İnsanın umudunu yitirdiği anlar vardır. Ne yapılacağı bilinmez, düşünülmez. Bende tam o anların birindeydim. Çaresiz ve bitik bir halde.
Küçüklüğümde sorunlarıma çözüm odaklı yaklaşmayı,onları oyun haline getirmeyi severdim. Fakat şuan içinde bulunduğum durum bir oyun değildi.Kanlar akıyor,acı çekiliyordu.Acı çekilen hiçbir oyun,oyun olmazdı.Babam geleceğimle bir kumar oynadı,beni geri dönülemez bir yanlışa soktu.Peki şimdi ne olacaktı? Ay krallığınin esiri mi olacaktım? Krallığım yıkılacak miydi? Beni ben yapan herşey tek tek yok mu olacaktı? İlk önce benliğim,sonrasında benliğimi olusturan unsurlar yok olacak,yavaş yavaş parçalanmaya sonrasında delirmeye mi başlayacaktım?Benim için yazılan kader bu muydu?Ne acımasız!
...Odada ölüm sessizliği hakimdi.Babamdan hesap sormak,ona "Neden bana daha önce söylemedin?" Diye sormak istiyordum.Beynim duygularımın önüne geçiyor,amacimizdan sapmamamiz gerektiğini söylüyordu.Onceligimiz halkı kurtarmak sonrasında hasar gören Krallığı yeniden inşa etmek olmalıydı.Babama doğru döndüm ve sessizliği bozdum."Neden beni istiyorlar baba?" Babam ben her konuştuğumda kaslarını çatıyor ve daha çok geriliyordu.Benden sakladığı şeyler onu baskı altında bırakıyordu.Bu yükün altında daha fazla kalamadı ve konuşmaya başladı.
1 Ay önce
Kral Adin her zamanki keyif kahvesini içiyor,odasının balkonundan Krallığını seyrediyordu.Böyle anlarda onun canını sıkabilecek hiçbir şey olmazdı.Çocukların koşuşturup oyun oynaması onun başardığı anlamına gelirdi.Bir zafer,diğer zaferlerin göstergesiydi.Kral Adin keyifle kahvesinden bir yudum içti.Kızını düşündü.Kızının kankırmızısı saçları gözünün önünde geldiğinde kendini kötü hissetti.Ne de çok özlemişti biricik Prensesini! Alkım her güneş ayında komşu Krallıklardaki arkadaşlarının yinanina gider,onlarla hasret giderirdi.Kral Adin kızını göndermek istemiyor,onun başına birşey gelir diye çok endiseleniyordu.Kizina düşkünlüğü birgün sonu olacaktı, biliyordu.O güne kadar doya doya sevmek istedi kızını.Çünkü hissediyordu.Yakinda kotu şeyler olacak,bir güç kızını elinden alacaktı.Tam o sırada balkona en gunevdiğı şövalyelerinden Azer girdi.Saygiyla eğilip konuşmaya başladı"Ay Krallığından size bir mektup var Kralım."Kral şövalyenin elinden mektubu aldı ve okumaya basladı.
Ay Krallığı ☾
Kral Adin'e
Bir kral için önemli olan en yakınındaki haini bilmektir.Sen içindeki haini biliyor musun eski dostum?Kendine dost olarak seçtiğin kişiler daha ne kadar arkandan vuracak?Bu savunmasızlığın manası yok.Yiğenimi en yakın zamanda senden alacağım.Günleri say Kral Adin çünkü yapabileceğin tek şey bu olacak.
-Kral Nirya
Kral Adin sinirle mektubu yırtmaya,etrafına emirler yağdırmaya başladı.Ne yapacağını bilmiyordu istediği tek şey kızını kurtarmaktı
-Şimdiki zaman-
Babamın anlattıkları daha çok sinirimi bozuyor,ona olan öfkemi arttırmamı sağlıyordu.Tam o sırada kapı güçlü bir tekmeyle açıldı.Odaya Ay Kralığından olduğunu tahmin ettiğim savaşçılar girmeye basladı.Babam beni arkasına almış,20 katımız olan orduya kafa tutuyordu.
İçlerinden en güzel giyinimli olan bir adım öne çıktı."Bizim olanı geri almaya geldik Kral Adin."dedi.Bizim olan derken benden bahsettiğini anlayabiliyordum.Bu farkındalık miğdemi bulandırıyordu. "Sizin olan diye bir şey yok. Ya burdan gidersiniz ya da hepinizin leşini çıkartırım!" Babam gençliğinde çok başarılı bir savaşçıydı.Tek başına bir orduyu yendiğini ve hiç hasar almadan Krallığını kurduğunu anlatırlardı.Bazilari abartıydi bunu biliyordum.Ama bu abartılar babamın gençliğinde güçlü bir Savascı olduğu gerçeğini değiştirmezdi.Zaman geçtikçe daha çok artiyorlardi.Ortamin sessizliği önümde yığılan kalıplı gövdeyle sona erdi.Babamı gözlerimin içinde kafasına ok atarak öldürmüşlerdi.Babamı öldürmüşlerdi.
Dehşetle geri geri gidiyordum.Gözümden yaşlar boşalıyordu.Dakikalar öncesinde konuştuğum babam yoktu.Yıllar öncesinde beni omuzlarına alıp koşuşturan babam yoktu.Annemin eksikliğini hissettigim en ağır dönemde bana destek olan babam yoktu.İlk aşk acımı yaşadığım da omzunda agladigim babam yoktu.Bana yıkık dökük bir Krallık bırakan babam artık yoktu.
Delirme noktasına gelmiştim.Her şey biranda oluyordu.Nefes alamıyordum, beynimi çalıştıramıyordum.Koşarak babamın baş ucuna gittim.Yere çöktüm.Kimseyi önemsemeden ağlamaya başladım.Aglama seslerim butun sarayda yankılanıyor kulagima tekrardab ulaşıyordu.Her haykırışta kendimi bitiriyordum.Hatırladığım tek şey kafamdan ağır bir darbe yiyip babamın cesedinin üzerine yığılmamdı.