Bir yıldız kayar ve bir ruh sonsuzluğa ulaşır.
İşte böyle başladı benim hikayem. -teşekkürler Torog
-Bu yol seni ulaşmak istediğine ulaştıracaktır.Sakın gözlerini kapama Eftalya o zaman istediğini alamayacaksın.
-Geri dönüp seni bulamasam bile daima yüreğimde olacaksın dedim gözlerimi açık tutmaya çalışırken.Oysa onu asla bulamayacağımı biliyordum.O çoktan diğer boyutta kalmıştı bile.Bense bulunduğum yere bakıyordum Sarp kayalıkların başladığı yerden ,yeşilin bir yorgan gibi üzerine inmesiyle başlıyordu bu eşsiz görünüm.Etrafıma baktığımda küçük kulubenin etrafında dolaşan kız çocukları ve onlardan biraz büyük bir kız gülüşerek bodur değirmenin çevresinde yürüyorlardı.İçlerinden en büyüğüne doğru yürüdüm Hızlanarak bedenin arkasına geçtim sonra sessizce fısıldadım 'sakın gözlerini kapama'. İşte yeni evine misafir olmuştu ruhum.Sarsılan gökden şimşekler çoğalırken keyifle gülümsedim.Tekrar insan benliğine dönmek güzeldi.Cely diye bağırdı biri arkamdan, başımı o yöne doğru çevirdiğimde 40'larında tombul beyaz çehreli bi kadın bana eliyle gel işaretleri yapıyordu.O yöne doğru yürüdüm. Ruhum bedene uyum sağlıyorudu ama aradığım kimlik değildi yinede sonuna kadar emin olana dek bu bedende kalacaktım.Hala bana seslenmekte olan kadına doğru ilerlemeye başladım.Bedenin annesi olduğunu düşündüğüm tombul kadın acele et Cely diye haykırırken,az önceki iki küçük kız eteklerime dolanmış hadi Cely yer değirmenine geç kalıyoruz diye cıvıldadılar.Kocaman iri gözleriyle kahküllerinin üstünden bana bakan kız;
-Cely senin neyin var kaşların tıpkı Margaret gibi çatılmış dedi eliyle karşıdan sepetlerle gelen kadını gösterirken .Tahminen otuzlu yaşlarında bi kadındı ve suratı Torogun cadısının suratından farksızdı.
Düşüncelerimi uçuşturup bedenin sahibi gibi davranmaya başladım.Gülümseyerek kızın başını okşadım.Küçük kızlarla ilerlemye başladığımızda tombul kadın tekrar hararetle kızmaya başladı;
-Yeterince vakit kaybettik böğürtlen toplamaya yetişmemiz gerek.Küçük kızlar böğürtlen lafını duyunca her bir ağızdan bağırmaya başladılar.Tombul kadınsa gülümsemesiyle susturmuştu onları.
Böğürtlen toplayan bi kızın bedenini çalmazlardı, bu benim bedenim olmazdı ama yinede emin olmalıydım.Işıldayan patikadan yukarı doğru yürümeye başladım .Uzun heybetli ağaçların oluşturduğu dar yolda ağaçların dalları birbirini kapatarak güneşin açtığı ışık süzmelerini gözüme değdiriyordu.Daha boş bi araziye çıkığımızda ilerdeki irili ufaklı bi çok değirmen ve kendi meşguliyetleriyle uğraşan bi çok insan gördüm.Tombul kadın elindeki sepetlerden bazılarını elime tutuşturarak; -Biz varana kadar bu sepetleri yulafla doldur Cely dedi gülmseyerek ve bende yönlendirdiği değirmene doğru ilerlemeye başladım.Çok çalışan bi çok insan ve gün boyu cıvıldayan insanlar ben bu yere ait olamazdım.Bıkkınlıkla değirmene doğru girdiğimde arkası dönük yapılı genç bi adam siyah saçlarına yukarıdan dökülmekte olan yulaf saplarından temizliyordu.Geldiğimi hissediğinde Cely dedi gülümseyerek bende gelmeni bekliyordum.İşte senin payın diyerek öğüttüğü yulafları sepetime boşalltı ,daha sonra elimdeki sepeti bırakıp kolllarını omuzlarıma koydu -Seni öyle özledim ki dedi alnıma ufak bi buse bırakırken.Şaşkınlıkla adamın yeşil gözlerine bakarken alnındaki bi yara izi doldurdu gözlerimi. Alnına ne oldu dedim parmaklarımı oraya dokunduruken yara yeni gibiydi.Thomsen'i ağaçtan indirmeye çalışırken oldu dedi ellerimi kendi elleri arasına alırken -Önemli bişey değil.Hatırladığım şeyin sarsıntısıyla zorda olsa gülümseye çalıştım.
-Gitmeliyim dedim adam saçlarımı okşarken, beni bekliyorlar.Alnındaki yara izi bana ta derinlerden gelen bişey hatırlatmıştı.Aradığım bedenim bu değildi belki evet ama bana kendi hayatımdan güçlü bi anı hatırlatmıştı.Kulubeden ayrıldığımda sepetlerim yulafla doluydu.Bu gece bu bedenden ayrılacaktım.Bulduğum ipucu beni doğru yola götürecekti biliyordum.Onların gittiği eğimli yoldan ters yöne yürümeye başladım.Diğerleri böğürtlen dolu sepetleriyle arkamdan geliyorlardı.-Yine geç kaldın dedi tombul kadın sinirle ama sepetleri doldurmayı başarmışsın dedi gülümseyerek.Şimdi odana gidip dinlen gün ağardığında çok işimiz olacak dedi bedenin annesi.İki küçük kız ellerimden tutarak evin ahşap merdivenlerinden çıkarmaya başladılar.İki kapının yan yana olduğu bi koridora gelince durdular ve -İyi geceler Cely diye bağrışıp odalarına girdiler.Bense diğer odanın gıcırtılı kapısı açığ içeri girdim.Duvarda boydan boya duran aynadaki yansımama baktım.Bedeni incelemeye fırsatım olmamıştı.Sarı bukle saçları omuzlarından dökülen masmavi gözleriyle etrafa ışık saçan bi kızdı bu beden .Bu sabah o değirmendeki genç adamıöyle sevgiyle bakıyordu gözlerime yani aslında Cely'nin gözlerine.Bu aptal aşk öyküsünü kenara bırakıp pencerden dışarı baktım.Mehtap tüm ihtişamıyla karanlık tabloda parıldıyordu.Bedeni terk etme zamanı yavaş yavaş geliyordu.
Ben Eftalya benliğimi bulmaya geliyorum.Şimdi değil sahibi olduğum bedeni bulunca intikamımı görecekler.Sessiz çığlıklarımgecenin karanlığına karışırken ben yeni bir beden bulma yolculuğuna çıkıyorum.Döneceğim günü sabırsızlıkla bekliyorum ve fısıldıyorum;
'sakın gözlerini kapama'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eftalya
FantasyZaman kavramının yok olduğu bir yerde sonsuzluğa sıkıştı her hücrem. Burdayım ben yok olmadım ,buraya 7. boyuta sıkışıp kaldım Şimdi kendime yeni bir beden arıyorum Geliyorum Orada uzaklarda benden bedenimde farklı bir masumluk görüyorum Adımlarımı...