1

568 64 51
                                    

Bir rivayete gore yorum yapanlarla evleniyomusum

İyi okumalarr

__

Elleri anında yanı başındaki abajurun düğmesine giderken, yatakta hızla doğruldu Yang Jeongin

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Elleri anında yanı başındaki abajurun düğmesine giderken, yatakta hızla doğruldu Yang Jeongin. Yine olmuştu.

Son zamanlarda gece vakti evinden değişik sesler geliyordu. Birçok kez elinde cam şişeleri, beyzbol sopası ve çeşitli malzemeler ile evi turlamıştı ancak değil birini bulmak, açık pencere kapı ile dahi karşılaşmamıştı.

Zaten hukuk öğrencisi olmak zordu ve çoğu zaman geç saatlere kadar ayaktaydı, bir de uyuyacağı vakit beliren bu saçma sapan şey ortaya çıkmıştı! Ah, kesinlikle talihsiz olmalıydı.

Sinirle dişlerini birbirine bastırdı ve kafasını arkasındaki duvara sertçe birkaç kez çarptı. Oldukça kısık olsa da sessiz evde yankılanan ağlama(?) sesleri onu başta ürkütse de artık sinirden başka bir şey hissettirmiyordu.

Tabii ki de polis çağırmıştı! Ancak evden hiçbir şey çıkmaması sebebiyle bundan tek kazancı memurların aşağılayıcı bakışları eşliğinde birkaç nasihat almaktan ötesini geçmemişti. Gerçekten çaresiz hissediyordu.

Yine eline geçirdiği ilk sert cisim ile birlikte ayaklandı. Geçtiği her odanın ışığını açarak ilerlese bile elinden eksik etmediği telefonunun flaşını kullanarak evde gezindi.

Sesler sürekli yükselip alçalsa da asla kaynağını bulamıyordu. Bir anda arkasında hissettiği garip his ile dönüyor, ancak sonuç bariz bir hüsrana çıkıyordu. Bir şey bulamaması yetmezmiş gibi tüm gece evde böyle gezerek uykusuz kalması ise derslerde ona eksi olarak geliyordu tabii.

Yaklaşık on dakika boyunca evde gezindikten sonra bunu daha fazla yapmaktan vazgeçti. Tam içinde bulunduğu mutfaktan çıkacaktı ki, arka tarafta kalan kiler olarak kullandığı odadan büyük bir ses geldi. Bir kırılma sesi.

Yutkunarak elindeki metal suluğu sıkarken yavaşça arkasını döndü. Temkinli adımlarla odaya yaklaştı ve her ihtimale karşın titremesine engel olamadığı sesi ile seslendi.

"Orada kimse var mı?"

Ses gelmedi. Dışarıda bulunan anahtar sayesinde önce ışığı açarken, eli de kapının koluna gitti. Utanmasa gerginlikten titreyecekti lakin kendisini sıktı. Kapı kolunu yavaşça indirdi. Kendini en kötü ihtimale bile hazırlamıştı.

Ancak karşılaşmayı beklediği şey kesinlikle bir fındık faresi değildi.

"Şaka mı yapıyorsun!"

Anlaşılan günlerdir kendisini güzelim uykusundan mahrum bırakan seslerin sahibi de bu küçük canavarın ta kendisiydi. Muhtemelen bolca yiyeceğin bulunduğu kilerde kendisine uygun bir şeyler aramış, en sonunda da raflardaki kavanozlardan birini devirmişti. Belki, iyi ki devirmiş bile denebilirdi. Yoksa Jeongin geldiği yeri asla kestiremediği bu seslerin kendi zihninin bir oyunu olduğunu düşünmeye bile başlamıştı.

"Dostum, cidden tüm bu sesler senden mi çıkıyordu!"

Daha fazla beklemek yerine mutfak dolabından kaptığı eldivenler ve büyük bir kutu eşliğinde kilere geri döndü ve fareyi tereddüt etmeden yakalayarak evden oldukça uzak bir yere saldı. Eve geri dönerken uzun zamandır hasret kaldığı uykusuna geri kavuşacağı için oldukça mutlu hissediyordu.

Her ne kadar iki saat sonra çalacak alarmı ile derse gitmek için yola çıkacak olsa da, bunun bir önemi yoktu. Sonuçta, anı yaşamak diye bir söz vardı ve Jeongin'in hayat mottosu tam olarak buydu.

__

Bolumler sık aralıklarla gelecek hatta yorum sayısına baglı her gun bile gelebilir

is there anybody? - jeonglixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin