Uçan arabalar, kablosuz enerjiler, sınırsız elektrik, kendiliğinden şarj edilen aletler, benzine ihtiyaç duymayan ulaşım araçları... Buradaki insanlar milyonlarca mil uzaklığa dakikalar içerisinde ulaşılabiliyordu. İnsanlar yemek yemiyor, küçücük bir hap ile aylarca tok kalabiliyordu, Danton adeta hayalimizdeki cennetti. Savaş yok, barış vardı, herkes bilim ve teklonoji ile uğraşıyor, kendilerini her yönden geliştiriyorlardı. Kendileri arasında mutluluk gezegeni olarak da adlandırılan Danton'da farklı ülkeler, farklı diller yoktu. Herkes aynı dili konuşuyordu.
Angelina daha yedi yaşındaydı, okula yeni başlamıştı, babası onu en iyi şekilde yetiştiriyor, daha yedi yaşında olan kızı Angelina, hiçbir insanın bilmediği teorileri ezbere biliyordu. Babası nitelikli bir bilim adamı olan Angelina, yaşadıkları gezegen dışında başka gezegenlerde de insanların yaşadığını düşünür, bu konuyu babası ile paylaşırdı, fakat babası böyle birşeyin mümkün olmadığı söylerdi, yaşadıkları bu gezegen yaşadığımız dünyadan milyonlarca kat gelişmiş ve en yüksek teklonojilere sahiptir. Burası Mutluluğun Gezegeni Danton'dır.