10.

9 0 0
                                    

Bölümleri ardarda yayınlıyorum
Okuyup oy verin lo

Han Minhoya bakar ve bi şey söylemesini bekler.

H- Evet Sevgilim, seni bekliyorum. Anlat hadi. Şimdi seni dinleyeceğim
M- Jisung, ben bu konuda konuşmak
istemiyorum.
H-Niye ki? Hastanede bana "Eve gelince
anlaticam" dedin.
M- Jisungie daha iyleşmetin ve daha yeni eve geldik...
H- Lino, neden anlatmak istemiyorsun?
M- Şey benim yapıcak işlerim vardı.
H- Nereye?!

Minho ayağa kalkar ve odasına gider. Arkasından Han gelir. Ve kapıyı kilitler.

M-Hey napıyorsun?! Neden kapıyı kilitliyorsun?!
H- Sen anlatana kadar burdayız Lino.
M-Ama annen?
H- Annemi dert etme sen. Anlat ki kapıyı
açayım.
M-Anlatmıycam Jisung!
H- Sen bilirsin. O zaman akşama kadar
burdayız

Minho yatağın üzerinde oturur. Ve Han'da onun yanına oturur.

M- Böyle üzerime gidersen hiç anlatmam.
H- Ne yaşanmış ola bilir ki ikinizin arasında?Gittikce Hyunjine hak veriyorum.
M- Hyunjine hak veriyorsun öylemi?! Seni
öldürmeye çalısan biriye?!
H- Lino özür dilerim. Öyle demek istemedim. Lütfen anlatda bileyim.
M-Anlatıcam ve beni rahat bırakıcaksın
tamam mı?
H-Tamam. Ama biraz önce dediklerim yüzünden çok üzgünüm.
M- O zamanlar 9. Sinifdım. Yani daha küçükdüm. Sınıfda hiç arkadaşim yoktu. Kendi halimde olan biriydim. Kimseyle konuşmazdım. Sınıfta herkes benimle dalga geçerdi ve bana zorbalık yapardılar. Ama bu defa ileri gitdiler. İki çocuk benim yanima geldi ve beni bir yere götüreceklerini söylediler. Ben gitmek istemediğimi ve beni rahat birakmakmalarını söyledim. Onlar "İstesende istemesende bizimle geliceksin" dediler ve beni okulun bodrum katına götürdüler. Heryer karanlıkdı. Beni neden buraya getirdiklerini sorduğumda hiç bir şey söylemediler ve kapıyı kilitlediler. Ne kadar seslensemde kimse beni duymadı. Neden buna bu kadar şaşırmışdım ki? Zaten her zaman beni kimse duymaz. Galiba karanlıkdan korkmadığımı o zaman öyrendim. Bütün gece orda kaldım. Neden burdaydım? Neden beni buraya kilitlemişdiler? Hiç bir fikrim yoktu. Yanımda yanlız beyaz bir kağıt parçası ve bir kurşun kalem vardı. Kağıtın üzerine bir şeyler karaladım. Telefonumu da o iki çocuk almışdı. Yani istesem bile babaannemi arayamıyordum. Sonbahar olduğu için biraz soğuktu. Ve üzerimde sadece okul üni forması vardı. Çantam sınıfta kalmışdı. Hiç birşey yapamıyordum. Hiç bu kadar çaresiz hissetmemiştim.
Sabah uyandığımda hâlâ kapı kilitliydi. Ve ayağa kalkıp kapıya vurmaya başladım. Kısa bir süreden sonra ayak sesleri duydum. O kişinin bana zorbalık yapan çocuklardan biri olduğunu düşündüm. O yüzden " Beni burdan çıkar, en azından neden burda olduğumu söyle!  Siz nasıl insanlarsınız?! " dedim. Ve  o zaman bir ses geldi "Benim Hwang Hyunjın, seni kim kilitledi buraya? ". O zaman şok oldum çünkü Hyunjın sınıfın hatta okulun en popüler çocuğuydu. Ve ben onun hakkında hiçbir şey bilmiyordum. Ben " Burdayım. Ben Lee Minho. Kurtar beni burdan. " dedim. Hyunjın ise " Tamam anahtarı bulup geliyorum " dedi.Kısa sürede geri döndü ve kapıyı açdı. Ben Hyunjıne teşekkür ederken o yüzüme bakıp gülümsüyordu. Bana " Şey sen bizim sınıfdan hiç kimle konuşmayan ve zorbalık gören çocuk değılmisin? Çok üşümüş olmalısın. Dün gece hava çok soğuktu. " dedi. Ben ise "Evet. Hayır çok üşümedim" dedim. Ve ordan uzaklaştım. O ise arkamdan "Tanışdığımıza memnun oldum Lee" dedi. Ben sınıfa gittim ve o iki çocuğu aradım. Her zamanki gibi arka sırda oturup bır şeyler konuşuyorlardı. Beni görünce şaşırmadılar. Onlardan geri telefonumu istedim. Onlarda eğer öğretmene söylemezsem vereceklerini söylediler. Ve bende kabul ettim. Telefonu elime alır almaz babaannemi aradım. Beni çok merak etmişdi. Benden dün gece nerede olduğumu soruyordu. Bence acıl bir yalan uydurmalıydım. Ve Hyunjinlerde kaldığımı söyledim ve telefonu kapatdım. Sonra Hyunjın yanıma gelip iyi olup olmadığımı sordu. Bende iyi olduğumu söyledim ve sırama oturdum. Oda yanımda oturdu. Benimle arkadaş olmak istediğini söyledi. Bende kabul ettim. Keşke etmeseydim. Keşke... Sonra bi kaç ay arkadaş olarak kaldım. Doğrusunu söylemek gerekirse çok iyi anlaşıyorduk. Yada ben öyle sanıyordum. Bir gün sınıfta yalnızdım ve yanıma Hyunjın geldi. Ne yapdığımı sordu. Bende hiçbir şey yapmadığımı, sadece resim çizdiğimi söyledim. O ise masanın üstüne oturdu ve kağıtın elimden aldı. Çok güzel olduğunu ama benim kadar olmadığını söyledi. Ben bunları duyunca şaşırdım. Hiç birşey söyledim. Sadece çizimimi geri vermesini istedim. "Sana söyleyeceğım önemli bir şey var. " dedi. "Tamam dinliyorum ama önce çizimi ver. " dedim. O ise resimi arkasında gizletti. Resmi almaya çalışdığımda bana sarıldı ve kulağıma birşeyler fısıldadı. Fısıladığı şey "Sana aşiğim hemde uzun bir süredir" di. Daha ben bunun şokunu atlatmaya çalışıyorken beni öptü. Ben çok sinirlendim çünkü yapdıgı şey doğru değildi. Ben onu arkadaşım gibi görüyorken... Ondan bunu bir daha yapmamasını söyledim.  Onu arkadaş gibi gördüğümü ona anlatmaya çalışdım. İçeri yine o iki çocuk geldi. Ben Hyunjınden onların burada ne işi olduğunu sorduğumda onların kendisinin arkadaşlarının olduğunu söyledi. Odadan çıkaya çalışdığımda kapıyı kilitlediler. Hyunjın "Ya benim sevgilim olursun, ya da bu görduğun fotoğrafımızı herkese gönderirim. O zaman insanlar bizim sevgili olduğumuzu sanıcaklar" dedi. Elindeki fotoğraf... Ben tabi ki kabul etmedim, hatta bu okuldan bile gideceğimi söyledim. Ve oradan çıktım. Hyunjın arkamdan dünyanın bi ucuna gitsem bile beni bulacağını söyledi. Ve müdürün odasına gittim. Zorbalık görduğumu, artık buna dayanamadığımı söyledım. Müdürse bunun karşısını alamadıklarını söyledi. Bende okuldan çıktım. Ve sizin okula geldim. Bu kadar.... Bitti.

H- Bu yaşadıkların... Hyunjın günü görücek!.  O bir daha sana zarar veremeyecek.
M- Jisung, ben hava almaya gidiyorum. Kapıyı aç. Lütfen.
H- Tamam sevgilim.

Han kapıyı açar. Ve Minho evden çıkar. Han onu yanlız bırakmak istemez. Bu yüzden oda onunla gitmek ister.

H- Anne!
H.a- Efendim oğlum.
H- Ben Minho ile hava almaya çıkıyorum. Haberin olsun.

Han evden çıktı ve Minho ya yetişmeye çalışıyordu.

H- Minho, sana yetişemiyorum. Biraz yavaş olsan?
M- Beni rahat birakmanı istemiştim senden.
H- Ama ben sensiz bir dakika olsun ayrı kalamıyorum ki...

Minho durdu ve Hanı bekledi.

M- Evet Jisung. Seni dinliyorum. Buraya kadar geldiysen demek söyleyeceklerin var.
H- Bana kızgın olduğunu biliyorum. Bence de haklısın. Ama bir an ağzımdan çıktı. Özür dilerim.
M- Haklıyım tabi ki de.

O sırada yağmur başlar. Han şemsiyesini açar.

H- Minho yağmur yağıyor. Islanıp hasta olucaksın. Gel yanıma.
M-Hayır gelmek istemiyorum.
H- Trip atma ama... Lütfen. Sen hasta olursan kim bana en sevdiğim yemekleri yapacak?
M- Senınde derdın yemek.
H- Hadi ama ağaç oldum burda.
M- bekleme sen beni. Git eve.
H- Tamam o zaman. Bende seninle birlikte yağmurda ıslanırım.

Han şemsiyesini kapattı ve Minho nun yanına geldi.

H- sen ıslanıyorsan bende ıslanacağım.
M- Ama Jisungie daha yeni iyleşdin! Eve git hemen. Hasta olucaksın.
H- ben senin aşkından sırılsıklam olmuşum. Bu mu beni hasta edicek?
M- Tamam tamam. Aç şemsiyesini. Bende gelıyorum.
H- Canım sevgilim benim..

Onlar birlikte eve dönerler. Tabi ki saatlerce yağmurun altında kaldıkları için ikisinde kıyafetleri ıslanmışdı.

H.a- Oğlum üzerinizdekiler sırılsıklam olmuş. Nerdeydınız sız şimdiye kadar?
H- Yağmura yakalandık.
M- Gidip üstümüzü deyişdirsek iyi olur.
H- Bencede hayatım. Ay şey arkadaşım.

Minho odasına girip kıyafetlerini degişdirirken Han içeri girer.

M- Ne yapıyorsun Jisungie?! Burası benim odam.
H- Birlikte uyuduğumuz da ikimizin oluyor ama.
M- Jisungie, şimdi evde annen var.
H- Yoksa sen kayınvalideni istemiyon mu?
M- Ne alakası var?
H- Prenses Minho, sizinde mi kaslarınız var? Ooo çok iyiler.
M- Jisungie!  Çikar misin? Annen şüphelenicek.
H- Hayır çıkmıycam

Böyle bir kaç gün geçer. Sonunda Hanın annesi gider.

H- Annem gitti. Oh be. Artık rahatız.
M- Evet prens bey.
H- Aa bi dakika. Sen bana prens mi dedin?
M- Evet, Prensim değilmisin?
H- Öyleyim tabi ki.
M- Yarın gideriz artık Üniversiteye.
H- Evet gideriz.
M-  Bir şey söyleyeyim mi?
H- Söyle prenses
M- Son günlerde en özlediğim şey seninle sarılıp uyumak.
H- Benımde..

Uyurlar ve sabah olur. Bu gün Minho'nun doğum günüydü. Jisungasla bu günü unutamazdı. Unutmamıştı da. Sabah erken uyandı. Daha Minho uyuyordu. Han prensesi için mükemmel bir gün planlamiştı

Özür dilerim. |minsung|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin