Taehyung saklandığı ağaçların arkasından çıkarak küçük adımlarla arkası dönük jungkooka yürümeye başladı. Gözlerini kısarak ellerine baktığında gördüğü pembelikle kocaman gülümseyip adımlarını hızlandırdı.
Arkası dönük oğlan onu fark etmeden taehyung hızlıca elindeki iki pamuk şekeri kapmış ve ondan bir kaç adım geriye kaçmıştı. Jungkook arkasını dönerek çatık kaşları ile ona bakmış sonra ise yüzünü görür görmez kaşları düz bir çizgi halini almış aşina olduğumuz sırıtması yüzüne yerleşmişti.
Taehyung bir paketi açmaya başladığına Jungkook onu izliyordu. Esmer oğlan tatlı şeyleri oldukça seviyordu. Jungkook bunu onunla tanıştıktan günler sonra öğrenmişti. Çünkü onu ne zaman görse ya elinde çikolata ya da herhangi tatlı bir şey bulunurdu. Tatlının onu mutlu ettiğini kısa sürede öğrenmişti.
Ve bir zaman sonra o mutluluğun sebebi kendisi olmak istemişti. O yüzden son zamanlarda onun yanına gelirken hep tatlı bir şeyler bulunduruyordu yanında.
Taehyung pamuk şekeri açmayı beceremeyince derince ofladı. Dakikalardır soğukta beklemesinden ötürü elleri buz tutmuş kıpkırmızı kesilmişti. Haliyle pek hareket ettiremiyordu.
Jungkook onun bu haline gülüp iki pamuk şekeri de elinden aldı. Taehyungun soğuk eline kendi elini sarıp ikisini de kendi cebine soktu. Esmer oğlan bu hareketle yutkunup elini çekmek istese de elini sıkı sıkıya saran eller buna izin vermemişti.
"Bıraksana" dedi hâlâ elini çekmeye çalışarak
"Rahat dur" diyerek yürümeye başlamış ve bir kaç adım arkasından da taehyungu yürütmeye başlamıştı. Taehyung oflayarak ona ayak uydurmaya başlamıştı zorunlu olarak. Boşta kalan diğer elini de kendi montunun cebine soktu.
Havanın soğukluğundan sebep bahçede pek fazla kişi yoktu ama olsaydı da bu jungkookun pek umrunda olmazdı. İkili kısa bir yürüyüşün ardından çardağa geldiklerinde taehyung bu kez elini sıcak ellerden kurtardı.
Ortada duran tahta masaya ilerleyip üstüne oturduğunda jungkook da tam onun karşısına geçti. Taehyungun açamadığı poşeti açıp pembe pamuk şekeri onu sabırsızlıkla bekleyen oğlana uzattı. Taehyung eline aldığı pamuk şekerle gülümsedi ve sonra koca bir parça kopararak ağzına attı. Elindeki şekeri Kısa bir sürede bitirdiğinde dudakları yer yer pembeye bulanmıştı.
Jungkook bir kaç dakikadır izlediği manzaradan oldukça keyif almıştı. Dudaklarını yalayarak gülüşünü gizlemeyi denedi ama pek başarılı olduğu söylenemezdi. Taehyung diğerini de almak için elini uzattığında karşındaki oğlan bir kaç adım daha atarak iyice ona yaklaştı.
Taehyungun bu yakınlıkla kalbi hızla çarpmaya başladı. Göğsünü döven ritimler kötü hissettiriyordu sanki her an bayılacakmış gibiydi. Jungkook baştan aşağıya onu süzüp ellerini bacaklarına koyup araladığında nefeslerinin de hızlanması ile gittikçe kötüleştiğinin farkındaydı. Bir yere tutunma ihtiyacı ile ellerini masanın kenarına koyup sıkı sıkıya tutundu.
"Napıyorsun ya!" Diye bağırdı ifadesini sabit tutmaya çabalarken
Jungkook ince bacakların arasına girdiğinde taehyung gövdesini geriye doğru yatırdı uzaklaşmak amacıyla. "Bir şartla yiyebilirsin bunu" dedi elini havaya kaldırıp şekeri işaret ederek.
Taehyungun kaşları çatıldığında sessizce bir "Neymiş" çıktı dudaklarının arasından. Sanki bir ressam eline koca bir resim fırçası almış ve paletinde ki bütün boyaları kullanarak aklını karalamıştı onun. O kadar bulanık ve karmaşık hissediyordu şuan.
Göğsü heyecanla şişmiş ve nefesleri can yakıcı bir şekilde hızlanmaya başlamıştı. Elleriyle masayı tutmasa titeeyeceğinden emindi. Onunla ne zaman yaklaşsa bu garip duyguların pençesine yakalanmış halde buluyordu kendini taehyung.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
querencia
Teen FictionBir adet okulun popüler çocuğu jeon jungkook ve onunla başı dertte olan kim taehyung