BÖLÜM 2 GURURLU BİR KRAL/YARALI BİR BABA

26 3 5
                                    

         Mellanirr, dostunu sonsuzluğa uğurlamıştı. Kyhaun'un ölümü, güvensiz hissettirmeye başlamıştı ve yıpratmıştı Mellanirr'i. Belki olmuş olanlardan, belki de olacak olanları düşünmekten yorulmuştu artık. Omuzlarında çanta askısı dışında bir şey yoktu, ama taşıması gereken yüklerden dolayı ağırlaşmıştı omuzları. Barışın bozulmaması için neler yapabilirdi, elinden ne gelirdi? Yüceler ne zaman toplanacaktı? Kim olacaktı Aruchel? Kyhaun'un yerini doldurabilecek miydi? Kendi kendine düşündü, Yüksek Bahçe'ye gelene kadar. Tahtına oturan Felir, umursamaz tavırlarla baskın ve sakin bir ses tonuyla, "Sen miydin gelen?" diye başladı, ellerini arkadan beline doğru tutarak tahtın kenarından beyaz zambaklarla dolu bahçeye bakarak elini bahçeye doğru uzattı ve devam etti, "Sen (kendinden çok emin bir sesle) gittikten sonra birçok şey değişti, Melanirr. Bunlardan birisi de kardeşin Lenn."


          Lenn, Melanirr'in kız kardeşiydi. Lenn, adeta beyaz bir yıldız gibiydi, sanki ay yeryüzünde bir bendendeymişcesine dolaşıyordu. Beyaz ama canlı teni, gülüşündeki ışığı saçmasında en büyük etkendi. Ağabeyi gibi beyaz ama daha çok sarıya yatkın saçları beline kadar geliyor, hatta geçiyordu. Zarif hareketleri olan saçlarının bir kısmını önden örülü şekilde kulaklarının üstünden arkaya bağlardı. Herkes tarafından çok sevilirdi, Yüksek Bahçe'nin biraz aşağısında bulunan gümüş nehrin sonunda insanların yaşadıkları Bell kasabasında bile. Bell, yoksulluk ve açlıkla başa çıkamayan içerisinde birkaç köy bulunduran çok da büyük olmayan bir bölgedir. Üçüncü Büyüksavaş sırasında fazlaca sömürülmüş ve ekim alanları yok olmuş bu kasabada insanlar hayatlarını sürdürmek için diğer bölgelerde çalışmakta veya paralı savaşçılar olarak korumalık yapmaktadır.


          Lenn, burada tanrıça gibi karşılanırdı. Haftada bir, bazen de iki kez Bell'e gidip buradaki insanlara yardım etmekle geçirirdi zamanını. Köyleri dolaşır, dertlerini dinlerdi, ihtiyaçlarını karşılardı. Daha çok yardım etmek isterdi, ama elinden fazlası gelemezdi. Babası Felir, elfleri diğer ırklara göre daha üstün olarak görür ve başkalarının dertlerini kendine dert edinmezdi. Bell'e karşı başka bir tutumu vardı Felir'in; şuanki durumlarını hak ettiklerini söyler ve onlara karşı fazla temkinli davranırdı. Elfler dışında neredeyse kimseyle konuşmazdı bile; elçilerini görevlendirirdi her zaman. Babasının bu tavırları yüzünden daha fazla yardım edemezdi bu insanlara; belki de Felir'in haberi olsa Bell'in yanından geçemezdi Lenn.


         Felir devam etti, "O artık gülüşündeki yıldızlara doğru yolculuğunu yaptı. Senin ardından o da gitti temelli, yalnız bıraktı beni yüce büyük tahtımda kimsesiz." Mellanirr bir anlığına yıkılacak gibi oldu, duyduklarının karşısında inanmadı. Tam kralına doğru yönelip bir şey diyecekken duraksadı. Felir, sert yüzünde ki yaşlarla dolu gözlerini zambaklara çevirdi. Düşlerinde eskiyi hatırladı. Lenn daha ufak bir çocukken zambakların arasında koşuşturur, oyunlar oynardı. Herkesin neşesi yerinde, onunla eğlenirlerdi. Oyun oynarken ayırt edilmezdi Lenn beyaz zambakların içinde. Felir, gözlerinin dolduğunu fark etti ve silkindi. Mellanirr'e doğru yöneldi, uzun pelerini sayesinde sanki yerden yüksekteymişcesine süzülüyor gibiydi, kızgın bir ses tonuyla, "Sen Felir oğlu Melanirr, bil ki benim soyumdan gelmeseydin, bu yüce kanı damarlarında taşıyor olmasaydın seni de (biraz duraksadı ve yutkunarak) sevgili Lenn'imin yani o sözde çok sevdiğin kardeşinin yanına yollamaktan bir an olsun bile tereddüt etmezdim. Sen sevgili kardeşini ağabeyssiz, (daha çok öfkelenerek) Yüksek bahçeyi vekilsiz bıraktın." Biraz daha sakin ve üsten tavırlarla devam etti, "Ben zaten uzun zamandır oğlumu kaybetmiştim, o bunak yaşlı ihtiyar Bahçeye (Yüksek Bahçe) geldikten sonra anlamıştım artık bir oğlumu daha kaybettiğimi, hem de bu sefer savaş meydanında değil." Sözlerini burada bitirip tahtına yöneldi, hemen kenarda duran beyaz taşlarla süslü alt kısmı ince üste doğru kalınlaşan kadehi aldı ve tahtına kuruldu Felir.

AruchelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin