1

13 2 0
                                    

7 ay öncesi...

"Kanka şu kıza bak yüzü sivilcelerden gözükmüyor."

Kankam Ece yine insanların dış görünüşleriyle dalga geçiyor bu çok kötü...

"Kanka öyle deme ya, zaten kızın gözlerine baksana sivilceleri yokmuş gibi davranmaya çalışıyor ama beceremiyor."

Kıza üzgün bir şekilde bakmaya başladım. Daha liseye yeni geçmiş gibi duruyor fazla çevresi de yok bizden 1 yaş küçük olmalı o zaman.

"Kanka sen ciddi misin? Kendini böyle hayal etsene ne kadar iğrenç kusucam şimdi ıyy."

Ona daha fazla dayanamayacağım.

Ece'nin kolundan bir hışımla çıkıp yüzüne sertçe bakmaya başladım.

"İnsanların dış görünüşüyle dalga geçmeyi bırak." Ben ne kadar ciddi söylemiş olursam olayım Ece yine kendisi...

Öyle yüksek sesle bir kahkaha atmıştı ki etraftaki bir kaç kişinin bakışları bize kaymaya başlamıştı.

"Senin en çok bu yanını seviyorum şakaların çok güzel!"

Ben ne dersem diyeyim umrunda olmayacaktı. Ece'ye kaşlarımı çatıp sınıfa gitmeye başladım.

Derse girdiğimizde hocanın annesi vefat ettiği için olmadığını öğrenmiştik o yüzden dersimiz boştu.

Herkes sıkılmaya başlayınca sınıftaki bir çocuk "Hadi gelin doğruluk mu cesaretlilik mi oynayalım!" dedi kimseden ses seda çıkmayınca başka bir kız konuşmaya başladı.

"Ergen miyiz biz niye böyle oyunlar oynayalım?"

Çocuk alaycı bir sesle karşılık verdi,

"Eğer ergen olmadığını göstermek istiyorsan cesaretlilik dersin."

Çocuk masaları geriye itip ortaya oturunca bir kaç kişi daha oturmaya başlamıştı.

Bende çok sıkıldığım için oynamaya karar verdim.

Herkes birbirine saçma sapan sorular soruyorken sıra bana gelmişti ve...

Şişeyi çevirdiler ve...

Ece bana soruyor? Bittim ben...

Ece gülerek bana baktı, " Doğruluk mu cesaretlilik mi?"

Doğruluk dersem elimden sırlarımı alırlar...

"Cesaretlilik."

Ece'nin gülümsemesi büyüdü ve hayatımı mahvedecek olan o görevi bana verdi

"Şu sivilceli kızı hatırlıyor musun hani şu yolda gördüğümüz, işte onu bul ve 'çok çirkinsin sivilcelerin o kadar büyükken önünü nasıl görüyorsun?' diye sor ama yapabildiğin en gerçekçi şekilde yap bunu."

Sınıftaki herkes kahkaha atarken tek gülmeyen kişi bendim. Bunu yapamazdım.

"Hadi yoksa sınıftaki bir erkek ile öpüşürsün."

Sınıftan ooo nidaları yükselirken bazı erkekler çoktan kimle öpüşeceğime karar vermeye çalışıyorlardı özür dilerim çok özür dilerim...

"Tamam o kıza bunu söyleyeceğim..."

Ece kahkaha attı ve beni takip etmeye başladı.

O kızların dersinin beden olduğunu ece bana söyleyince spor alanına gitmeye başladık.

O kızı gördüğümde kalbime bir tohum yerleşti o tohumun adı ise umutsuzluktu.

O kızın hiç umudu yoktu.

Kırılacaktı.

Dökülecekti.

Parçalanacaktı...

"Hey!"

Kıza seslenmemle kızla beraber sınıfın yarısı bize dönmüştü.

"Evet sen sivilceli  buraya gel."

Kız çekinerek yanıma geldi ben ise bu hayatta en iyi yaptığım şeyi yapıp rol yaptım ve yüzüme alaycı bakışlarımı kondurdum.

"Sen bu sivilcelerle önünü nasıl görüyorsun o kadar büyükler ki ben bile senin yüzünü göremiyorum hiç mi bakıma filan gitmedin sen ya?"

Ece şen bir kahkaha patlatırken benim alaycı yüzüm gitmişti ama herşey için çok geçti kızın sınıfındakilerde gülmeye başlayınca kızın gözleri doldu ve orada  hızlıca uzaklaştı. Ama giderken duyabildiğim kadarıyla şunu söylemişti.

"İntikamımı alacağım."

Ben bunu takmazken Ece gülerek bana geldi ve konuştu.

"Çok iyiydin."

Ben onun yüzüne ruhsuzca bakarken o beni takmadan gülmeye devam etti ve erkek öğrencilere doğru yürümeye başladı.

Herşey için çok geçti.

O kız bugün intikam yeminleri verdi.

Ben bugün kendimden o kız için vazgeçtim.

Bugün olanların gelecekte bana geri geleceğini bilmeden yürümeye devam ettim.

Ama herşey için çok geçti.

Artık sırtımda bir kambur, yüzümde ise bir sivilce  vardı.

🚬

Bölüm nasıldı? Ben o kıza çok üzüldüm açıkçası ama kitap diye geçmeyin bu olaylar gerçekte de oluyor...

Eğer beğendiyseniz oy vermeyi unutmayın lütfenn

Sonraki bölümde görüşürüzz

SİVİLCEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin