Kasadan bir başka müşterinin aldıklarını geçiriyordum. "509.99". Müşteri gidince Mert'e döndüm. "Bu ekonominin hâli ne ya, bi tişört 500 tl olmuş". Mert sadece yorgunlukla beni onaylayarak başını aşağı yukarı salladı. Mert hemen yanımdaki kasada çalışıyordu. Bu yüzden rahatça konuşuyorduk. Diğer müşteri geldi ve erkek olmasına rağmen benden 10 cm uzundu sanırım. 167 falan olmasına rağmen kendine çok büyük gelebileceği belli olan simsiyah bir pantalon almıştı. Güler yüzle pantalonu bana uzattı ve hemen Mert'i incelemeye başladı. Ben kasadan pantalonu geçirirken Mert'i dikkatle inceliyordu. Ona baktım ve tam fiyatı söyleyecekken bana siyah kartını uzatmasıyla ağzım açık kaldı ama yutkunarak hızlıca yüz ifademi düzelttim. Ödemeyi yaptı ve ben "Tekrar bekl-" derken arkasını dönüp gitti. Konuşmamıştı bile! Biraz sinir oldum ama gülerek Mert'e baktım "Gözü hep sendeydi, gay herhalde". Mert kahkaha attı. "Pek yaşlı değil Sugar daddy'm olamaz ama idare eder yani zengin sonuçta."
Limitsiz kartını farketmiş olmalıydı. Yine başka bir müşteri geldi ve onun aldıklarını da kasadan geçirdim.
...Saat akşam 8 olmuştu.Mesaim bitmişti. Yorgunluktan neredeyse bayılacak hale gelmiştim. Mert'e baktım, o hala enerjikti. "Sen nasıl yorulmuyorsun ya?". Mert sırıtarak göz kırptı "Yaparken yorulmadığım başka işler de var, söyleyim mi?". İlk başta anlamadım ve gözlerimi kırpıştırarak ona baktım. Fakat Mert kahkaha atmaya başlayınca neyi kastettiğini anlayarak ona bi askı fırlattım. "Sapık!". Mert tam bir şey diyecekken arkama baktı ve hemen sustu. Hızla arkamı döndüm ve gördüğüm görüntüyle yutkundum. Karşımızda mağazanın müdürü Poyraz Taşoğlu vardı. Bağırarak açık ve net bir şekilde "Kovuldun." dedi. Mert yanıma gelip hafifçe belimi tuttu ve benim suçum olmadığımı söyleyip durumu açıklamaya başladı. Mert Poyraz'la konuşurken yine izlendiğimi hissettim ve bileğim ağrımaya başladı. Etrafıma baktım fakat ben kafamı çevirdiğim sırada elektrikler kesildi. Ağzımdan ufak bi çığlık kaçtı. Müdür ikimize de sinirli bi şekilde bakarak "Bu seferlik affediyorum fakat bir daha en küçük hatanızda sizi mahvederim, bu mağazanın önünden bile geçemezsiniz.". Surat ifadesine gülmemek için yanağımın içini ısırdım ve müdür gittiği anda gülmeye başladım. Mert onun taklidini yaparken onun göğsüne vurarak gülmeye devam ettim ve en sonunda nefes nefese gülmeyi keserek Mert'in göğsüne kafamı koydum. "Sevdim seni". Mert gülümsedi "Bende"
Ayaz'ı beni alması için aradım ve mağazanın önünde beklemeye başladım. Bir kaç dakika içinde Ayaz beyaz arabasıyla drift atarak mağazanın önünde durdu. Dumanların arasında öksürmeye başlayarak sessizce "Serseri piç" dedim. O sırada Mert mağazadan çıkmıştı ve benim halimi görünce dumanlardan etkilenmemem için belimden sıkmadan tutarak kendine çekti ve diğer tek eliyle yüzümü kapatarak beni dumansız bi yere götürdü ve elini çekti. Biliyorum komik görünüyorduk ama bu hareketi hoşuma gitmişti. Ayaz kapıdan bize baktı ve göz kırptı. Sessiz bi şekilde sırıtarak "Yeni manita mı yaptın?". Ağzını okumuştum. Mert'e belli etmemeye çalışarak ona doğru nah çektim ve Mert'e döndüm. "Hadi seni de evine bırakalım" . Mert kabul etmeyince söylemekte ısrar etmek istemedim. Ön koltuğun kapısını açtım ve Mert'i koltuğa doğru ittirip kapıyı hızla kapattım. Ben arabaya binince Ayaz da çocuk kilidini açtı. Kendi kendine söylendi "Adam kaçırıyoruz sanki be!". İkimizde kahkaha attık ve Ayaz arabayı sürmeye başladı. Yine sağ el bileğim ağrımaya başladı. Cama baktım ve sessizce düşündüm "Biri beni mi takip ediyor?"
...Yarın cumartesiydi. Tatil günümdü. Gülümseyerek Melis ve Mert'i tanışmaları için WhatsApp'tan görüntülü aradım. İkisi de aynı anda açtı ve aynı anda aynı cümleleri söylediler "Alya, bu kim?". Kıkırdadım ve onları tanıştırmaya başladım "Mert bu Melis. Kendisi res-". Ayaz Melis'in ismini duymuş olacakki koşarak yanıma geldi "Naber Melis?". Gülmemek için alt dudağımı ısırdım ve tam Melis cevap verecekken Mert'ten kapı açılma sesi geldi. Mert tam bir şey diyecekken Mert'in evindeki ışıklar söndü. Mert'in bağlantısı kopmadan önce ağzından yarım kalan şu sözcükler çıkmıştı "Hemen buraya gelmezseniz öleceği-"
Bağlantı koptu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YOLCULUK
ActionÇocukluğundan beri, yaşadığı olaylara rağmen neşeli ve soğukkanlı olmaya çalışan Alya'nın hayatı birden değişmeye başlar. Bakalım şimdi de aynı şekilde kalmaya devam edebilecek mi? "Gördüğüm fotoğraf yüzünden hâlâ yaşadığım şoku atlatamamışken aynı...