bölüm 3

39 10 23
                                    

"Şaka yapıyorsun dimi?"

"Hayır, ihbarı yeni aldık. Kurban yine kendi evinde öldürüldü. Detayları söyleyeyim isterseniz?"

"Aissh şaka gibi, anlat hadi."

Gülsüm'ün lafının üzerine Beyza karşımıza geçti.

"Öncelikle, ihbarı daha yeni aldık ve olay yerine Nur gitti. Nilsu ve Zeynep de yola çıktılar gidiyorlar. Masa başı bize kaldı."

Kısa sessizliğin ardından devam etti.

"Bildiğiniz gibi cinayet yeniden gündüz vakti işlendi. Yöntemler farklı değil, hatta tıpatıp aynısı. Ama burada büyük bir sıkıntı var. Cinayet işlendiği zamanda yani 2 saat önce kimse burada değildi. Şüphelerimde ilerleme kaydedemedim ama bu ekipte olma olasılığı arttı. Her neyse."

"Dur bir dakika, bizim ekipten olduğu ne malûm? Öğle arası zamanıydı yani bu binadaki herkes olabilir."

"Tabii, haklı olabilirsin, bu ihtimali göz ardı etmişim."

Eylül yüzündeki gülümsemeyle yerine geçti.

"Öyleyse şüphelerinin kapsama alanını genişlet, sadece biz değiliz."

"Öyle yaparım elbette."

Bir Beyza'ya bir Eylül'e bakarken Gülsüm'ün de öyle yaptığını farkettim. Nedense garip davranıyorlardı. Bu duruma bir el atmalıydım.

"Tamam, herkes şüphelerinde özgür olduğu için konuyu kapatalım. Başka detay var mı?"

"Yok, şimdilik bu kadar bilgiye sahibiz."

"Güzel, bu kadarı da yeterli olacaktır."

Garip bir sessizlik ortama hâkim olurken herkes işine dönmüştü. Düşünceler beynimi kemiriyordu resmen. Sandalyeyi geriye çekip kafamı başlığa yasladığımda kolumdaki saate baktım.

"Yok artık, saat 11 olmuş!"

"Hiç fark etmemişiz, dağılalım mı?"

"Olur. Ben bırakırım sizi."

Sözümün ardından toplanmıştık. Binadan ayrıldıktan sonra havanın soğukluğu zihnimi açmıştı.

Arabaya geçtik ve sürmeye başladım. Gülsüm ve Eylül aynı evde kalıyordu zaten onları bıraktıktan sonra evimize yöneldim.

Ertesi gün

"Ne demek oluyor bu? Nasıl yine kanıt bırakmadan kaçabilir?"

"İnan ben de bilmiyorum."

Dünden beridir milyon araştırma ve soruşturma yapmıştık ama elimize hiçbirşey geçmemişti. Resmen katil yok oluyordu ardında hiçbir iz bırakmadan.

"Öyleyse olay yerini tekrardan inceleyelim. Belki unuttuğumuz birşey vardır."

"Sanmıyorum, dünden bugüne hemen hemen 50 polis gönderdik oraya. Buna rağmen birşey çıkmadıysa hiç çıkmaz bir daha."

Nilsu'nun cevabına karşı Zeynep oflayarak yerine oturdu. Yeniden kaos hâkimdi ve bitecek gibi de durmuyordu. Her an biri patlayabilirdi.

"Elimizde hiçbirşey yok, hiçbirşey! Ne yapabiliriz sizce? Oturup katilin nasıl göründüğünü mü düşünücez veya boş boş araştırma yapacağız! Sıkıldım be! Ne biçim bir vaka bu!"

Düşüncemin üstünden birkaç saniye sonrası Nur'un patlaması garip gelmemişti.

"Yani yaptığımız şeylerin boşa gittiğini düşünüyorsun?"

Eylül'ün sorusuna hızlıca evet dedikten sonra ortamda bir huzursuzluk oluşmuştu. Kimse ne konuşuyordu ne de itiraz ediyordu. Sonuçta, Nur haklıydı.

"Tamam öyleyse, şöyle yapalım. Bir kez daha olay yerini inceleyelim ve eğer yine birşey çıkmazsa FBI yetkilileri ile görüşelim çünkü bu vaka bizi aşar."

Gülsüm'ün fikrini herkes kabullenirken Beyza reddetti.

"Hayır olmaz. FBI hiçbir şekilde bu vaka ile ilgilenmez. Çünkü vakayı onlara devretmek için yeterli kanıtımız hatta hiç kanıtımız yok."

"Neden olmasın ki? Sonuçta FBI bu gibi işlerde çığır açmış."

"Neden beni anlamıyorsun, ilgilenmez bile."

"İlgilenir."

"İlgilenmez."

"İlgilenir."

"İlgilenmez dediysem ilgilenmez."

"İlgilenir tabii ki neden ilgilenmesin mis gibi vaka."

"Daha sadece iki cina-"

"Yeter artık! Susun da düzgünce düşünelim, kaybedecek vaktimiz yok!"

Nilsu'nun sert çıkışına karşı herkes sessizliğe ve bu derin kuyuya yeniden gömüldü.

ölüm kalım meselesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin