Bölüm 4

72 9 0
                                    

Yaklaşıyordu, gittikçe yaklaşıyordu. Şu yarış yaklaştıkça gerginliğin artıyordu. Bıktım şu stresten.

Mayıs ayındayız. Hatta mayıs ayının son haftasındayız!

Gözlerimi duvardaki deliğe sabitlemiş bunları düşünürken Minho böldü (her zamanki gibi).

"Seung ne oldu kara kara ne düşünüyon be?"

"Sen sus."

"Ne var ya?"

"Sen git yarışa çalış."

"Ha o konu."

"Minho bak emin misin?"

"Evet."

"Gülmekten gülmeyi unuttum ya."

"Haha."

"Hihi."

Ona geçen yaşadığım tüm olayları anlatmıştım, hatta o kişinin tanıdık geldiğinden de bahsetmiştim. Fakat bir telefonum olmadığı için fotoğrafını çekemedim.

Yine de, telefonsuzluk ölüm değildi değil mi?

Yoksa ölüm müydü?...

Bugün günlerden salı, ama okul tadilata alındı. Çünkü çok eskiymiş ve duvarları yıkılıyormuş. Sanki deprem olduğunda cidden sıranın altına çöküp ölmeyi bekleyeceğiz. Bir duvardan ne olacak ki? Bir de süre uzun, iki ay!

Ama yine de iyi oldu. Ya da olmadı. Şuan 30 Mayıs olduğuna göre, Mayıs 31 çekiyor, haziran 30, şuan 31 Mayıs olduğunu düşünsek 30 gün, 10 Temmuz için bir 10 gün, 40 gün. Ama şuan 30 Mayıs, 41 gün.

Yarış 41 gün sonra. Biliyorum, neden Minho için bu kadar endişelisin sanki uçurumun kenarında olacak yarış vs. Diyorsunuz ama cidden tehlikeli. Hem güvenilir bir yarış ise bile Minho'nun arabası o kadar eski ki en ufak bir hız yapma lastikleri patlar.

Yani yerinde ben olsaydım asla bilmediğim yerlere gidip en düşük düzey arabamla bilinmeyen güvenilir olmayan bir araba yarışına katılmazdım. Kazanana ne verilecek o bile belli değil.

"Seungmo, gel dışarı çıkalım."

"Neden?"

"Kaplu- aa pardon sen kızıyorsun ya özür dilerim!"

"Minho.. her neyse kabul gel gidelim."

"Nereye gidelim?"

"Cofface'ye."

"Olur, orası aşırı kaliteli."

(Bu arada adı ben buldum Coffee Palace kelimelerini böldüm ortaya bu çıktı yani orası kafe hshfxhdh)

Hazırlandı, çıktık. Hava biraz nemliydi sanki yağmur yağacak gibi...

"Seung, yağmur yağıyor! Kafama damla çarptı!"

Tahminim doğru.

"Olsun hırkanın şapkası v-... yok!"

"Benimkinin de yok!"

Yağmur gittikçe hızlandı. Hava da gittikçe soğudu, biz de eve girdik.

"Yağmur durmuş."

"Şaka mısın? Eve yeni geldik."

"Yok bak dışarı."

Yağmur cidden yağmıyordu ya, hayattaki şansım da bu ne yapalım.




★★★★★
5-Star ama hem Skz albümü olan hem İtzy :)

Uyan artık | 2minHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin