20

511 70 35
                                    

Tüm günüm Taehyun ile karşılaşmamak, konuşmamak için uyuyor numarası yapmamla geçmişti.

Her teneffüs ziliyle beraber başımı sıraya koyuyor Taehyun yanıma geldiğinde de bu rolü sürdürüyordum.

Evet, Taehyun kendisine attığım mesajla onu kısmen reddetmiş olmama rağmen her teneffüs yanıma gelmekten vazgeçmemişti.

Çıkışlarda normalde beraber eve dönerdik çünkü evlerimiz yakındı. Birkaç sokak fark vardı yalnızca. Ama elbette sabahki aptallığımın etkisiyle çıkışta bile yüzüne bakacak cesaretim olmadığından onu beklemeden kaçarcasına çıkıp gitmiştim okuldan.

"Ne yapmam lazım?" dedim elimdeki peluş oyuncağımı gözlerimin hizasında tutarak. "Hiç iyi bir arkadaş değilsin, hiç tavsiye de vermiyorsun!" Harika, Kang Taehyun sayesinde delirmiştim de artık. Oyuncağımı oflayarak yatağın üstünde yanıma bıraktım ve camdan dışarıya bakmak için yan döndüm yatakta.

Hava kararmıştı, sanırım saat gece yarısına geliyordu ve biraz önce başlamış olan yağmur daha da artmıştı şimdi.

Sahi, bu gece Taehyun ile kalacağımı söylemiştim. Bekliyor olabilir miydi beni?

Başarısız olursa bunun aramızda büyük bir soruna yol açacağını biliyordum. Taehyun'un çocukluğundan, öz annesi öldüğünden beri tek isteği bu şehirden ve ailesinden uzaklaşmaktı.

Üvey annesi veya babası ona kötü davrandığı için değildi bu. Daha çok, onlar Taehyun'a karşı yokmuş gibi davrandıklarındandı.

Muhtemelen bundan olsa gerek Taehyun ne zaman bir ilişki kursa o kişinin dibinden ayrılmıyordu.

Bu benim için sorun değildi, aksine canıma minnet denebilecek bir şeydi benim için. Ama yıllar önce ne zaman bir ilişkisi olsa her seferinde akademik hayatında aksaklık olmuştu.

Ve bu sene böyle bir aksaklık tüm çabasını heba etmesine neden olabilirdi.

Taehyun ile beraber olabilmeyi her şeyden çok istiyor, bu ilişkinin onu üzmesinden korkuyordum. Cesaret edememiştim ona direkt evet demeye bu yüzden.

Aklımdan çıkmayan ne yapacağım sorusu yüzünden kafayı yiyecek gibi hissediyordum. Ayaklarımı yatağa vurdum sinirle.

Ben yıllardır bunu beklemiyor muydum? Aradığım şey ayağıma gelmişken niye aptal gibi oturmuş endişe duyuyordum?

Ne olacaksa olsun, diye düşündüm bir an. Ne olacaksa olsun çünkü iyi veya kötü her bir anından mutluluk duyacağım.

Ya şimdi ya hiç.

Ani karar değişikliğimle düşünmeyi kesip hemen yattığım yerden kalktım. Üstümdeki giysilere veya saçımın haline önem göstermek aklıma gelmedi; yalnızca telefonumu, anahtarlarımı ve hırkamı alıp evden çıktım.

Ve evet giysilerime bakmam gerektiğini de fark etmiş oldum. Çünkü evin sıcağından dışarıda yağan yağmurun varlığını unutup şortumla dışarı çıkmıştım. Vücuduma çarpan soğuk yüzünden anında bacaklarım titremiş olsa da eve dönmek yerine direkt Taehyun'un yanına gitmeye karar verdim. Tüm gün yeterince beklemişti beni, şimdi bir de sırf bir giysi için bekletemezdim.

Hırkamın şapkasını kapatıp koşmaya başladım; gittiğimde ne yapacağımı,ne söyleyeceğimi bilmiyordum ama gitmem gerektiğinden emindim. Saçma sapan korkularımızdan yeterince uzun zamandır ayrı kalmıştık zaten, daha fazla uzatmamalıydık.

Gençken yaşamaya korkarsak yaşlıyken cesur olmamızın ne anlamı kalırdı ki?

Birkaç sokak aşağıdaki tanıdık ev görüş alanıma girdiğinde koşmayı bırakıp yürür adımlarla hareket etmeye başladım. Bir yandan kapıya gelene kadar nefeslerimi de düzenlemeye çalışıyordum.

͏k͏ü͏t͏ü͏p͏h͏a͏n͏e ͏k͏ö͏ş͏e͏l͏e͏r͏i ͏v͏e ͏b͏i͏z ͏i͏ç͏i͏n͏d͏e  ✔︎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin