"Aynaya bakıp kendime iyi bir iş başardığımı söylemek istiyorum."
¦SLUMP¦İYİ TATLI OKUMALAR<3
143
°~ÖLÜM MELEĞİ:FX~°
📚Bir Öncekiler Gibi
Akşam serinliği, genç adamın çıktığı Adliye kapısından acımasızca vuruyordu. Soğuk hava onu titretiyor, nefes almak için açtığı ağzından adeta dumanlar çıkarıyordu. Titriyordu, deli gibi titriyordu.
'Soğuktan olmalı' diye geçirdi içinden.
Oysa bu titreme soğuktan değildi.
Kang Youngjae korkuyordu.
O yüzden bu kadar titriyordu ya. Daha az önce, içine serpiştirilmiş merak kırıntılarıyla geldiği iş yerinden, şimdi ise korkudan küçük dilini yutmuş halde ayrılıyordu.
Bugün işini erkenden halledip, yüzündeki huzurlu gülümsemesiyle evine dönmüş ve kendine rahatlamak için bitki çayı yapıp içmişti. Gelen rahatlama ile de derin bir uykuya dalmıştı. Sanırım o an, onun için en huzurlu anıydı. Uykunun en güzel yerinde ise aniden Cumhuriyet Başsavcısı Park Jiwon aramış, acilen adliyeye gelmesi gerektiğini söylemişti. Böyle durumlara alışıktı Youngjae. İşi gereği aniden müsait olup olmamasının önemi yoktu.
Hemen hazırlanarak arabasına binip merakla Adliyeye gelmişti. İçeri girip çalışanlara hala ayılamamış haliyle olsa bile gülümsemiş, hemen solda kalan ilerideki kapının önünde durmuştu. Parmaklarını yumruk haline getirip kapıyı iki kez nazikçe tıklatmıştı. Başsavcı Park Jiwon'un gür sesiyle 'Girin' komutunu duyunca, boyunun biraz üstünde yer alan kocaman harflerle yazılı isime gözlerini devirdi.Başsavcı Park Jiwon.
Bu adamı buraya atandığından beridir sevmiyordu, sevemiyordu. Fazla küstah bir adamdı kendisine göre. Sürekli küçümseyici konuşur, en ufak hataya bile tahammül edemezdi. Etrafındaki herkesi azarlardı neredeyse.
Adamı daha fazla bekletmemek, daha doğrusu azar işitmemek için, açtığı kapıdan içeri girdi. Hemen ardından kapıyı kapatıp selam verdi. Başsavcı ufak kafa hareketiyle oturmasını istemiş, söyleceklerinin gerginliği ile ellerini birbirine sıkıca kilitlemişti.
Normal günlük hayattakine nazaran fazla gergin görünüyordu.
Ve bundan sonrası, Başsavcının ağzından dökülen kelimeler onun için birer kabusa dönüşmüştü."Youngjae senden FX'in davasına bakmanı istiyorum. Biliyorum bu oldukça dehşet verici geliyor kulağa ama buna mecburuz. Şuan etrafta bu davaya bakabilecek kapasiteye sahip sen varsın sa-"
"Bir dakika, bir dakika. Ne yani beni bir paçavra gibi kurban olarak atıyor musunuz önüne." dedi ayarlayamadığı yüksek çıkan sesiyle Başsavcının sözünü bölerek.
Youngjae o an korkudan karşısında duranın Başsavcı olduğunu unutmuştu bile. Bu davayı almamalıydı. Bu asla olmamalıydı. O dosyayı almak demek ölümle burun buruna gelmek demekti. Tetikte durmak, attığı her adımda arkasına bakmak demekti.
Başsavcı sinirle dişlerini birbirine bastırdı.
"Sözlerine ve sesine dikkat et Savcı Kang Youngjae. Ayrıca bu sizin göreviniz. Bunu size hatırlatmamı mı istersiniz."Çaresizce yerine sindi Youngjae. Elleri ayakları, vücudunun tüm uzuvları titriyordu.
Karşısında çaresizce oturan adama bakarak derin nefes aldı Başsavcı. Adamı biraz da olsa rahatlatmak için sakin kalarak konuşmaya çalıştı.
"Merak etme, korkman doğal evet ama endişelenme. Biz gereken tüm önlemleri aldık."
Rahatlatmak için söylediği sözler Kang Youngjae'yi daha da germişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bonjour & FX // Hyunlix
FanfictionSeul şehrinin ışıkları altında işlenen cinayetler, sadece sivillerden ibaret değildi. Bu davayı alan savcılar ya ruhunu ya da bedenini yitiriyordu. Evinde saldırıya uğrayan Kang Youngjae, bu dosyaya bakan son savcıydı. Sıra genç, güzel ve zeki ol...