2

30 3 1
                                    

Minho çalan kapıyla gözlerini açmış ve rüyasından uyanmıştı. Az önce yaşadığı şeyi gerçek sanarken aslında rüya gördüğünü fark etti.

Bunu düşünürken kapının çalması durmuş onun yerine telefonu çalmaya başlamıştı. Elini yastığının altına atıp kimin aradığına baktığında kardeşinin ismini görünce yanıt vermişti.

Karşıdan gelen cevap ona rüyasını yaşatırken telefonu kapatmadan yatağına bırakmış ve kapıyı açmaya gitmişti.

Kapıyı açıcakken duraksadı, delikten baktı. Kardeşinin yalnız olduğu görünce açmıştı.

-Yalnız geldin.

-Biriyle mi gelmeliydim?

-Yok sordum öyle.

Birlikte yukarı çıkıyolardı. Minho arkasından adım adım takip ediyordu. Jeongin odasına girdiğinde abisininde peşinde olduğunu görünce sordu.

-Noldu ne peşimdesin?

-Şey sorcaktım ya senin böyle hiç sarışın kıvırcık saçlı biraz vucutlu senden buyuk duran bi arkadaşın var mı?

-Hayır yok o nerden çıktı?

-Hiiç sordum öyle.

Kardeşi onu ufak çaplı bir süzmüştü.

-İyi bakalım öyle olsun. Sen ne zaman çıkcaksın?

-Hazırlanır çıkarım senin planın var mı?

-Bilmiyorum belki Jisung ve Seungmin'i çagırırım.

-Tamam fazla dağıtmayın etrafı.

-Aynen aynen hadi git.

Minho odasına gitmiş hazırlanıyordu. Rüyası ona o kadar gerçekçi gelmişti ki bir an cidden öyle birinin varlığına inanmıştı ama kardeşi onu biraz hayal kırıklığına uğratmıştı.

Odasında hazırlanmış hafif dağınıklığını toplarken evdeki bağırışmalar Jeongin'in arkadaşlarının geldiğini duyuruyordu.

Aşağı inmiş evden çıkıcakken Jisung'ın ona seslenmesiyle duraksamış gülmüştü.

-Hyung niye bize katılmıyorsun?

-Ben size göre yaşlı kalıyorum Jisung.

- 18lik çıtırsın ne yaşlısı.

-Hadi hadi başkasıyla uğraş ben çıkıyorum artık etrafi fazla dağıtmayın size toplatırım, diyerek evden çıkmıştı.

Jisun böyle Minho'yu hep her yere davet ederdi, tabi sabah vakti davet ederdi. Ama Minho kabul edemezdi.

Yine sokaklarda yürürken derin düşüncelere dalmış bir şekilde giderken yolunu fazla kaçırmış bilmediği bir sokakta bulmuştu kendini.

Karanlık sokakta öylece durup etrafına bakınmıştı tamamen ıssız görünüyordu sokak. Ne bir adım sesi ne evlerden ışık tamamen boş gibiydi.

Tam olarak ait olduğu yerde gibiydi. Herkesten ırak sadece kendisinin olduğu bir yer. Kendini sırt üstü yere atarak karanlık sokak sayesinde gökyüzündeki yıldızlara bakıyordu.

Şu an kendisi dans stüdyosunda olmalıyken olduğu yerde yatıyordu.

Melodisi olmayan, düz satırlarla söylediği sözleri, ağzından çıkan duygularını aklınca şarkı etmeye çalışıyordu.

Uyduramıyordu.

Kafiyesizdi.

Ama gerçek duygularıydı.

Duygularını söylemeye devam etti.
Balkondan sigarısını içen gençte sadece onu dinledi.

sun and moon : minchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin