Giriş

64 10 1
                                    

Merhabalar Can Kuşlarım

Yeni kurguda daha buluşuyoruz, umarım beğenirsiniz.

Ağır Abi kurgumdaki Devran ve Umay'ın dört numarası Timur'un hikayesidir...

❤️

Destina'dan;

İnsan büyüdüğü sokakları ezbere bilir derledi ya işte orası benim için tam bir muammaydı. İnsan asıl aşk denen hastalık mı, yoksa şifa mı belli olmayan şey düşünce ezbere bilirmiş yolları.

O yolları nasıl ezbere bildiğinde hiç sorgulamadan başının üstünde kabul edermiş. Şimdi anlıyorum annem iç çekerek babama olan aşkını anlatırken sokağım, sığınağım dediğini.

Karşısına çıkacak gücüm olmasa da, o bilmesede sığınağım olmuştu. Yanımda biriyle gelse o sığınak başıma yıkılır mı hemde nasıl.

Hep kafamda kurduklarımla hareket etmeyi fazlaca severdim. Sonunu düşünen kahraman olamaz lafını tam anlamını veren kişide olabilirdim.

Destina'ydım ben, kimine göre eşlikçi, kimine göre çığırtkan, kimine göre ise mahallenin maskotu hepsi bendim ama ben oydum.

Günlerdir sadece Galatasaray için açtığım ekranı şimdi onun maçları var diye açıyordum.

Büyüdüğüm, geçtiğim her sokakta onunda izi vardı. Herkesin imrenerek anlattığı nerede o eski mahalle kültürü diye iç çektiği mahalle hala vardı ama o insanlar bunu görmeyi pekte istemiyor gibiydi.

Her sokağın başında yine özgürce koşan çocuklar vardı yinede mahalleli bu konuda tedbiri elden bırakmıyordu. Güvenlik kameraları, sürekli onları takip eden esnaflarımız ya da her gencin ergenlikte ben güçlüyüm ayağına kurdukları çeteler takip ederdi sanırım bu alışkanlıktı. Kolay kolay yabancılar girmezdi girdiği andada en baştaki kahvehaneden tut en sondaki market çalışanlarının sorularına maruz kalırdı.

Renkli evlerin renkli ve özgür ruhlu çocuklarıyken bizden sonrakiler içinde aynı olsun diye çabalıyorduk elbette.

Şımarık büyütülmeme rağmen yaramaz ya da dediğim dedik çocuk olmamıştım. Annem hep bu konuda çok fazla diken üstünde olsa da aksine sakin olmam büyük nimetti derlerdi.

"Destina" babamın sesiyle kendime geldiğimde kitabı sıkıca tuttuğumu fark ettim. Ardıl amcanın seneler önce yazarın imza gününde yazardan zorla aldığı ilk baskı olan kitabı böyle sert tuttuğumu görse sanırım beni mahallenin ortasında yargılayıp asardı öyle bir deliydi. Babama cevap vermem gerektiğini anlayınca, "Efendim" diye anlamsız şekilde yükseldim.

Babam ellerini iki yana kaldırıp, "Sakin ol şampiyon bu kadar yükselmene gerek yoktu" dediğinde utanarak babama baktım. Yılların yorgunluğu gür saçlarına aklar düşürmüştü sadece oldukça sağlıklı beslenir, spor yapmayı asla ihmal etmezdi tabii bu da dinç ve atletik sayılacak vücuda sahipti. Sanırım spora olan aşkımız babamdan geliyordu tabii buna zorla ayak uyduran anneminde mankenden farkı yoktu benim aksime bakımlarına özen gösteren kadın bana bakınca acaba ben mi doğurdum diye düşünmeden edemiyordu.

"Baba kitaba o kadar dalmışım ki seni duymamışım" diyerek kitabın arasına abimin yaptığı tahta ayracı koyarak ayağa kalkıp babama doğru ilerleyip küçükken olduğu kollarımı ona sararak sırnaştım. Babam her zaman bu hareketime erirdi doğru yolda olduğumu bana sardığı güvenli kollar ile anlamak güç değildi.

DELİ SEVDAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin