ONU DÜŞÜNMEK

19 5 4
                                    

kendimi ona kaptırdım düşünmeden edemiyorum...
  

ZÜHREDEN

Bu aşk mıydı yoksa tesadüfmü...
Yatağımda oturup tüm bu olanları düşünürken odama annem girdi "kızım hadi gel yemek hazır " dedi aşağıya indiğinde babam elleriyle bana en sevdiğim tatlıyı hazırlamıştı.
"Oooo güzel kızım sen nerelerdesin ya gözüm bir güzellik görsün gel otur hadi " dedi anneme baktığımda "ne yani muhsin ben güzel değilmiyim " dedi babam yine ortada kalmıştı. " yok sunam o nasıl söz sende güzelsin ama zührem bambaşka aynı senin gibi " babam nasıl gönülden vuracağını biliyordu.

Her kıza böyle bir baba düşmüyo bazen. Bazı babalar kızlarına dünyayı  zindan ederken bazı babalar ise dünyayı gül bahçelerine çevirir benim babamda oydu mühsin taşçı dünyanın en iyi babası suna taşçı dünyanın en iyi annesi...

Kahvaltımı yapıp odama çıktım. Selinle konuştum. 2.30 da uçakta olmam gerekiyordu...

YİĞİT ATEŞ'TEN


Tüm gün valiz lerle evrak işleri pasaport larla uğraşmıştım. Daha şimdiden yorulmuştum bile. Sonra aklıma Zühre geldi acaba yazsamıydım. Yada onun yazmasınımı bekleseydim. Acaba Zühre ilk benimmi yazmamı bekliyordu.

Telefon çalıyordu oturduğum yerden kaltım ve sehpanın üzerinde çalan telefonumu aldım emir arıyordu emir benim en yakın arkadaşımdı telefonu açtım. Açtığıma pişman oldum . Bi beni öldürmediği kalmıştı.

"Lan amk çocuğu telefonlarımı niye açmıyon. Kaç kere aradım. " emir küfürbazın tekiydi oda benim ağzıma dolamıştı bende bazenleri çok sinirlendiğimde ediyordum. "Lan oğlum sakın ol görmemişim her şeyi bugüne bıraktım zaten onlarla yoğundum " dedim  dediğim gibi "  iyi halt ettin. bende İzmir'e geliyorum " dediğini duydum. " neden" diye sordum. " hem seni yalnız bırakmamak için hemde selinimi kötülüklerden korumam gerekiyo" dedi yüzümde buruk bir gülümseme oldu " bize gelsene lan" dedim emir dünden hazırmış gibi "tamam geliyorum " dedi.

YAZARDAN

Yiğit Zühre'yi bir an bile olsa asla aklından çıkaramıyordu. Zührede yiğiti bir an bile olsun aklından çıkaramıyordu. İki aşık sadece bakışmalarla yetiniyolardı.

Emir yiğitin en yakın arkadaşıydı. Emirin aşk hikayesi aynı yiğite benziyordu. Emir selini seviyordu. Ama selin emiri sevmiyordu. Sevse şimdiye kadar yüz kere çıkma teklifi bile etmişti. Emir yiğit gibi değildi yiğit daha utangaçtı.

EMİR'DEN

Saat 12.00
Yiğitin evinden...

Motorumdan inip kapı zilini çaldım. Kapıyı hüsnü amca açtı. Hüsnü amca yiğitin babasıydı. " merhaba hüsnü amca" dedim gülümseyerek " merhaba oğlum hoşgeldin gel içeri geç ayakta kalma"dedi içeri geçtim gülser teyzede mutfaktan seslendi" bey kim gelmiş" dedi " emir gelmiş hanım" dedi hüsnü amcada. Yiğitin odasına çıkmadan önce gülser teyzenin yanına uğradım onunlada selamlaştıktan sonra yiğitin odasına vardım. Kapıyı tam açıçakken içeriden şarkı sesi geliyordu *kıskanır rengini baharda yeşiller sevda büyüsü gibisin sen firuze . Sen nazlı bir çiçek bir orman kuytusu üzüm buğusu gibisin sen firuze...

Anlaşılan bizim oğlan yine Firuze yi dinliyordu Zühre'nin en sevdiği şarkıydı. Daha sevgilisi olmadan aşk acısı çekiyordu çoçuğum.

İçeriye girdim. Elinde bir dal sigara telefondan gelen Firuze şarkısı elinde Zühre'nin fotoğrafı. Yanına oturdum ve söze başladım "Ağa bu kızlar bize neyaptılar bizi nasıl kendilerine büyüledi ler" dedim. İçini çekti yiğit " bılmıyom aga nasıl büyülediyse çıkamıyom ondan başkasını düşünemiyom başkasını sevemiyom öldüm aga bunca yıl ona sarılamamaktan onun kokusunu içine çekememekten onun gülüşünü onun gözlerinde kaybolmadan ben ben olamam" dedi bunu üstüne birşey söylüyememiştim

Aradan 10 dk geçti benimde elimde bi dal sigara vardı. " aga yine seninki iyi de benimki beni bile sevmiyo onu ne yapcaz " dedim " sana düşmeyen kız yok oğlum 3 yıl  önce girdi seni belki yine görse sever bilemeyiz umudunu kesme be aga herşeyin çaresi var elbet benim Zühre senin selin "dedi " ne güzel konuştun be agam "

BİR DAHA

BİR DAHA

SEVER MİYİM?

...

SEVER MİYİM?

GARAM ( Askıya Alındı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin