THREE - PROMISE
Sabah kalktığımda yaptığım ilk iş kendime gelmek adına yüzümü yıkamak, hatta neredeyse hortumlamak oldu. Ardından kendimi tekrar yatağa attım. Başım hala dönüyordu. Tanrım dün gece neler olmuştu öyle? Kayıp Çocuklar'ın yanımıza geldiğini ve ard arda shot içtiğimi hatırlıyordum. Ardından Baekhyun ve Sehun'un koluna girerek eve gelmiştim.
Bekle, ne?! Baekhyun ve Sehun'un koluna mı girdim?
Ah hayır. Yol boyunca kim bilir neler saçmaladım. Neler söylediğimi hatırlamıyordum ancak tek bildiğim sürekli olarak konuştuğumdu. Üstelik beni o halde eve bırakmaları... Bu demek oluyor ki teyzem onları görmüştü. Yani sarhoş olduğumu biliyordu. Lanet olsun lanet olsun lanet olsun.
Hemen telefonumu elime alıp Areum'a mesaj attım. #Dün gece neler oldu?#
#Neler olduğunu hatırlamıyor musun?#
Hatırlasam sorar mıydım sanki? Parmaklarımı tuşların üzerinde gezdirirken bir mesaj daha geldi.
#Baekhyun seninle oldukça ilgilendi ve sen sarhoş olunca Sehun ile birlikte seni eve bıraktı#
Evet bu kısmı hatırlıyordum. Ona asıl sormak istediğim neden beni o çocukların eline bıraktığı ve teyzeme yakalanmama sebep olduğuydu. Bardan onunla beraber çıkabilirdik ve ben geceyi onlarda geçirebilirdim. Nasılsa ailesi onun sarhoş olmasına bir şey demiyordu. Ancak o Chanyeol'ü tercih edip, beni tabiri caizse 'kurtların' eline bırakmıştı.
Belki hatasını fark eder diye #Chanyeol'den ne haber?# diye sordum.
#Senin ardından ben de ayrıldım çok durmadık#
Madem benim arkamdan gelecekti ne diye biraz beklememi ve beraber gitmemizi söylemedi ki?
Areum'a cevap vermeyerek öylece yatağıma uzanıp gözlerimi tavana diktim. Dün gece neler söylediğimi hatırlamaya çalışıyordum ancak muhtemelen hatırlamasam daha iyi olurdu. O geceye dair kesin olarak hatırladığım tek şey Oh Sehun'a sinirlenip ona ev kızı olmadığımı kanıtlamak için içki içtiğimdi.
Ve sonunda neyi kanıtlamıştım? Kesinlikle bir ev kızıydım.
Barlarda takılıp içki içmek bana göre değildi ve ben bu bariz gerçeği Oh Sehun'un gözüne sokmuştum.
"Mihee!"
Teyzemin sesini işitmemle telaşla yatağımdan kalkıp ayağa dikildim. "Teyze özür dil-"
"Dileme. Özür falan dileme Mihee. Yaptığın şey ne kadar düşüncesizce bir davranıştı biliyor musun? Ya sana bir şey olsaydı? Annen seni bana emanet etti. Sana göz kulak olmazsam sana bakmamın ne anlamı var? Bana yalan söylediğine inanamıyorum. Bundan sonra dışarı çıkman yasak."
"A-ama..."
"Yasak dedim! Bundan böyle benden izinsiz markete bile gitmek yok."
Karşı çıkmaya yüzüm bile yoktu. Kendimi savunmak için ne diyebilirdim ki? Bir grup yakışıklı erkek uğruna barlarda sürtüp üstüne kendimi haklı çıkartacak halim yoktu. Bu yüzden mecburen başımı salladım. "Peki teyze."
"Güzel. Şimdi kahvaltıya gel. Dün geceden eniştenin haberi yok ona göre sakın belli etme. Bu olayı unutuyoruz."
"Peki." diyerek yeniden başımı salladım ve teyzemin arkasından mutfağa doğru ilerledim. Eniştem ve kuzenim çoktan masaya oturmuşlardı bile.
"Uykucu sonunda kalkabilmiş."
En büyük hobisi benimle uğraşmak olan kuzenime ters bir bakış atıp yanındaki yerimi aldım. "Sana da günaydın Jongdae." Ardından enişteme döndüm. "Günaydın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lost Boys
FanfictionOh Sehun her kızın hayalini süsleyen erkekti; yakışıklı, çekici ve tehlikeli... O, kızların kalbini tıpkı gitarını çaldığı gibi çalar ve kırardı. Fakat yine de onun gitar tellerinin üzerinde narince gezinen parmaklarını üzerinizde hayal etmenize eng...