1.bölüm:
ilk yaprak düştüğünde
sabah müthiş bir baş ağrısıyla kalktım. Sanırım yine ağlayarak uyumuştum. Alışmıştım artık bunlara. Bir döngüye girmiş gibiydim. Sabah kalk ve kahvaltı hazırla, kimseye gözükmeden okula git, eve gel, baban tarafından fiziksel ve annen tarafından psikolojik şiddete uğra ve abinin ölümünden kendini sorumlu tutarak ağlarken uyuyakal.
Eskiden her şey çok güzeldi. Çok güzel bir aileydik. Abim, ben, annem ve babam. Annemle babam her hafta sonu bizi pikniğe ve ya sahile götürürdü. orda geçirdiğimiz zamanlar o kadar eğlenirdim ki... Sonra bir gün abim sokakta benimle ebelemece oynarken ebe olup beni kovalamaya başladı. Hızla gelen arabayı görmeme rağmen koşmaya devam ettim. Abim arkamdan ne kadar bağırsa da durmadım. Araba tam bana çarpmak üzereyken abim beni itti ve araba abime çarptı. O gün her şeyin dönüm noktası oldu. Annem ve babam abimin ölümünden beni sorumlu tutup bana gerek fiziksel gerekse psikolojik şiddet uygulamaya başladı. Ben... Bense yaşayan bir ölüden farksız oldum ki hala öyleyim.
"Hazal!? Kahvaltı niye hazır değil" olamaz bu gün fazla uyumuş olmalıyım "Geliyorum anne!"
Ah, kendimi tanıtmayı unuttum. Ben Hazal Işık Soydan 22 yaşında olmama rağmen aileme karşı mahcubiyetimden dolayı evden ayrılmaya yüzüm yoktu.
Aşağı inip kahvaltı hazırladım. Tam kapıyı açıp çıkacakken babamın sesiyle olduğum yere çakılı kaldım." Bu gün okula gitme. Hastaneden aradılar karışmış olma ihtimalin varmış."
Bunu o kadar mutlu ve sanki çok normal bir şeymiş gibi söyledi ki gözlerimin dolmasına engel olamadım.
Ama haklılardı. Kim oğullarının ölümüne sebep olan birini kızı olarak isterdi ki.
Kapıyı kapatıp annemle babamı beklemeye başladım. Kahvaltıları bittiğinde hazırlanıp yanıma geldiler. Birlikte arabaya binip hastaneye doğru yol almaya başladığımızda nedense ne bir üzüntü ne de stres hissediyodum. Büyük ihtimalle diğer ailemde de istenmeyecektim. Alışmıştım artık bu duruma.
Araba durduğunda kimseyi beklemeyip içeri girip danışmaya odayı sordum. Asansörü çağırıp beklemeye başladığımda annem ve babam da bana yetişmişti.
Asansör geldiğinde içeri girip gideceğimiz kata bastım. Asansör durduğunda indim ve annemle babamı arkamda bırakmayı takmayarak danışmadaki kızın söylediği odanın kapısını tıklatıp doktorun sesiyle içeri girip boş bir yere oturdum. Odadaki kimseyi merak etmediğim için kafamı kaldırıp bakmaya gerek duymadım.
Bu ailede de istenmeyeceğimi bildiğim için sonuçları öğrenip arkadaşıma geçecektim. sonrasındaysa bir ev bulup oraya taşınırdım.
Annemle babam doktorla konuşmaya başladığında umursamadan kulaklıklarımı taktım.
Bir süre sonra annem tarafından kolumdan dürtüklendiğimde kan vermem gerektiğini anlamıştım. Odaya girdiğimden beri ilk kez kafamı kaldırarak içerdeki insanlara baktım. Benim gibi siyah saçlı ve yeşil gözlü bir kadın, kahverengi saçlı ve açık kahverengi gözlü bir adam ve yanlarında ikisinin karışımı yeşil gözlü ve kahverengi saçlı bir çocuk vardı. Ah bir de tipik okulun popüler kızı gibi görünen ve babama aşırı benzeyen bir kız vardı.
Onları incelemem bittiğinde yerimden kalkıp kan vermek için doktorun yanına gittim. Benden sonra o adam ve kız da kan verdikten sonra doktor konuşmaya başladı. " bu yaptığımız hata bizden kaynaklı olduğu için sonuçlar 3 saate çıkar. Dilerseniz aşağıda kantinde dilerseniz de başka bir yerde bekleyebilirsiniz."
Tam hepimiz odadan çıkmak için ayaklandığımızda odaya biri daldı.
"Geciktim mi-"
"Alpay abi!?"
"Ay ışığı!?"
Nasılsınız gün ışıklarım?
ilk bölümü nasıl buldunuz?
Hazal Işık?
Alpay?
Hazal'ın geçmişi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hazal Işık
Teen FictionHazal Işık abisinin ölümünden kendini sorumlu tutan 22 yaşında bir kız. Hazal Işık 22 yıl sonra karıştığını öğrenir Hazal Işık yeni ailesine alışabilecek mi? Yeni ailesi Hazal ışığın yaralarını mı saracak yoksa o yaraların yanına yenilerini mi ekley...