Okul tuvaletinde son kez dumanı tüttürüp biten sigarayı klozetin içine attım ve sifonu çektim. Elimdeki sigara paketini hızlıca cebime atmış, tuvaletten çıkıp ellerimi yıkamıştım.
Cebimdeki naneli sakızdan bir tane çıkarıp ağzıma attığım gibi sınıfa yürümeye başladım. Sigara kokusu gibi basit bir nedenden yakalanmak istemediğim için sevmesem de naneli sakız çiğniyordum.
Sınıfa girdikten sonra hiç beklemediğim biri sınıfa girdi. Siktir.
Apar topar sınıfa giren müdür yardımcısı arama yapılacağını söylediğinde cebimdeki sigara paketini ne yapacağımı düşünüyordum. Etrafıma çaresizce bakınsam da şu durumda saklayabileceğim hiç bir yer yoktu.
Kendi kendime içimden küfürler ederken yanımdan geçmek için omzuma çarpan Minho'ya gergin bir bakış atmış, sonra müdür yardımcısının bağırmasıyla sırama geçmek zorunda kalmıştım. Şu an Minho'ya sinirlenecek vaktim yok.
Kısa sürede çantamı kontrol etmek için yanıma gelen nöbetçi öğrenciye baktım. O da bana kısa bir bakış atıp çantamın içine bakmaya başladı.
İçim büyük bir korkuyla kaplıyken kalbim hızlı hızlı atıyordu. Çantama bakmayı bitirdikten sonra cebime bakmak için yaklaştığında sertçe yutkundum ve derin bir nefes verdim.
"Buradan da bir şey çıkmadı."
Çocuk hızlıca diğerlerine bakmak için yanımdan uzaklaştığında şaşkınlıkla ellerimi ceplerime attım. Kahretsin. Sigara paketim cebimde değildi.
Nereye gittiğini düşünürken kafayı yiyecektim. Ya yere düştüyse? Eğer paketi bulurlarsa içindeki çakmak sayesinde benim olduğunu anlayabilirlerdi.
Arama bittiğinde müdür yardımcısı 'o sigaranın sahibini bulursam mahvedeceğim' diyerek sınıftan çıktı.
Endişemi gizlemeye çalışarak sıraya oturdum ve yanımda oturan Felix'e baktım.
"Sigaramı gördün mü?"
Başını hayır anlamında salladığında fazla düşünmemeye karar verip dersin bitmesini beklemeye başladım.
Dersin bittiğini belirten zil çaldığında çantamı alıp hızlıca sınıftan çıktım. Okulun bahçesinden çıktıktan sonra sokağı dönecektim ki tam o sırada bir el bileğimi tuttu.
"Seungmin, konuşmalıyız."
Başımı bileğimi tutan elin sahibine çevirdim.
"Şu an işim var Minho, sonra konuşuruz."
Tam tekrar gitmek için yeltenmiştim ki bileğimi daha sıkı tutup beni kendine yaklaştırdı ve sırıtarak cebinden çıkardığı sigara paketini yüzümün hizasına getirdi.
"Bunu mu arıyordun yoksa?"
Anlık şaşkınlıkla gözlerim açıldı.
"Siktir, sende ne işi var?"
Paketi elinden almak için uzandığımda elini yukarı kaldırıp yüzüme yaklaştı.
"Seni kurtardım Kim Seungmin."
Kutudan bir sigara alıp dudaklarına götürmeden önce sırıttı.
"Bana borçlusun."
Hadi ama, aptalın tekine beni kurtardığı için borçlanacak halim yok.
"Minho, sana beni kurtar diyen olmadı. Ver şu paketi gideyim eve."
Minho cebindeki çakmakla yaktığı sigarayı tüttürürken ince uzun parmakları arasına aldı ve yürümeye başladı. Ben de peşinden ilerlemeye başladım.