31

2.8K 236 72
                                    

Esmer oğlan birkaç dakika önce gördüğü görüntüleri sindirmeye çalışıyor kendi içinde mantıklı bir neden arıyordu fakat yoktu. serinin jungkookun arabasından inmesinin hiçbir mantıklı açıklaması yoktur. Zaten son bir haftadır kafası allak bullakken daha da karışmış bütün sinirlerini alt üst etmişti ama taehyung tüm bu olanlara rağmen sabretmiş jungkookdan bir açıklama beklemişti ondan aldığı tek cevap ise birkaç dakika önce izlediği görüntülerdi.

Gözleri arabanın iz bıraktığı asfaltta takılı kalmışken dürtüklenen kolu ile düşüncelerinden ve daldığı yerden sıyrıldı.

'iyi misin' nayeon tedirgin bir şekilde gözlerini yüzümde gezdirirken kafamı salladım yalnızca. Diğerlerinin de bakışlarını üzerimde hissediyordum.

"Jungkook geliyor" Jin'in baktığı yere kafamı çevirdiğimde göz göze geldik. Yine yorgun görünüyordu saçı başı dağınıktı ve uzağımda olmasına rağmen dudağındaki yeni oluşmuş yarayı görebiliyordum. Ona bakmaya daha fazla tahammül edemeyerek ayaklandım nayeon koluma uzanmak istese de vazgeçip üzgün bir bakış attı. Hızlı adımlarla orayı terk ettiğimde arkamdan onun boğuk sesini duydum.

Sınıfta kalan çanta ve telefonumu umursamadan çıkışa doğru ilerlediğimde arkamdaki adım sesleri doldu kulağıma bıkkın bir nefes alıp göz devirdiğimde daha da yaklaşmıştı. Adım atmayı kesip ona doğru döndüğümde koşmayı kesmiş ve sakince yanıma adımlamaya başlamıştı. Yaklaştıkça yorgun olduğunu daha net anlamıştım. Gözaltları morarmış, dudağının kenarı patlamış ve saçları darmadağın olmuştu. Geçen gün gördüğüm geçmek üzere olan morluk yeniden canlı bir renge bürünmüştü. Bunları görmek beni daha da sinir ederken derin bir nefes aldım sakin kalmak adına.

"Ne var ne diye koşuyorsun peşimden"

"Konuşmamız gerekiyor"

Alayla gülüp ellerimi göğsümde birleştirdim. "Öyle mi? Konuşmamız gerektiğini yeni mi fark ediyorsun?Ben günlerdir ağzından tek bir söz alabilmek için peşinde koştururken senin şimdi mi düştü aklına?"

"Taehyung" bana doğru bir adım attığında bir adım geriye kaçtım.

Göğsümdeki kolları ayırıp bir adım daha geriledim ben geriye kaçtıkça üzerime geliyordu. "Günlerdir bana yalan söylüyorsun..."

"Evde konuşalım" bileğimden tutup yürümeye başladığında onunla beraber ben de yürümek zorunda kalmıştım. "Bırak" bağırarak kolumu tutuşundan kurtardığımda etrafta gözlerimi gezdirdim bahçedeki birçok göz buraya dönmüştü. Ama zerre umurumda değildi.

"Taehyung" dedi sabrı tükeniyormuş gibi sinirle güldüm birinin sabrı tükeniyorsa bu kesinlikle bendim. Bir de buna hakkı varmış gibi davranması beni iyice delirtiyordu. Bir an tüm sinirimi çıkarmak için ona vurmak istedim. Ama aptal gibi canını yakacağım düşüncesi engelliyordu beni.

"Evde konuşalım" sert bir tonlamayla konuşup etrafa baktığında göz devirdim.

"Konuşmak falan istemiyorum" omzuna çarparak yanından geçtiğimde sızlayan kolumla dudağımı ısırdım. Ona vurmuştum fakat benim canım acımıştı o öküzü yerinden kıpırdamamıştım bile.

Kolumu tutarak yürürken birden ayaklarım yerden kesildi. Korkuyla ellerim beni tutan kolların boynuna dolanırken ne olduğunu fark etmemle jungkookun boynuna sardığım ellerimi çözüp inmek için ayaklarımı salladım.

"Jungkook bırak diyorum sana"

"Konuşacağız"

"Konuşmak isteyen var mı ya? İstemiyorum bırak beni!" Beni takmadan okuldan çıktığında omzuna vurmaya başladım. "Sen var ya aptal domuzun tekisin"

querencia Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin