdaki araba dikkatimi çekmişti ben hangi yolla girsem hep arkamdaydı biraz şüphelenmiştim. Yoksa Jungkook'un adamlarımdan biri bizi mi takip ediyordu. Arabayı son gaz süremeye başladım. Hobi hyung endişeli bir şekilde sormuştu. "Jimin ne oluyor arabayı neden bu kadar hızlı sürüyorsun." bir yanadan dikiz ayansına bakıyor. Bir yandan ise önümüdeki yolu izliyordum. "Hobi hyung galiba arkamızdaki araba bizi takip ediyor yol boyunca hep arkamızdaydı" hobi hyung endişeli bir şekilde hem arkasına bakıyor hemde sıkıca kemerini tutuyordu benim hızlanmam ile arabada hızlanımıştı.

Şu an o kadar hızlı gidiyordum'ki her an ceza yiyebilirmiyidim. Hızlıca hiç bilmediğim bir yola saptım. Arkamdaki arabanın önüne ani bir şekilde gelen kırmızı araba bizim izimizi kaybettmemizi sağlamıştı. Daha önce hiç gelmediğim bir yoldu o yüzden şu an nereye gittiğim hakkında en ufak bir fikrim yoktu.

Bir süre sonra bir orman yoluna gelmiştik hiç araba yoktu etrafta ciddi anlamda kaybolmuştuk.
"Jimin neredeyiz biz" araba bir anda durmuştu. "Bilmiyorum hobi hyung ama bu araba neden durdu. Şimdi" hobi hyung arabadan çıkıp dışarıda temiz bir hava aldı bende arabadan inip hemen yanına gittim. "Hyung benzin bitmiş ne yapacağız şimdi nerede olduğumuzu bile daha bilmiyorum
Hem bir süre sonra hava kararıcak" hobi hyung cebindeki telefonu çıkartıp arama kısmından bir numarayı tuşaldı ama bulduğu muz yerde telefon asla çekmiyordu anlaşılan bir süre daha buradaydık

Bir bölümün daha sonuna geldik arkadaşlar bolca yorum atıp oy vermeyi unutmayın. Çünkü bunlar benim için çok önemli 🦋

Yoonmin ile kalın sevgili dostlar 🙃

My Dangerous Love/YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin