"Beni suçlama,
aşkın beni deliye çevirdi."
¦Don't Blame Me¦İYİ TATLI OKUMALAR<3
143
°~TANIŞMA:DÜŞÜŞ~°
📚Ölümün ta kendisinin kolları
Garip değil mi?
Daha dün unuttuğum dosyaları almak için adliyeye gittiğimde karşılaştığım sapasağlam adam, şimdi içeride ölümle debelleşiyordu.
Ben ise yoğun bakımın önünde büyük bir hüzünle oturmuş, Youngjae hyungdan iyi haber alabilmek için dileklerde bulunuyordum.
Youngjae hyung atandığım ilk zamanlarda bana destek çıkan sayılı insanlardan biriydi. Çokça da yardımı dokunmuştu. Ve şimdi onu hastanede yaşam savaşı verirken görmek beni oldukça yıpratmıştı.Omzumu okşayan bir el ile daldığım düşüncelerden kurtulup kafamı kaldırdım. Bana gülümseyerek su uzatan Jisungla karşılık olarak bende gülümsemiş ve uzattığı suyu alıp biraz da olsa boğazımdaki kuruluğu gidermiştim.
"Teşekkür ederim." diye mırıldandım.
İç çekerek yanımdaki boş koltuğa oturdu.
"Hyun o dosyayı almanı istemiyorum." Söylediği cümleyle derin bir nefes almıştım. Bir de bu mesele vardı.
Gece yarısı aniden evimi basmış -tam olarak gerçekten evimi basmıştı-kapıyı sanırsın borç almaya gelmiş alacaklılar gibi çalmış, beni uykumun en tatlı yerinden uyandırmıştı. Büyük sinirle kapıyı açmış ve tam Jisung'a sövmeye hazırlanacağımda ağzından dökülen kelimelerle kapıda kalakalmıştım."Hyunjin, Youngjae hyung hastaneye kaldırılmış."
Apar topar evden çıkmış, soluğu hastanede almıştık. Nasıl olduğunu sorduğumda ise evinin salonunda yerde kanlar içinde uzanık halde bulunmuştu. Bulan kişiyse yakın arkadaşıymış. Aramalarına cevap vermeyince arkadaşı da endişelenmiş ve evine gitmiş. Kapıyı defalarca çaldığını, yanıt alamayınca ise kapıyı kırıp eve girdiğini söylemiş. Sonra da gördüğü manzarayla hemen ambulansı ve polisi aramış.
Tesadüf hatta belki de kader Youngjae hyung hala daha orada nefes almaya devam ediyordu.Hastaneye geldiğimde Başsavcı Park Jiwon ile karşılaşmıştım. Ayakta dikilmiş endişe bir halde yoğun bakımın önünde ileri geri gezinip duruyordu. Beni gördüğünde ise aniden durmuş ve sanki değerli elmas bulmuşçasına gözleri ışıl ışıl parlamıştı.
Sakince yanına gelmemi beklemiş ve ardından nerede neden bulunduğumuzu umursamayarak FX davasını benim almamı istemişti."Hyunjin, biliyorsun normalde dosya Younjae'deydi ama malum artık o alamaz. Bu yüzden bu davayı senin almanı istiyorum."
Uzun bir süre duraklamış, sindirmeye çalışmıştım. Bu hastanede bulunmamın, içeride ölümle yaşam arasında savaşan Youngjae'nin sorumlusu olan kişinin davasına bakmamı istemişti benden.
Bunun görevim olduğunu elbette biliyordum ama Tanrı aşkına, bu adamın davasına bakan nadir kişiler yaşıyordu.'Tabii ona yaşamak denir ise', diye geçirdim içimden.
Ya bazıları kendini öldürmüş, bazıları ise aklını kaybetmişti. Onlara ne yaşatmıştı bilmiyordum ama yakalamaya çalıştığımız kişi baştan aşağı tehlikeliydi. O ölümdü."Adama kafayı koymamak için zor tuttum kendimi."
Büyük bir öfkeyle söylediği sözlerle kahkahamı tutamamıştım."Hey, endişelenmek yok tamam mı? Bana birşey olmaz hem sen ne güne duruyorsun. Beni korursun HanJi, hep korudun."
Sözlerimden sonra sincabı andıran yüzündeki öfke biraz da endişe karışımı ifade biraz da olsa dağıtıp sırıtarak göğsünü kabarttı.
En sevdiğim şeyi yaparak, kollarını omzuma dolamış ve beni göğsüne çekmişti.
"Tabii korurum lan, hep de koruyacağım." demişti içimi saran güven dolu bir sesle.
Jisung benim aile kavramındaki o sıcaklığı bana veren, annemden alamadığım şefkati, babamdan duymadığım güven içeren sözcükleri ve bir abi veya abladan asla hissetmediğim huzuru veren adamdı. O benim için her şey demekti.
![](https://img.wattpad.com/cover/356949317-288-k838009.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bonjour & FX // Hyunlix
FanfictionSeul şehrinin ışıkları altında işlenen cinayetler, sadece sivillerden ibaret değildi. Bu davayı alan savcılar ya ruhunu ya da bedenini yitiriyordu. Evinde saldırıya uğrayan Kang Youngjae, bu dosyaya bakan son savcıydı. Sıra genç, güzel ve zeki ol...