III - Servant

3K 103 164
                                    

"Şu dosyaları da götür, sonra en sevdiğim içkiden getir Seungmin."

Başımı bilgisayardan kaldırmadan konuştuğumda Seungmin beni onaylayarak odamdan çıktı.

Normalde şirket işleri bu kadar yoğun olmazdı ama son zamanlarda hisseler yükseliyor, müşteri sayısı artıyordu. Bu yüzden de geç saatlere kadar çalışmak zorunda kalıyor ve oldukça yoruluyordum.

Bugün ise saatlerce uğraştıktan sonra sonunda kendime boş vaktim kalabilmişti. O sürede de bir şeyler içmek istemiştim. Bir de, uzun süredir cinsel ilişki işleriyle uğraşacak vaktim olmadığı için canım sıkılmaya başlamıştı. Bu gece birileriyle takılsam aslında hiçte fena olmazdı.

Kendi kendime düşündüklerime sırıtırken ofisimin kapısı çalındı. 'gelin' komutu verdiğimde kapı yavaşça açıldı ve içeri elinde tepsiyle Seungmin girdi.

Gözlerimle hafifçe Seungmin'i süzdüm. Beyaz bir gömlek, altına da siyah bir şort giymişti. Gözlerim açıkta kalan bacaklarında bir süre oyalandığında kulaklarıma dolan ince sesle başımı kaldırıp Seungmin'e baktım.

"İçkinizi getirdim efendim. Dosyaları da götürdüm. Jeongin Bey yarın halledeceğini söyledi."

Seungmin nazik bir tonda konuşup tepsiyi küçük sehpaya bıraktı.

"Başka bir isteğiniz var mı?"

Sorusuyla hiç düşünmeden önümdeki bilgisayarı kapattım ve Seungmin'e uzattım.

"Şunu bilgisayar çantama koy, sonra da içkimi doldur. Kendine de bir bardak doldur."

Seungmin başta şaşırsa da hemen bilgisayarı elimden aldı ve çantamın içine koydu. Daha sonra içki şişesini açıp bardağa içki doldurdu ve bana uzattı.

Uzattığı bardağı alıp kendine de doldurmasını bekledim. Ama o kendine doldurmak yerine kapıya doğru ilerledi.

"Hop! Nereye?"

Sesimi biraz yükselttiğimde yerinde durdu ve yavaşça bana döndü.

"Şey... Ben de işlerimin başına döneyim diye gidecektim. Malum tamamlamam gereken-"

"Otur karşıma."

Seungmin'in telaşla konuşmasını aniden böldüğümde yavaşça yutkundu ve yaklaşıp masamın önündeki koltuklardan birine oturdu. Başını eğerek mahçup bir şekilde elleriyle oynamaya başladı.

"Kendine bir içki doldur."

Dediğim şeyle başını kaldırıp bana baktı ve itiraz etmek için ellerini salladı.

"Ben içmesem de olur efendim. Hem çok fazla içmem zaten."

Neden bu kadar ısrar ettiğimi bilmesem de Seungmin'e o içkiyi içirmeye ant içmiş gibi zorlamaya devam ettim. İnatçı kişiliğim yüzünden kafaya koyduğum şeyi yapana kadar peşini bırakmıyordum.

"Eğer dediğimi yapmazsan seni pişman ederim Seungmin. Kendine bir içki doldur, benimkini de tazele."

Seungmin tehdidimle korkmuş olacak ki hiç bir şey demeden önce elimdeki boşalan bardağı alıp doldurdu, daha sonra boş bir bardağa kendi için içki doldurup tekrar yerine oturdu.

"İşte böyle Seungmin. O içki bitecek, anlaştık mı?"

Seungmin başını onaylar şekilde salladığında istemsizce sırıttım ve tazelenen içkimden bir kaç yudum aldım. Kolay kolay sarhoş olan biri olmasam da bu gece sarhoş olana kadar içmekte kararlıydım.

İçkimden arada sırada yudumlarken, bir yandan da yüzümdeki sırıtışla içkisini gıdım gıdım içip her seferinde yüzünü ekşiten Seungmin'i izliyordum.

2min smutshotsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin