çarşamba
16:09Kararmaya başlayan havayla birlikte kampüsten çıkan insanlardan sıyrılarak tenha sokağa giriş yaptı. Kolyesini takmayı unutmuştu bugün ve tüm gün kafasını şişiren bir ton insanın iğrenç düşünceleriyle donatılmıştı beyni. Bu yüzden uzatmak pahasına da olsa farklı bir güzergah izliyordu şimdi, dinlenmeye ihtiyacı vardı. Tek tük insan bulunuyordu yine fakat binbir çeşit canlının olduğu caddeye tercih ederdi burayı.
İlk defa kendi düşünceleriyle başbaşa kaldığı anın keyfini çıkarıyordu. Uzun, dar sokakta, sessizlikle birlikte ilerlerken duyduğu sesle bu an bozulmuştu. Kaşlarını çatarak, durakladığında tekrar aynı sesi duydu. Boğuk bir hıçkırıktı bu. Nereden geldiğini anlar anlamaz o tarafa doğru yol almaya başladı. Her ne kadar uğraşmak istemese de geçip gitmekten de hoşlanmadığı için duymaya devam ettiği hıçkırığın sahibine doğru ilerliyordu. Fakat yanına varamadan ağlama sesleriyle birlikte düşünceleri de ondan önce ulaşmıştı Minho'ya.
"Kapı, ağaç, merdiven. Kapı, ağaç, merdiven..."
Minho, zihninde sürekli şekilde dönüp dolaşan üç kelimeyi anlamlandırmaya çalışsa da pek başarılı olamamıştı. İlerlemeye devam ederek sonunda hedefine ulaştığında bir apartmanın merdiveninde dizlerini kollarıyla sarmış, kafasını da eğmiş bir şekilde sallanan genç çocukla karşılaştı.
"Bir, iki, üç..."
Şimdi biraz da olsa anlayabilmişti durumu. Tam karşısında olan kendisini bile fark etmediğine göre bir çeşit atak geçiriyor olmalıydı. Yanındaki çantanın açık fermuarından gözüken kapağı açık kalmış ilaç kutusu ve yarısı içilmiş su şişesi doğruluyordu bunu.
En sonunda ne yapacağını bilemeyerek orada olduğunu belli edercesine boğazını temizledi. Ancak bir cevap alamamıştı. Çocuk titremeye devam ediyor ve kafasında sayılarla birlikte nesneleri de tekrar ediyordu.
Minho eğildiğinde elleriyle derisini çizen çocuğun ellerini kendi avucunun içine alarak durmasını sağladı. Yaptığı hamleyle irkilen çocuk titreyen korkulu gözleriyle Minho'ya baktı. Genç adam güven verici bir şekilde gözlerini krizdeki çocuğa sabitledi. Ne diyeceğini bilemiyordu ama onu güvende hissettirmesi gerektiğini düşünerek avucunun içinde duran elleri sıkıca sardı. Aklına gelen kelimelerle boğazını temizleyerek konuşmaya başladı. "Farkındayım korkuyorsun ama şu anda güvendesin." dedi tane tane. Sözlerinin çocuğu etkileyeceğini düşünmüyordu ama denemeye değerdi. "Korkun için ne yapabilirim bilmiyorum... Sadece bu anının biteceğine eminim tamam mı? Birazdan daha iyi hissedeceksin." Daha önce de atak geçirmiş biri olduğunu düşünerek karşısındaki çocuğa korktuğu dakikaları değil, rahatladığı anları hatırlatmaya çalışıyordu.
"Ben sana yardım etmek için burdayım. Şimdi benimle birlikte derin nefes al ver anlaştık mı?" diye sorduğunda yavaşça kafasını sallayan çocuğa hafifçe gülümsedi. Ve derin bir nefes aldığında, karşı taraf da titrek bir nefes almıştı. Aynı hareketleri birbirlerinin gözlerinin içine bakarak bir süre devam ettirdiler.
Minho onu izleyerek iyi olup olmadığını anlamaya çalışıyordu. Siyah saçlı genç adamın gözlerindeki korku birazcık dinse bile titremeye devam ediyordu. Minho öylece durmak yerine, dudaklarını ısırmaktan kanatmış çocuğa kenardaki suyu uzattı içmesi için. O titreyen elleriyle suya uzanırken, Minho da cebindeki telefonu ve kablolu kulaklığı çıkararak rastgele slow bir şarkı seçti ve apartmanının merdivenine çocuğun yanına oturdu. Kulaklığın tekini iki eliyle su şişesini tutan siyahlının kulağına takadururken onu izleyen gözlere gülümseyen bir bakış atup diğer tekini de kendi kulağına taktı. Sessiz sokakta şimdi sadece, ikilinin nefes sesleri ve ona eşlik eden şarkının ucuz kulaklıktan sızan sesi vardı. Minho belli etmese de arada göz ucuyla titriyor mu diye kontrol ediyordu. Sakinlediğini fark ettiğinde ister istemez kendisi de rahatlamıştı.
Şarkının sonlarına geldiklerinde Minho sessizliği bozarak konuştu. "Adın ne?" Genç çocuk tekrar irkilerek, dalıp gittiği merdiven tabanından yaşlı gözlerini çekti ve yanındaki siyah saçlı çocuğa baktı. Sonrasındaysa boğazını temizleyerek ağlamaktan çatallaşmış sesiyle cevap verdi. "Han Jisung."
⋆。°✩
ŞİMDİ OKUDUĞUN
psi || minsung
Fanfictionpsi güçlerine sahip lee minho bir gün güçleri sayesinde han jisung'un düşüncelerine kulak misafiri olur.