4. bölüm

1.8K 206 83
                                    

Jimin, akarsu da yüzünü yıkarken, Jungkook'un gözü yeşiller arasındaki sarışına takıldı. Güvenli mi diye etrafı kolaçan etti. Az sonra; Jimin yüzünü yıkamış bu tarafa doğru yaklaşmaya başlamıştı.

Jimin ile tanışalı -tabii buna tanışma denirse- iki saat oluyordu ve şu kısacık süre zarfında, onun sürekli soru sormasıyla hayattan bezmiş gibi hissediyordu.

Bakışlarını ondan çekip doğradığı patatese indirdi.

"Su buz gibi!" dedi Jimin.

"Hım." Jungkook bir kaşını kaldırdı. "Üşüdün mü?"

Jimin sandalyeye otururken, "Hayır," dedi.

Jungkook umursamaz bir tavırla söyledi: "Umrumda değil zaten, hasta olup başıma kalma."

Jimin gözlerini devirdi. "Aman, bir tas çorba yapsan ölürsün değil mi? Korkma, kolay kolay hasta olmam ben."

"İyi."

"Ne yemek yapıyorsun?"

"Balık yahnisi."

Jimin diklendi, gözleri parladı. "Aman Tanrım!" diye şakıdı. "Çok severim o yemeği, eğer güzel yaparsan ne istersen yapabilirim."

"Ne istersem mi?"

Jungkook öyle bir sormuştu ki, Jimin kendini çıplak hissetmişti. Montunun önünü kapatıp dizlerini kendine çekti. "Yok yani, lafın gelişi o, sevdiğim bir yemek olduğu için öyle dedim."

"Jimin senden ne isteyebilirim Tanrı aşkına?! Söylediklerinle yaptıkların birbiri ile çelişiyor."

"Sen öyle sorunca çıplak hissettim, ne yapayım yani."

Jungkook ofladı. "Boş boş oturma. Gel bana yardım et."

Jimin iyice sandalyeye sindi. Yorgun bakışlarla ona bakarken, "Ama ben çok yorgunum hyungie, buraya gelene kadar çok yürüdüm, çok koştum, ayılarla savaştım," dedi.

"Dil kasların bu kadar çalışıyorsa, el kaslarında çalışabilir. Benimle kalmak istiyorsan, bana yardım etmelisin. Ha ben etmem diyorsan, geldiğin gibi geri gidebilirsin."

Jimin sızlanarak sandalyesini Jungkook'un sandalyesine yaklaştırdı. "Hayatımda gördüğüm en kötü insansın ve hiç misafirperver değilsin."

"Misafir değilsin, ve teşekkürler."

Jimin gözlerini devirdi. "Ne yapmam gerekiyor?"

"Balıkları ayıkla."

"Ben balık ayıklamayı bilmiyorum."

Jungkook dikkatle Jimin'in gözlerine baktı. "Ayıkla."

Jimin başını arkaya atıp derin bir of çekti. "Tamam!"

"Aferin."

Jimin balığı alıp kılçıklarını ayıklamaya başladı. "Erzaklarını nerden alıyorsun?"

İşte bir soru daha...

"Bir kasaba olduğunu söylemiştim," dedi Jungkook, patetesleri doğramayı bitirdiğinde. Bu sefer havuçlara geçti. "Stoğum bitince oraya gidiyorum."

"Parayı nerden buluyorsun?"

Jungkook gerildi ama bunu Jimin'e belli etmedi. "Bu yaşıma kadar hep çalıştım, birikim yaptım ve uzun bir süre daha yetecek kadar param var."

"Ne işi yaptın?"

Jungkook'un havuç doğrayan eli durdu, eğik başını yavaşça kaldırıp gözlerini Jimin'e dikti. "Soru sorma. Özellikle hayatım hakkında."

Dauphine | Jikook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin