Birkaç gün sonra Minho, kafası dağılmış şekilde dans kursuna gidebilmişti.
Sokakta yalnız başına o şekilde durmak ve söylenmek ona iyi gelmişti. Rahatlamıştı ama yine kendi stabil hayatına hiçbir şey yokmuş gibi davranmaya geri dönmüştü.
Kendi koreografisinin üstüne çalışırken bir yandan telefonundaki açık kardeşinin radyosunu dinliyordu.
Jeongin, radyo ve televizyon 1. sınıf öğrencisiydi ve bu şekil sorumlu olmak gayet onun istediği bir şeydi. pek fazla dinleyicisi olmasada abisi bir numaralı fanı olarak hiç kaçırmazdı.
"Evet bugün üst sınıfımdan yanımda biri bulunuyor ismini vermek istemiyor fakat kendisini cb97 olarak tanıtıyor ve sizi sayfasına mutlaka davet ediyor." kıkırdaşmalarla karşı tarafındaki kişi cevap veriyordu.
Bugünkü konuları müzik ve duygulardı.
Durmuş ve sırtını duvara yaslamıştı tamamen radyoyu dinliyordu.
"Evet duygularımızı konuşarak ifade etmeyi her zaman daha kolay olduğunu düşünürüz ama yanlış. Aslında kişinin dinlediği müziklere göz atmak lazım. Ve o kişi olduğumuzu düşünerek dinlememiz lazım.
Genellikle kendimizi şarkılarla ifade etmek daha kolaydır. Fark edilmesini istemeyiz ama anlamalarınıda isteriz. En kötü kendimiz uydururuz o şarkıyı.
Geçen tanık olduğum bir cümleyi söylemek istiyorum size. Biri bir şarkı söylüyordu ama böyle bir şarkı yoktu. Tamamen kendi duygularıydı."
Jeongin sözünü keserek cümleyi söylememesini istemişti. "Bununla ilgili kısa bir kesit yaptığını söylemiştin bunu en sonda ekleyeceğimiz için şimdi söyleme bence."
Karşısındaki gülerek kabul etmişti. "Evet benim için biraz ilham kaynağı oldu. Radyo ve televizyon okuyor olabilirim ama hala müzikle ilgilenmeye devam ediyorum onun için evet sizi kanalıma davet ediyorum." Tekrar gülüşmüşlerdi
Biraz durdu Minho. Dün yaptığı buydu. Kendi duygularını şarkıya çevirmeye çalışmıştı. Hiçbir şeyini kardeşine yansıtamıyordu, çok çabuk etkilenen biriydi.
Onun için Minho kendini sadece dansa verebilmişti. Kendini ritimlere bırakmıştı. Acılarını ritimlerin dindirmesini istedi. Ama dans bir yöntem değildi, bunun farkındaydı ama başka yapabileceği bir şey yoktu.
Düşüncelere fazla uzun dalmıştı sanırsa, radyonun sonuna gelmişlerdi ve karşısındaki kişinin ilham aldığı kişiden yaptığı kesiti vericeğini söylemişti ve hoş bir tını ile sözleri kulaklarına işitti.
"Yalnız olmaktan korkuyorum.
Rüyalarla dolu olan tren yavaşça yarılıyor.
Bir adanın önünde duruyorum, neredeyse orada ama,
Hala ulaşılmaz olmak beni korkutuyor.Gece ve gündüz, hep aynı acıda ağlayarak.
Halen aynı yerde, gösterişsiz şarkılar ve sözleri bütün bu hepsini değiştirmeyecek."Devamı geliyordu fakat kapatmışlardı. Jeongin kapanış konuşmasını yapmadan karşısındaki kişi konuşmuştu. "Bunu söyleyen kişi eğer bu radyoyu dinliyorsa bende onu dinlemek istiyorum ve bunun devamının olduğunu düşünüyorum. Çünkü balkonda otururken sadece bu kadarını işitebildim ve devamını merak ediyorum."
Minho sözleri tekrarladı.
Bir kez daha tekrarladı.
Geçen gün sokakta söylediği kendi sözleriydi.
Yalnız başına sandığı sokakta onu dinleyen biri vardı. Ve ona kulak vermişti ve şu an onu merak ediyordu.Minho da bu kişiyi merak etmişti.
İnternete "cb97" yazdığında sadece şarkı linkleri çıkıyordu herhangi bir kişi çıkmamıştı. Ama kendisine kulak verem kişiyi bulmak istemişti.
Kesitteki sözlerin aynısı kendisininkiydi ama devamı ona ait değildi. Bunun devamı getirilmişti, ama bu Minho'nun sözlerine ait değildi.
Minho da devamını merak etmişti.
İki genç, birbirlerinin devamını merak ettikleri şeylere ulaşması yakındı ama bir o kadar da uzaktı.
Minho kurstan çıkmış ve o geçen gün gittiği sokağa tekrar gitti.
Tabi o öyle sanıyordu.
,,,
slump ince çizgimdir mlsf
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sun and moon : minchan
RandomMinho, karanlık hayatını aydınlatan güneşinin bu kadar yakınında olacağını bilememişti.