soobin
Bizimkiler gene göreve gitmişlerdi ve ben sıkıldığım için gidip doktor yeonjun'a olan hatamı telafi etmeye karar verdim. Erlerden birine aldırdığım çiçekle hastaneye yürürken elinde valizlerle sinirle arabaya yürüyen doktoru gördüm, koşarak yanına gittiğimde eline bir taş alarak bana fırlattı.
"kafama geliyordu doktor"
"içi boş zaten bir kaybın olmazdı" dedi
"nereye?"
"ananın amına gelicen mi?"
"gelirim"
"siktir git başımdan"
"söylesene ya nereye gidiyorsun?"
"topladığım valizlerimi yerleştiricem, rahatladın mı?" diye sordu
"ya sensiz rahatlayabilir miyim ben ponçik doktorum"
"seni dövdürtürüm" dedi kaşlarını çatarak
"yaralıyım kimse dövmez"
"sen öyle san, JUNGKOOKK ABİİİ"
Bizim enişte hemen koşup geldi
"rahatsız mı ediyor bu lavuk?" diye sordu telefonunu açarak
"hayır, vallaha hayır enişte" dedim elini tutarak
Enseme yediğim tokatla, zaten sahibini tanıdığım ele döndüm. Taehyung
"abi bir yanlış anlaşılma var" dedim
"gel benimle" dedi komutan ve beni sürüyerek bir kenara çekti
"komutanım sadece özür dilemeye çalışıyordum"
"uzak dur çocuktan, yaklaşma. Dileme özür falan oğlum, affetmez. Bütün ömrünü doktor olmaya adamış bir çocuğu yakıyordun, herkesin gözdesiyken tüm askeriyenin gözünden düştü bir anda affeder mi sence? Hem dikkat et ablası ayağını kaydırmasın"
"kaydıramazlar, bir sik olmaz. Hem ne yapayım, hata mı anlamam gerekmiyor muydu?"
"anladın mı?"
"anladım"
"tamam, ben iletirim. sen siktir git"
Beni iterek doktorların yanına döndü, yeonjun'un valizlerini arabaya taşımasına yardım etti. Yeonjun bana döndü ve nah çekerek arabasına bindi, kahkaha atmamı engelleyemeyip yerimde tepinmeye başladım. Çok eşşek bir adam
"çok gülme, bok kaçar ağzına" dedi taehyun
"ananın ağzına kaçsın"
"çicekler kime?" diye sordu
"yeonjun'a verecektim de gitti" dedim
"anaa bana versene la, doktor beom'a hediye ederim"
"al saplarını da götüne sok" dedim buketi uzatarak
"eyvallah" dedi ve beni tek bırakarak gitti
"gene tek kaldım iyi mi? Yetimhane gibi hissettirdi" dedim kendi kendime
"yetimhanede mi büyüdün sen?" diye sordu yeonjun
Arkama dönmemle nah pozisyonunda duran yeonjun'u fark ettim
"gitmedin mi sen?" diye sordum
"o oç komutan bugün izinliymiş de seunghanla vedalaşmaya geldim, unutmuşum. Bir daha asla o bölgeye geçmiyicem, o komutan yaralanınca sert dikiş atıcam. Ay yok onu yapamam, yazık"
"neden seunghan?"
"sen kaçtığın gün komutanlardan biri bana çok kızdı ve silah çekti ama seunghan beni korudu. Hemen önüme geçti orospu çocuğu soobin'in suçu dedi"
"bana orospu çocuğu mu dedi o piçq?"
"demedi, ben ekledim" dedi omuz silkerek
Derin bir nefes aldım ve yeonjun'un ellerini tuttum
"çok özür dilerim doktor, yemin ederim başını belaya sokmak gibi bir derdim yoktu.Ben kendi başımı belaya sokmaya çalışıyodum. Gençlik ateşi midir nedir? görev ateşi ile yanıyorum, o kadar ki yaramın dediğiniz kadar ciddi olduğunu bile düşünmüyordum. Beni hemen affetmeni beklemiyorum sadece arkadaşlığımız bozulmasın lütfen, yeni aramız düzelmiş olsa da ben sana ısındım. Saf, koca yürekli ve sakin birisin. Seni üzmek asla istemezdim, ne istersen yaparım nolursun beni affet"
"bir daha kendi canını tehlikeye atma yeter, ben burada sizin canınızdan sorumluyum. Sana bir şey olsaydı ben ne yapacaktım, herkesten önce kendime nasıl hesap verecektim? Bencil olma, çevrendeki insanları düşün sen bir askersin asker gibi davran. Cesaret sadece yaralı halinle göreve gitmekle olmaz" dedi
Ellerini çekti. Bu kadar iyi yürekli ve güzel birine komutanım nasıl kızar? İnsan haklı olsa dahi haksız çıkar, bu nasıl güzel bir üslup?
"yeonjun"
Seslenen piçle yeonjun ona döndü, kodumun seunghanı.
"ay bende seni görmeye gelmiştim"
"bir şey mi diyecektin?" diye sordu
"bir daha bu tarafa geçmiyicem de sen beni ziyarete gel diyecektim"
"gelmem mi? Her gün gelirim"
"tekrardan teşekkür ederim seunghan, sen olmasan nasıl savunurdum kendimi?"
Yeonjun'un başını eğmesi o kadar canımı sıktı ki, keşke götümün üzerinde oturmayı becerebilseydim. Seunghan yeonjun'un çenesini kaldırdı ardından da yeonjun'a sarıldı
"düşünme artık bunları olur mu? geçti bitti, ablan hadlerini bildirdi" dedi
Onların küçük dramasını dinlerken o kadar sıkıldım ki içimden seunghanı tekmelemek geldi
"komutanlarla da aram bozuldu" dedi yeonjun ağlamaklı bir şekilde
"düzelir elbet, herkes senin bir suçun olmadığını biliyor"
"ama seunghan şimdi de ailesinin arkasına saklanmış bir ezik sanacaklar beni"
"sen bunca zaman kendini o kadar güzel tanıttın ki herkese, kimse senin hakkında öyle düşünmez"
yeonjun sonunda seunghanın kolları arasından çıktığında rahatladım
"YEONJUNNN" diye bağıran haruto ile tekrar gerildim
Bize doğru koşmaya başlayınca yeonjun'un arkasına saklandım
"yarana pansuman'a gel soobinde ciğerlerini deşeyim aman kontrol edeyim" dedi haruto
Deccalin oğluna çattım iyi mi?
"gelirim harutocum"
"cununu sikerim senin, çekil yeonjun'un arkasından. Hadi yeonjun yürü hadi sende, kırarım bacaklarını ha. Sende saol korumuşsun yeonjun'u ama sana da kızgınım"
Haruto yeonjun'u adeta sürükleyerek götürürken yeonjun dönüp seunghana el salladı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
komutanımmmm
Fanfictionbeomgyu: ya ben bir askerin koluna dikiş atıyordum bu başladı bana saydırmaya tutturmus bir de mesleğini yakıcamm yani bir saygısızlık yapmamışım bir şey yapmamışım sen bendne ne istiyorsun bir de kahve söyledi paşam ayağına yedirir miyim ben k...