1.bölüm İlk Gün

17 2 3
                                    

Merhaba ben Zeynep. Bunlar arkadaşlarım Berkay ve Deniz.
Şuan derste olmamıza rağmen hiçbir hoca dersimize girmiyor. Tahminimize göre diğer sınıfların hocaları da gelmemiş. Bir kaç arkadaşımız "hocalar nerede?" diye müdüre sormaya gitti fakat geri dönmediler. Ne yapacağımızı hiç bilmiyorduk. Gitsek geri dönmeyecektik, Gitmesek meraktan ölecektik
                                      30 dakika sonra

Bir yanımız uyuyor, bir yanımız kitap okuyor. Ben en sevdiğim romanı okurken Deniz'le Berkay konuşuyordu.
Sınıfta konuşanlar olsa bile fazla ses olmuyordu. En sonunda dayanamayıp Denizin yanına gittim. "Deniz ben çok sıkıldım. Bir saattir hiç kimse gelmedi. Acaba biz mi gidip baksak?" sessiz konuştuğumuz için Berkay beni duymamıştı. Duysaydı kızacağını biliyordum. Deniz soruma sadece omuz silkmekle yetindi. Ufluyarak Denizin yanından kalkıp Ayşegül'ün yanına gittim. Ayşegül'le daha yeni tanışmıştık. Biz genelde Ayşegül'e 'Ayşe' derdik. Ayşe de aynı benim gibi kitap okumayı seven bir kızdı. Ayşe'nin yanına oturduğum zaman Ayşe kitabını okumayı bırakıp bana döndü. "Efendim Zeynep" "Ayşe ben çok sıkıldım. Gidip biz mi baksak?" son söylediğim cümleyi biraz sesli söylemiş olacaktım ki arkamızda uyuyan Melisa bile uyanmıştı. Melisa, Ayşe'nin en iyi arkadaşıydı ve bizi de o tanıştırmıştı.
Melisa'nın gözleri heycanla bana kakıyordu. Heralde biraz maceraya atılmak istiyordu. Ayşe sadece soruma göz devirip kitabımı okumaya devam etti. Bu Ayşe'nin dilin de 'ben yokum' veya ' hayır olmaz' deme şekliydi. Melisa hayla bana 'hadi gidelim biraz maceradan sıkıntı gelmez.' diye bakıyordu. Kafamla kapıyı göstermeden önce Deniz'le Berkay'a baktım uyuyorlardı. Melis'ya kafamla kapıyı gösterdikten sonra kalkıp kapıya yöneldik. Kapıdan çıktıktan sonra Melisa kolumu tutarak ilerlemeye başladı. Korkmuyorduk, en azından ben korkmuyordum. Melisa korkudan titremeye başlamıştı. Okulumuzun bazı taraflatı baya bir nutubet kokuyordu. Okulumuz temizlik konusun da aslında çok titizdir. Bu nutubet kokusu'nun yanı sıra ne olduğunu bilmediğimkeskin bir koku vardı. Bu koku gerçekten midemi bulatıyordu. Kapı tarafına gitmeye karar vermiştik. Camlardan çıkmayı deneyebilirdik. Ama okulumuzun 1,2 ve 3. katında pencere yoktu. 4. katında pencere vardı. Fakat sıkıntılı olan şey okulumuzun çok yüksek olması. Okulumuz 6 katlı olmasına rağmen dışardan 4 katlı gözüküyordu. Yürümeye devam ederken birden Melisa bağırmaya başladı. "Zeynep arkadan biri geçti!." hem ağlıyor hem sayıklıyordu. Sakinleşmesi için her şeyi yapıyordum ama asla sankinleşmiyordu. En sonunda Melisa'nın susması için sert bir tokat attım. Biraz sert atmış olacaktım ki Melisa bayılmıştı. Melisa o kadar ağır değildi. O yüzden Melisa'yı kollarımın arasına alıp yürümeye başladım. Tam üçüncü adımımı attığım zaman iki kişinin azından benim ismimi haykırdıklarını duydum. Arkamı döndüğümde bana koşarak gelen Deniz'le Berkayı gördüm. İkiside yanıma geldiğinde gözlerin de korku olduğunu gördüm. Berkay ve Deniz'le 7 yaşımda tanışmıştım. Birbirimizi çok sevdiğimiz için birimize bir şey olsa hepimizin canı acıyordu. "Zeynep ben sana ne dedim he!?. Melisa'ya ne oldu?." Berkay Melisa'yı kollarımdan aldıktan sonra ilerlemeye başladı. Tabi ki Deniz durur mu? Hemen Berkay'ın peşinden gitti. Artık ayaklarımın üzerinde duramayacağımı anladığım da yere oturup ayaklarımı kendime çekip göz yaşlarımın süzülmesine izin verdim. En güvendiğim, en sevdiğim arkadaşlarım beni satıp daha yeni tanıştıkları kızı alıp gitmişlerdi. Ayağı kalkıp ilerlemeye başlaşladığım da, biri beni tutup elinde ki bezi bana koklattı. Ne kadar ondan kurtulmaya çalışsam da bana koklatığı şey yüzünden halsizleşiyordum. Bana riskin koklattığını anlamamla bayılmam bir olmuştu.
                                         Berkay KAYA...

Korkuyordum. Hatta deliler gibi korkuyordum. Ben Berkay KAYA korkmamaya yemin etmiştim. Ama şuan öyle bir durumdaydık ki deli gibi korkuyordum.
Zeynep benim aşık olduğum bir kızdı. Bir kızdı diyorum çünkü: ben sadece Zeyneb'e deliler gibi aşık olmuştum. Zeynep şuan ortalıkta yoktu ve bu benim suçumdu. 2 yıldır sevdiğim kızı bırakıp daha sadece adını bildiğim bir kızı korumuştum. Her yere bakıyordum ama zeynep'i bulamıyordum. En sonunda çaresiz bir şekilde çaresiz bir şekilde sınıfa giderken yerde bir bez parçası gördüm.
Bez parçasını elime aldığımda yoğun bir koku olduğunu fark ettim. Bez parçasını burnuma götürdüğümde bez parçasının yoğun bir şekilde riskin koktuğunu anladım. Taşlar yavaş yavaş yerine oturmaya başlamıştı. Zeynep'i riskin'le bayıltıp kaçırmışlardı. Bu bir oyun olabilirdi, ama Zeynep ortalıkta olmadığı için inanmak zorundaydım. Son kalan gücümle sınıfa koştum.

                                                     Katil...

Ellerim kan içindeydi. Kızın korkması için önüne Azra ve Betül'ün cesetlerini çıkarmıştım. Azra ve Betül çok gençlerdi. Yaptıkları şeyler içinde çok gençlerdi. Uyuşturucu, alkol... bunları kullanmak içinde çok gençlerdi. Kızı biraz dövmüştüm. Tamam, tamam kızı gerektiğinden fazla dövmüştüm. Onu öldürebilirdim, ama yapamadım. Kızın bir çok yerini morartmıştım. Başka bir şey yapmamıştım, yapamamıştım. Bu kızı bir yerden tanıyordum ama nereden tanıdığımı bilmiyordum. Vücudunda ki morartılara buz koyduğum da inliyip ağlamaya başlıyordu. Bunu kendi isteğiyle yapmadığını biliyordum. İşim bittiğin de buzu masa'nın üzerine koyup dışarı çıktım. 12/C'ye gidip Deniz'le Berkay'ı bulmam lazımdı.

                                           Deniz AKAY...

Şuan çok zor bir durumdaydık. Telefonlarımız kimseyi aramıyor, Berkay, Zeyneb'i bulamadığından kafayı yemiş durumdaydı. Berkay, Zeyneb'i 2 yıldır seviyordu. Şuan kaybolmuş olması onu delirtiyordu.
Burak 12/A'dan arkadaşımızdı. Burak genelde kendi iç dünyasım da yaşıyan bir çocuktu.
Burağ'a Zeynep'in kaybolduğunu söylediğim de üzülmüş ve yapabileciği bir şey olup olmadığını sordu. Biz de yapabileceği bir şey olmadığını Zeynep'le ilgili bir şey bulursa söylemesini istedik.

                            Zeynep KARAMANLI...

Vücudum da ki bazı yerler çok acıyordu. Ayaklarım ve kollarım kalın bir iple bağlandığı için hareket ettirdiğini de zaman acıyordu. Kafamı yan tarafta ki masa'ya çevirdiğimde masa da buz olduğunu fark ettim. Galiba bir morarmış yerlerine buz koymuştu. Masa da daha korkutucu şeyler vardı. Bıçaklar kanlı bir şekilde duruyordu. Bu görüntüyü daha kaldıramadığımdan kafamı önüme çevirdim. Kafamı önüme çevirmemle o korkutucu gerçeği gördüm. Önümde Azra ve Betül'ün cesetleri vardı.

Katile Aşık olmak... Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin