Selam, ben Donghyun. Aslında gerçek ismim, Do-yun Donghyun sahne adım. Evet idolüm ama bu başarının çok büyük bir geçmişi ve büyük zorlukları var. Ben 5 Ocak 2000 yılında Güney Kore'nin Seoul şehrinde Dünya'ya geldim. 12 yaşında kpop'a başlamış sıradan bir fanboydum. Zaman geçtikçe kpop idollerinin danslarını yapmaya ve ezberlemeye başladım. Gerçekten güzel bir yeteneğim olduğunu düşünüyordum. (yalnız ben değil) Sesim de zaten gayet güzeldi. Günler, haftalar, aylar su gibi akıp geçti ve ben 14 yaşımda kpop idollerine hayran kalmaya başladım. Sanırım idol olmak istiyordum ama bunun zorluklarını düşünememiştim. Derslerimi hep bırakmıştım, bütün sınavlarım kopyaydı. Bir arkadaşımın büyükçe bir garajı vardı. Adı Min-jun'du. Arada bir okuldan kaçıp Min-jun'un garajına giderdik onunda sesi güzeldi o da dans edebiliyordu ve sanırım o da idol olmak istiyordu. Bütün zamanımı dansa ve şarkıya ayırmaya başlamıştım. Her gün 3 saat dans ve en az 1-2 saat karaoke yapardım, 1,5 saatte ailemden gizli şan derslerine giderdim. Bütün harçlığımı şan derslerine veriyordum. Neden mi gizlice? Ailem idol olmamı hiç istemiyordu. İdol olmak istediğimi duysalar ne yaparlardı acaba. Artık başka şeylere o kadar az zaman ayırıyordum ki. En azından ailem her gün arkadaşıma gitmeme izin veriyordu. Ders çalışmaya gittiğimi söylemesem verirler miydi bilinmez ama sonuç olarak gidiyordum ve günümün büyük çoğunluğunda pratik yapabiliyordum. Artık bu rutinden biraz sıkılmaya başlasamda pes etmemeliydim. 2 yıl boyunca bu yoğun rutine devam ettim ve 16 yaşımda sonunda başvuru yapmaya karar vermiştim. Ama ailem bunu duysa bana neler derlerdi. Asla kabul etmezlerdi. Ne yapacaktım. Bilmiyordum. Sanırım evden kaçacaktım. Ama tabiki buna daha çok vardı, daha dansımı bile görmemişlerdi. Belkide kabul edilmeyecektim. Anneme Min-jin'a gidiyorum dedim ve evden çıktım. Sonuç olarak yalan değildi gerçekten Min-jun'a gidecektim. Öncelikle otobüs durağına gitmeliydim. Otobüs durağına vardım ve başladım beklemeye. Bekle, bekle, bekle... 17.00'da varmalıydım ve saat 15.30'du. Yetişebilecek miydim onu bile bilemiyordum. Sonunda geldi. Ama saat 16.00 olmuştu bile. Koşa koşa Min-jun'un evine doğru yol aldım kapıyı çaldım ve birde karşımda kimi göreyim. Min-jun'un kız kardeşi kapıyı açtı.
Ji-yoo: Noldu?
Donghyun: Abine bakmaya gelmiştim ama göremiyorum.
Ji-yoo: Gitti.
Donghyun: N-n-nereye
Ji-yoo: Sizin eve?
Donghyun: Telefonu yanında mı?
Ji-yoo: Nerden biliyim git ara.
Donghyun: Sg
Ji-yoo: O ne demek
Donghyun: Git araştır, dedim ve hemen Min-jun'u aradım. O da bizim eve geliyormuş. Yoldaymış ve JYP Entertainment'a da yakınmış. Hemen git dedim ve bende yola koyuldum. Yetişebilecek miydim. Ümidimi kaybetmeye başlamıştım. Koştum, koştum, koştum... Ve sonunda vardım, sanırım sadece 10 dakika falan erken gidebilmiştim. Ama yinede zamanında yetişebildiğim için mutluydum. Kapının önünde Min-jun beni bekliyordu. İçeri girdik ve üstünde yazanları yarım yamalak okuduğumuz birkaç kağıdı imzaladık. Çıktık ve o sırada çok mutluyduk. Dışarda bovling oynadık, yemek yedik cidden eğlenceli ve keyifliydi. Daha sonrasında eve gittim ve bişey belli etmemek için elimden geleni yaptım. İlk seçmeler gününe kadar canımızı dişimize takarak çalıştık, çabaladık. İlk zamanlardakinden kat ve kat daha sıkı ve yoğun bir rutinim vardı. Pes etmeden gece gündüz uğraştık ve İlk seçmeler günü geldi de çattı bile. Bu sefer evden baya bir erken çıkmıştım ve evden çıkmadan tabiki Min-jun'a çıkma ben geleceğim diye haber verdim. A bide unutmadan söyleyeyim seçmeler çok erken saatte olduğu için evden kahvaltı yapmadan çıktım. Dışarda güzel bir kahvaltı yapıp yola koyulduk. Min-jun'da yanımdaydı. JYP Entertainment'ın kapısının önünde heyecandan bacaklarım yerinden kopacak gibiydi. Içeri girdik ve içerisi o kadar güzeldi ki. İlk girdiğimiz de 200'den fazla yarışmacı vardı ve yaklaşık 37 tane de çalışan vardı. Bizi ilk başta biraz küçük bir odaya aldılar. Orda numaralarımızı aldık ve benim numaram 189'du. Min-jun'unki 94'tü. Benden baya bir önce giricekti. 1. Yarışmacıyı aldılar ve bir odaya götürdüler. Içerden müzik sesleri geliyordu. Gerçekten çok fazla heyecanlıydım, bu heyecanla nasıl yapicam derken içerden ağlayarak bir kız çıktı. Gerçekten 2 ayağım bir pabuca giricek diye çok korkuyordum. Sıra sıra tüm yarışmacıları aldılar ve sıra Min-jun'a geldi. Min-jun çıktığında gerçekten de baya mutluydu. Onun adına sevinmiştim. Sorduğumda çok güzel geçtiğini söyledi ve bana birkaç tavsiye verdi.
1-)Mimiklerini iyi ayarla bu önemli
2-) Sakın heyecanlanma zaten çok güler yüzlüler
3-) Kesinlikle güler yüzlü olmaya çalış
Bu iyiydi birkaç tavsiye almıştım ve zaman su gibi akıp geçti. Benim ismimi okudular. Birkaç yudum su içip içeriye doğru adımlarımı atmaya başladım. Içeri girdiğimde 3 kadın ve 1 erkek kamera ile farklı açılardan çekiyorlardı. Şarkımı söyledim, dansımı ettim, ve kendi yaptığım kareografiyi yaptım. Çıkarken bana seçilme olasılığın yüksek gerçekten seçilebilirsin dediler ve çıktım. Mutluluktan havaya uçacak gibiydim. O günkü mutluluğum hâlâ aklımda. Min-jun'la beraber çıktık ve öğle yemeğini yedikten sonra eve doğru yola koyuldum. Eve geldim ve direk yatağıma atladım. Cidden aşırı mutluydum. Odamdaki k-pop posterlerine bakıp;
"Birgün bende sizin gibi bir idol olacağım" dedim ve haber beklemeye başladım yaklaşık 5 ay sonra falan tam ümidimi kaybetmeye başlamıştım ki seçildiniz adlı bir e-posta geldi. O anda yine bir o kadar mutlu olmuştum. 2 hafta sonra ikinci tur için tekrar gidicektim. Min-jun'u aradım ve oda seçilmişti. Ikinci bir mutluluğu o an tekrardan yaşadım. Hayatımın en güzel günlerinden biriydi tabi idol olarak seçildiğim günden sonra. Saatler günler haftalar hızla geçti ve geldi seçmeler günü. 2. Tur çok çok daha zor olacaktı. Evet bunun farkındaydık. 1. Turdan sonra çalışmaları birazcık bırakmıştım. Neyse işte. Min-jun'la konuştuk ve bu sefer o bizim eve gelicekti, burdan gidicektik JYP Entertainment'a. Başladım camın önünde Min-jun'u beklemeye. Geldi ve çok erkendi. Olsun dedik ve yine yola koyulduk. Yürüdük, yürüdük, yürüdük... ve vardık. Öncekinde 200 kişiye yakın vardı ama bu sefer bu sayı 40'a düşmüştü gerçekten çok gururlu hissettim. Yine aynı şeyler 10 çalışan ve küçük bir oda ama bu sefer o kadar küçük gelmedi, az kişi olduğu içindi sanırım. Tekrardan numaralarımızı aldık. Min-jun'un numarası 5 benimki 2 idi. Gerçekten 2. Ben olamazdım. Birazcık moralim bozulmuştu ama pes etmek yoktu. İlk kişi girdi, çıktı ve sıra bendeydi. Bu sefer heyecenlanmadım çünkü deneyimliydim. Yine aynı şeyler ve çıktım. Gerçekten mükemmel geçmişti. Min-jun'un sırası geldi. Mutlu girip ağlayarak çıktı. Ne olduğunu sorduğumda elenme tehlikesi yazılı bir kart verdiklerini söyledi. Arkadaşım için çok üzülmüştüm. Onu teselli ettim ve binadan çıktık. Eve doğru yol aldık. Güzel geçmiş olmasına rağmen gerçekten mutsuzdum çünkü Min-jun büyük ihtimalle seçilemeyecekti. Eve vardığımda yüzümdeki mutsuzluğu ev halkıda fark etmişti ve ne olduğunu sormuşlardı. Ama bu olayı saklamalıydım. Yolda gelirken ayağım takıldı ve düştüm dedim. Yaklaşık 5 ay sonra falan bir e-posta geldi. Önce sevgililer günü için bir uygulamadan geldi sandım çünkü sevgililer gününe 5 gün kalmıştı. Ama bunun sevgililer günüyle bir alakası yoktu. E-posta da şunlar yazıyordu."Iyi haber. Tebrikler, 2. Turu da geçerek büyük bir başarı gösterdiniz. Bizde sizi bu başarınızın karşılığı olarak 16 Şubat günü JYP Entertainment'a bekliyoruz ve tekrardan tebrik ediyoruz"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lee Do-yun
AventuraLee Do-yun (Donghyun) idol olmak isteyen çok azimli, hırslı ve yetenekli bir genç. Koreli.