5

73 11 9
                                    

Çok az oy var gerçekten üzüyor beni🤧

Tuhaf hissediyorum, içeride koltukta uzanıyorum ve Hyunjin ise dükkanda gelen müşteriler ile ilgileniyor. Bazı insanlar çok sabırsız ve bazılarıysa yarı sarhoş. Hatta az önce bir lavuk kavga çıkarıyordu resmen ama Hyunjin o kadar sabırlıydı ki adamı sakinleştiriverdi.

Tabii arada gelip beni de kontrol ediyor, ateşime bakıyor, ilaçlarımı içiriyor sonra tekrar dükkana dönüyor. Gerçekten dükkan yoğunmuş. Aslında hiç tahmin edeceğim bir şey değildi. Bir dakika, sabah beni hastaneye götürürken dükkanda kalacak kimse olmadığından kapatmıştı, aşşırı zarar etmiş olmalıı, hem tuz buz değil koca iki saat!

Artık daha iyi hissediyorum. Hem hastanede yediğim serum hem ilaçlar hem de Hyunjin'in bakımı sayesinde toparladım gayet, gerçekten çok iyi geldi her şey.

∆∆∆

Ayağa kalktım, Hyunjin hâlâ içeride müşteriler ile ilgileniyordu. O gün ki gömleğimi giydim ve içeri gittim. Hyunjin iki adamla ilgileniyordu, benim farkıma varmadı önce. Bende kenarda durup onun işini bitirmesini bekledim.

O sırada adamlardan biri bana bakmaya başladı, takmamaya çalıştım ama bakışları tekinsizdi, fazla fazla hemde. Ve Hyunjin adamın bakışlarını takip ettiğinde gözlerimiz buluştu. Yavaşça gülümsedim. Ama o bana şaşkınlıkla bakıyordu.

"Sen... Ne yapıyorsun?"

"Sana daha fazla yük olmak istemem, hem artık kendimi daha iyi hissediyorum da. Şu ana kadar yaptıkların için gerçekten çok teşekkür ederim, bağlarımı koparmayacağıma emin olabilirsin." Hyunjin'in bakışlarına bir hüzün yerleşmişti, sebebini anlamaya çalışıyordum. Gerçekten bu derece üzülmesi normal miydi? Derin bir iç çekti.

"Tamam, peki. Artık daha fazla kal diyemem gibi. Ama bekle ilaçlarını al, hem bana numaranı vermen lazım, ayrıca o gömlekle olmaz, sana montumu vereceğim, sonra bi ara verirsin bana" Hyunjin hızlı hızlı konuşurken ben de elimde olmadan gülümsüyordum. O kadar ilgiliydi ki. Gözlerimin dolmasına engel olamamıştım, hemen yüzümü saklama çabasına girdim. Bunu görmemeliydi. Aslında burada kalmayı öyle çok istiyordum ki. Çünkü hayatım boyunca kimse bana bu denli ilgi göstermemişti. Genelde hep kenara itilen, dışlanan kişi olurdum ki bu ailemde de böyleydi. Onlardan ayrı evde yaşamam onların fikriydi, çünkü onlara göre zaten bir bağımız yoktu ve ayrı evde yaşasam da olurdu. Hem böylece hayata daha rahat atılırdım. Zaten annem için çocuk dünyaya getirilmesi gereken bir şeyden ibaretti. Belli bir yaşa kadar büyütülmesi zorunluydu, ama sonrası çocuğun kendi hayatıydı. Hep sevgisiz hep ilgisiz büyüdüğüm için biri bana aslında ilgili yaklaştığında onun amacının ne olduğunu anlayamadığımdan nasıl davranacağımı da bilemezdim.

Ama bu iki gün içerisinde Hyunjin bana o kadar saf bir ilgiyle yaklaşmıştı ki ilk defa değer gördüğümü hissetmiştim.

Hyunjin dükkanda ki adamları unutmuş içeride bana saydığı şeyleri getirmeye giderken bende duygularımı dizginlemeye çalışıyordum. Tam o sırada karnımda bir el hissettim, Hyunjin sandım ama aynı el bir anda ağzımı da kapattı. Can havliyle çırpınmaya çalışıyordum ama adam o kadar güçlüydü ki ne sesim çıkıyordu ne de elinden kurtulabiliyordum. Adamın eli yavaş yavaş karnımdan aşağı iniyordu, bu sırada diğer adam da önüme geçmiş pantolonumu çıkarmaya çalışıyordu. Adam yavaş yavaş okşamaya başladı beni, delicesine çırpınıyordum kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Diğer adam ise tam pantolonumu çıkaracakkrn geri kalktı ve beni tutan adama önce içeriyi sonra da dışarıyı işaret etti. Adam kafasını salladı ve beni sessizce dışarıya çekmeye başladı.

Dizlerim titriyordu ellerimi hareket ettiremiyordum, tam o anda aklım çalışmaya başladı ve var gücümle yanımdaki tezgaha ayağımla vurdum. Bir anda çıkan sesle iki adam da neye uğradığını şaşırdı ve içeriden sesi duyan Hyunjin geldi.

"NAPIYORSUNUZ LAN ORUSPU ÇOCUKLARI SİZE BİR DALARIM LAN" Adam bir anda beni bıraktı ve ikisi de kaçmaya başladı. Bacaklarım hissizleştiği için yere düştüm ve Hyunjin anında yanıma geldi. Bir an adamların peşinden gitmekle yanımda kalmak arasında kaldı ama en sonunda yere çöktü ve benimle ilgilenmeye başladı.

"Minho iyi misin o pislikler dokundular mı sana" Sadece susuyordum.

"Minhoo"

"Minhoooo"Beni sarsmaya başladı. Tepkisizdim.

" MİNHOOOO" Bir anda kendime geldim. Bakışlarım Hyunjin'i buldu ve gözlerime yaşlar akın etmeye başladı.

"Hayır güzelim geçti, bak geçti yanındayım ben, sana kimse bir şey yapamaz ben buradayım, kimse sana dokunamaz Minho duyuyor musun beni? "

Gözlerimden akan yaşları silmeye başladı ve beni kendine çekti, sımsıkı sarıldı bana. Ben kucağında ağlarken sırtımı sıvazlayıp saçlarımı okşuyordu. Bir yandan da kulağıma "geçtii bak burdayım" diye fısıldıyordu. Ben sakinleşene kadar bir gram kıpırdamadı ve kucağından da indirmedi. En son biraz daha iyi olduğum da beni kollarına alıp koltuğa götürdü uzanmam için. Ama ben onu hiç bırakmak istemiyordum çünkü hâlâ zangır zangır titriyordum ve beni bi tek o sakinleştirebilirdi. O da bunun farkına vardığında uzanıp beni kucağına çekti yine. Ona adeta yapıştım kollarımı boynuna doladım. O da hâlâ saçlarımı okşuyordu. Çok geçmeden o güzel kokusuyla uykuya daldım.








Ya ama Minhoma kıyamam ki bennn

Aslında fic başında seme Minho uke Hyunjin düşünüyordum ama sonra buna çevirdim ve bence daha güzel olduu 🤌🫠

Yeni bölüm yarınnn bassss kendinize iyi bakınn öpüldünüzzz 😻😽😽

Hyunho - Kardan Adam Yapsak SenleeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin