-I-

26 9 17
                                    

"-Ruhu çok ağrıyordu,her zaman gülüyor olmuş olsa bile."
-Şeker Portakalı

                                ........

Güneş Krallığının biricik prensesi Alkım'ın doğum günü için bütün krallık çok heyecanlıydı.Bahçivanından tut temizlikçisine,temizlikçisinden tut çocuğuna bütün herkes prenses Alkım için şahane bir doğum günü kutlaması hazırlıyordu.Diğer krallıklardan gelen yakışıklı prensler ve Güneş Krallığından olan yakışıklı oğlanlar biricik prenseslerinin dışarı çıkmasını ve o güneş gibi sıcak gülümsemesini görmek için heyecandan yanıp tutuşuyorlardı.

Saat 12:36'yı gösterdiğinde prenses Alkım sarayın gösterişli elmas kapılarını açtı ve halkına o meşhur güneş gibi sıcak gülümsemesini sundu.Minnettarlığını dile getirdi ve ziyafetin başlayacağını belirten çanı çaldı.Bütün halk kraliyet aşçılarının lezzetli yemeklerini yedi.Akşama doğru sarayda sadece diğer krallıklardan önemli kişiler kalmıştı.

Prenses Alkım hiçbirini tanımadığı için her konuda ona bilgi veren yardımcısına sordu.Önceliği altın saçlı,al tombul yanaklı ve mavi gözlü güzel bir kıza verdi.
Yardımcısının dediğine göre bu kız, Ay krallığının en gözde prensesiydi.Prenses Alkım aslında bunun şaşırılmayacak birşey olduğunu biliyordu lakin, Ay krallığının 9 adet prensesi olduğunu bildiğinden en gözde olanını görmek onu şaşırttı ve imrenme duygusunu yoğunlaştırdı.Yardımcısı kızın adının Feray olduğunu söyledi.Sonra ise prenses Alkım'ın söylemesine kalmadan diğer prens ve prensesleri tanıttı.Prenses Alkım'ın aklında kalan tek isim Ay krallığının gözde prensesinin adıydı.Feray... Adının anlamı "Ay ışığı" demekti.Prenses Alkım adının anlamından bile ne kadar şahane biri olduğunu düşündüğü bu prensesle tanıştığında ne yapacaktı acaba?...

                                .........
Kral Adin biricik prensesinin doğum gününde mutlu olması için elinden ne geliyorsa yapıyordu.Alkım onun için çok önemliydi.Kral Adin her sabah prensesinin uzun, kızıl rengindeki  saçlarını sever,tarar ve örerdi.Bu alışkanlığı eski karısı Asel den yani Alkım'ın annesinden gelirdi.Asel Toprak Krallığının en önemsiz prensesiydi.Kral Aren ona hiç önem vermez,kızı yerine koymaz ve sürekli işkenceler ederdi.Kral Aren kızı Asel'in cadı olduğunu düşünürdü.Her hafta o güzelim kızıl saçlarını keser,parıl parıl parlayan yeşil gözlerini oyacağına dair tehditler savururdu.Prenses Asel artık babasının ona eziyet çektirmesinden bıkmıştı.Gece yarısı Güneş Krallığının prensi ile saraydan kaçtı ve Prens Adin'in eşi olmayı kabul etti.Prens Adin,Aselden korkmayan tek insandı.Her sabah Asel'in kızıl saçlarını tarar ve severdi.Yeşil gözlerine şiirler,destanlar yazardı.Bütün krallık onların aşkını kıskanır,çiftler ise böyle olmak için dualar ederdi.Prenses Alkım,Kraliçe Asel'in karnına düştüğünde Kraliçe çok hastalandı.Alkımı doğurduktan sonra vefat etti.Kimileri Toprak Krallığının Kralı Aren'in kızını lanetlediğini,o yüzden öldüğünü söylese de Kral Adin bu kadar ileri gideceklerini düşünmüyordu.Kral Adin ilk defa yanılıyordu...

                               

Güneşin PrensesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin