Bölüm 3

54 7 5
                                    

[ Not : Bölüm Peter ' ın ağzından]

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Ders : Nanoteknoloji

Konu :

Öğretmen : Tony Stark

Hologram tahtada gördüğümüz isimle şaşkınca gülümsedik, bugün ilk dersimiz Nanoteknolojiydi ve dersimize dayımız Tony Stark giriyordu. Herkes yerlerine geçip oturdu ve onu beklemeye başladık ama dayım ortalıkta yoktu, saate baktığımda neredeyse yarım saat geçtiğini gördüm. Herkes dayımın nerede kaldığını konuşuyordu, bir süre sonra kapı açıldı. Kimin geldiğini görmek için herkes kapıya dikkat kesilmişti ve evet gelen dayımız Tony Stark ' dı ama yorgun görünüyordu, yüzüne sahte bir gülümseme yerleştirip tahtanın önünde durdu bize bakacak şekilde.

Tony : Tekrardan selam bugünkü konumuz...cık ders işlemek benlik değil. Size soru sorucam ve siz de cevaplayacaksınız.

Dedi sonra da sandalyesine yayılıp oturdu. "Her zamanki dayım işte" dedim kendi kendime.

Emily : Bay Stark?

Emily el kaldırıp söz almıştı.

Tony : Seni dinliyorum Emily?

Dayım, o söz alınca bakışlarını Emily ' ye çevirdi. Fark ettim ki bu sırada ikizim Alice' de  gözlerini kısıp Emily ' ye bakıyordu. Ve biliyordum ki - hâlâ sebebini anlamış değilim - Alice bu kızdan hoşlanmıyordu. Galiba arkadaş olmamıza onun, bana yakın olması sinirini bozuyordu.

Alice : Gıcık...

Dedi sessizce ama ben bunu duymuştum.

Kardeşime bakıp tek kaşımı kaldırdım. Onun, Emily ' yle derdi neydi şimdi acaba dayımımı kıskanmıştı? Alice, dayımıza çok bağlıydı ama onunla uğraşmadan da duramazdı. Alice dayıma  bakıp kaşlarını çattı yüzünden ne düşündüğünü anlamak zordu, yüzü sürekli yeni bir ifadeye bürünüyordu. Dayım, kısa bir an bakışlarını Alice'e çevirip gülümseyerek göz kırptı. Yüz ifadesi eski halini alınca Emily'e döndü.

Emily  : Atom bombasının hikayesi tam olarak neydi biliyor musunuz?

Dayım, tek kaşını kaldırdı. "İlginç..." dedi, bir süre düşündükten sonra olayı anlatmaya başladı. Emily ilk tanıştığımız gün hobilerinden bahsetmişti bunlardan biri de bilimdi ama en çok yakın dövüş sanatlarını seviyormuş. Alice el kaldırıp dayımıza baktı merak ettiği bir kaç soru vardı belki ki, dayım gülümseyerek Alice ' e baktı. Az çok neleri soracağına biliyordu buna eminim . "Seni dinliyorum Pr - Alice" hemen lafını değiştirmişti. Az kalsın ona prensesim diyecekti bu da bizimle bir bağının olduğunu ve buraya torpille girdiğimizi düşündürecekti diğer çocuklara ki ne dayım ne de biz bunu  istiyorduk. İkimiz de çok zeki çocuklardık  ve burada olmayı hak ediyorduk en doğal şekilde hakkımızdı bu.

Emily ' nin sorusu Alice için bir fırsattı dayımızın duygularını ve düşüncelerini anlamak için bunu kullanacaktı...

Alice : Robert Oppenheimer ' ın  yerinde olsanız siz ne yapardınız sizce doğru olanı mı yaptı? Bir çok kişi onu suçluyor yaptığı şey insanların hayatına mâl oldu ama merak ediyorum bu onun suçu mu yoksa bombayı atanın mı?

Sınıftakiler bizi ilgiyle dinliyordu .

Alice : Bu bana tıpkı bir kötü adamın doğuşunu hatırlatıyor. Sebebiyet veren mi yapan mı daha çok suçludur?

Dayım derin bir çekip dirseklerini masaya yasladı. Parmak uçlarını birleştirip ciddiyetle ona baktı. Kısa bir süre sessizlikten sonra konuşmaya başladı. "Güzel sorular sordun Alice. Öncelikle şunu cevaplamak istiyorum. Ben olsam..."

Avengers Akademi [ Ara Verildi] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin