9.Bölüm~Yılın İlk Karı~

60 11 22
                                    

Hayat ne kadar hızlı geçiyor değil mi? Daha bir kaç gün önce Chan ile anlaşıp hediye almaya gidecektik ve o gün bugün.

Okul çok hızlı geçti bugün. Okuldan çıkar çıkmaz hemen eve gittim. Hava çok soğuk olduğu için hemen kalın bir şeyler giyip evin kapısına çıktım.

Sevdiğim ordaydı... O da benim gibi eve gidip gelmişti. Beni görünce gözleri aydınlandı. Sanki bir güneş gibi içimi ısıttı. O gözlere ölene kadar bakabilirim.

Chan yanıma geldi ve "Alışveriş merkezine gidelim hem orda daha çok dükkan var." dedi. Onu onayladım. Oraya doğru hızlı adımlarla gittik. Chan hemen beni bir kitapçıya soktu. Hem kitaplara bakıyor hemde baktığı kitapları benden saklamaya çalışıyor sırf süprizi kaçmasın diye, şapşal şey...

Bende kıtapçıda gezmekten sıkılıp başka dükkana girdim. Bu dükkanda müzik ile alakalı şeyler vardı. Kasetçalar, kulaklık, radya vb... Ordan hemen siyah bir bluetooth kulaklık gözüme kestirdim. Gerçekten güzeldi. Onu paket yaptırıp çıktım. Umarım beğenirsin sevdiğim.

Dükkandan çıkarken karşı dükkandaki Lix'i gördüm. O da Chan ile defter reyonundaydılar. Hemen yanlarına gidip Lix'e sırıttım. "Ooo şapşallar sevdiklerine hediye mi bakıyor? Çok romantik iyyy" Lix sinirli bir şekilde bana baktı. Suçumu anladım. Suçum:insanların içinde böyle konuşmamdı. Amaan sende Lix aşık olmakta ne var.

Felix hızlıca yanımızdan ayrıldı ve aldığı defterin içine bir not yazıp paketlettirdi. Kesinlik Jisung şarkı sözleri ya da şiir yazıyor diye aldı. O kadar takıntılı ki çocuğun sülalesini ezberlemiş , ruh hastası!

Chan döndüm ve elimdeki paketi gösterdim. "Benimki hazır sen daha beğenemedin mi şapşal?"dedim sırıtarak. Şaşkın gözlerle bir bana bir de pakete baktı. Noldu şapşal hızıma mı yetişemedin?

"Sen bir kafede otur beni bekle ben hediyeyi seçip geliyorum" dedi. Onaylayıp dükkandan çıktım ve bir kitap kafeye girdim. Kendime bir TÜRK KAHVESİ söyledim ve kitapları inceledim. Hepsi birbirinden güzel kitaplardı. Elime bir kitap alıp okumaya başladım. O sırada TÜRK KAHVEM geldi. Sanırım bir saatten fazla orda oturdum.

Bir saate yakındır -belkide bir saati geçmiştir- kafedeyim kitap bitti, TÜRK KAHVEM bitti ama o gelmedi. En nefret ettiğim şey ,bekletilmek. Bir saatin sonunda geldi. Tanrıya şükür biri kaçırdı sandım.

"Hadi gidelim Seung hediyeyi seçtim" dedi ve  elindeki paketi bana gösterdi. Acaba ne aldı? Sanırım bunu yarına kadar bilemeyeceğim.

Alışveriş merkezinden çıktık ve kaldırımda yürümeye başladık. Merakımdan çatlayıp sordum "Ne aldın?" dedim. O da "Sen söylersen bende söylerim" dedi. Aklıma dahiyane bir fikir geldi. Dedim ki "Beni yakalarsan öğrenirsin" deyip koşmaya başladım. O da peşimden geliyordu , hediyeyi çok merak etmiş şapşalım...

Yazar Anlatım:

Chan ile Seungmin koşarken bir şeyi fark etmediler. Karşıdan karşıya geçerken araba geldiğini... Chan arabayı son anda fark edip durdu fakat Seungmin... Chan çığlık attı "Seung!" diye ama artık çok geçti...

Araba hızını alamayıp ona çarptı ve kaçtı. Chan hemen Seungmin'in yanına eğildi ve "Seung, ambulansı arayın kimse yokmu!" diye acı acı bağırdı... Seungmin'in gözleri kararmaya başlarken Seungmin bunu anlamıştı ölücekti. Tam bu sırada bir mucize gerçekleşti. Yılın ilk karı. Seungmin yüzünde hissettiği soğukluk ile gözlerini araladı ve Chan'a "Birlikte yılın ilk karını izleriz demiştin. Sözümü tuttum." dedi ve ardından son sözü olarak "Seni seviyorum Chan..." dedi.

Chan ellerindeki soğuklaşan bedene sarıldı. "Lütfen Seung... Lütfen biraz daha dayan" dedi. Başka hiçbir söz bulamadı...

🤍🤍🤍🤍🤍🤍🤍🤍🤍🤍🤍🤍🤍🤍🤍🤍
Evettt. Bir ficin sonuna geldik umarım beğenirsiniz iyi okumalar.⭐

Şapşal Aşık (Chanmin)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin