2.0a özel bir seyler yazim dedim ruh halim bu kadarina izin verdi
°°°
Sevgili Louis ve Albert Moriarty,
Bu mektubu aldığınızda ve üzerinde yazan ismimi gördüğünüzde bir umutla zarfı açacağınızı tahmin ediyorum. Beklediğiniz haberi getirememenin kederi ve pişmanlığı içerisindeyim. Ne kadar af dilesem az, kelimeler ne söylersem söyleyeyim yetersiz kalır.
Benden rica ettiğinizi yapmak için ne kadar uğraştığımı tahmin dahi edemezsiniz. O kahrolasıca köprüye koşarkenki adrenalimi asla bilemezsiniz. Öyledir ki, belki de kardeşinizi sizden daha çok kurtarmak istedim.
Lakin siz de oradaydınız, gördünüz. İkna etmek için ne kadar çabaladığımı gördüğünüzü umuyorum. Kardeşinizin, William'ın ne kadar inatçı veyahut kararlı olduğunu siz de benim kadar iyi biliyorsunuz. Ne dediysem fayda etmedi, ne söylediysem kalbine ulaşamadım. Belki de kalbi ulaşabileceğimden daha derindeydi, belki yeterince çabalayamadım. Suçluluğumu kabul ediyorum ve ah... bu ne büyük kederdir!
William'ı düşmandan ziyade hep kalbimi açabileceğim bir dost gibi gördüğümü bilirsiniz. Bu nedenledir lütfen onu bilerek kurtarmadığımı düşünmeyiniz. Oraya ne umutlarla gittiğimi, kafamda ne planlar kurduğumu anlatsaydım bu mektup kim bilir kaç kutu mürekkebe ve kağıda mal olurdu... Onunla her şeye yeniden başlamanın düşüncesi bile mest olmama yetiyor idi. Lakin ben bu fırsatı elimin tersiyle itmiş gibiyim.
Düşüşünü izlerken aklımdan geçen tek bir düşünce vardı: Peşinden git. Onu kurtarmak için hâlâ bir ihtimalimin olduğunu biliyordum. Peşinden atlasam bile ona yetişemedim, ki bu en büyük ikinci pişmanlığımdır. Keşke biraz daha evvel peşinden gitseydim de onu sarıp sarmalayarak canavarlaşan sudan alıkoyabilseydim.
Cesedi bulunamasa da artık aramızda olmadığı kesinleşmiştir. O canavarın dibinde ne kötü şeyler olduğunu yakından gördüm. Hatta bu görüş sağ gözüme mal olmuştur. Bu mektubu yazarken kağıda damlamaması için sildiğim gözyaşları hep sol gözümden akarlar. Ancak inanın bana, kendi gözümün kaybı William için duyduğum acının yanından bile geçemez.
Hatamı bilirim, kabul ederim. Louis benden tüm savaşımızı bir kenara bırakıp ağabeyini kurtarmamı istediğinde kabul edişim sürekli aklıma gelir. Sözümde duramadığımı kabul ederim. Ve bu beni kahreder. Ancak en çok da William'ın ölmeden önce gözlerinde gördüğüm ufacık umut, kollarım ona uzanmaya çalışırken kendi içinde kurtulma isteğiyle verdiği savaş beni kahreder. En çok William'ın da kurtulmak istemesi beni kahreder. Ben nasıl bir dedektifim ki hiçbir isteği yerine getiremem? Ben nasıl aşağılık bir adamım ki sözlerimi tutamam?
İşte böyle, sevgili Louis ve Albert. Bütün bu ezilmiş gurur ve beni kahreden o düşünceler asla aklımdan çıkmaz ve beni delirtirler. Bu nedenledir size mektubumu yazmak istedim. En azından, bu aciz ve güçsüz adamın niçin delirdiğini ve hatasının bedelini aynı şekilde ödediğini bilin istedim. Beni düşman görmeye hakkınız vardır. Ben de kendimi düşman görürüm lakin size sebeplerimi anlatmasaydım, işte o zaman kendi canıma kıyamazdım. İşte o zaman her şey zorlaşırdı.
Affınızı diliyorum lakin beni affetmeyiniz. Ben affedilmeyi hak etmeyen, güçsüz bir adamım.
Sherlock Holmes
°°°
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Moriarty the Patriot | Serbest!
FanficAklına gelebilecek her şeyi kitaba topluyorum. No 1 Yuumori fanı benim.