"Eylül ağlama artık, geçti bak."
Gülsüm'ün ağlamaklı hâlde ettiği teseliller ironi gibiydi. Eylül ağlıyordu ve durduramıyordu kendini.
Nerede miydik? Nilsu'nun cenazesinde olmamız gerekirken ofisteydik. Çünkü bu katilin verdiği son mesaj bu oyunun bitmediğini açıklıyordu.
"Şu saçmalığa son verip işimize geri dönelim yoksa herkes ölecek!"
Kimse ses etmedi Nur'un isyanına. Eylül sustu, Gülsüm teselliyi bıraktı ama içten içe ağladığını biliyordum. Zeynep ve Nur sessiz sessiz işini yapıyordu ve Beyza yine yoktu.
"Biz de mi öleceğiz?"
Zeynep'in masum sorusuna kimse cevap veremedi. Herkes işini bıraktı ve düşündü sadece, yani en azından öyle düşünüyordum. Sessizlik çevirdi etrafı, suskunluk baskındı. Kimsenin verecek cevabı, olsa dahi cesareti yoktu. Biliyorduk çünkü, burada ölen tek kişi Nilsu olmayacaktı.
"Hepimiz öleceğiz."
Beyza'nın meşhur içeri dalmalarından bir an daha yaşandı. Tabii bunu beklemiyorduk.
"Nasıl yani? Herkes mi ölecek?"
"Evet herkes ölecek, yani düşüncelerime göre öyle olacak."
Yeniden etrafı sessizlik kapladı. Cidden kafayı yedirtecek cinsten bir sessizlikti.
"Sessizliği kesin ve fikriniz varsa söyleyin dayanamıyorum artık."
İsyanımı sadece yorgun bakışlar karşıladı. Biliyordum, herkes bu yolda acı çekti ve çekmeye de devam ediyor ama pes edecek zaman da değildi. O kadar yaklaşmışken salıveremezdik. Bu yüzden motivasyon konuşması amacıyla tahtanın yanına geçtim.
"Silkelenin artık. Herkes ölecek evet Nilsu'nun ölümü herkesi şaşırttı ve üzdü ancak daha sona gelmedik. Toparlanın şimdi, katili her ne kadar aramızdaki biri olsa da bulalım ve bitirelim bu işi. Ölecek olsak bile."
Yaptığım konuşma güç vermiş gibi kendilerine geldiklerini farkettim. Bu iyiydi, en azından katili bulup ölecektik.
"Haklısın Alaz, hadi bulalım şu kahpeyi."
Gülsüm'ün bozuk ağzına birkaç kıkırtı eşlik etmiş ve ortam sakinleşirken yeniden işe döndüm. 'Son dava, son uğraşlar' sloganı ile motivasyonum artarken katili bulma isteğim de artmıştı.
Ertesi gün akşam
"Gülsüm?"
"Efendim Eylül?"
"Sence...katil kim?"
Gülsüm duraksadı. Herkes Gülsüm ve Eylül'ün yaşadığı evde toplanmıştı ve bu ikili yemek hazırlıyordu.
"Bilmiyorum ama ikimizden biri olmadığı kesin."
"Bence katil Nur veya Zeynep. İkisi de oldukça suskun ve pek ortalıkta görünmüyorlar, yani düşüncem bu."
"Sanmıyorum diyeceğim ama Alaz veya Beyza da olamaz bu yüzden mantıklı."
"Onlara dikkat edelim, çok tehlikeliler."
"Haklısın."
Kısa sohbetin ardından yemekler hazırlanmış, sessiz sofra kurulmuş, şimdi ise yemekler yeniyordu.
Ortam gergindi, herkes biliyordu ki aralarından biri katildi. Canlarıyla kumar oynuyorlardı çünkü bu tehlikeyi göze alarak oturmuşlardı bu sofraya. Ne olacaksa şimdi olacaktı.
"Hatırlıyor musunuz ekibin ilk kurulduğu zamanları? Kimse birbirini tanımıyordu ve sık sık kavga ederdik."
Eylül'ün acı gülümsemeyle söylediği sözlere karşı herkes maziye daldı. Harbiden güzel günlerdi, en azından eğlenceliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ölüm kalım meselesi
ActionBir grup dedektif, ve aralarındaki hain katil. Yavaş yavaş herkes ölürken bu ekip bakalım katili bulabilecek mi?