Herkes ellerindeki imzalanmış evrakları uzatırken Jimin homurdandı. "Şimdi biz burda geberip gitsek suçlu yine biz mi olacağız? Ben demiştim gelmeyelim diye. Kesin ölürüm içeride." Jungkook, Jimin'i omzunda tuttu ve içeriye ittirdi. Böylece içeriye ilk giren Jimin oldu.
Jimin'in peşinden Yoongi girdi ve sonrasında Namjin ikilisi de korku evine giriş yaptılar. Dışarıda Hoseok ve Taekook kaalmıştı. Jungkook, Hoseok'a baktı. "Hoseok bey önce sen gir." Hoseok ifadesiz bir suratla baktı. "Hayır. Ben en son gireceğim." Jungkook ona kaş göz yaptı. "Hoseok bey, gir." Hoseok omuz silkti. "Ananın amına girerim, buraya girmem. Önce siz."
Jungkook göz devirdi ve kolyeyi cebine daha da gömdü. Konuşmayı plana göre ilerletmeye karar verdi ve Taehyung'un elini tuttu. "Gel... Ben yanındayım. Korkma. Korkarsan elimi tutabilirsin." Hoseok lafa atladı. "Bende tutabilir miyim?" Bunu çok çocuksu ve ürkek bir şekilde sormuştu. Demekki Jung Hoseok'ta bir şeylerden korkabiliyordu. Aslında her şeyden en çok o korkuyordu ama en çokta o saklıyordu korkusunu.
Taehyung, Jungkook'un iki elini de tuttu. "Ben tutacağım!" Hoseok içeriye geçerken omuz attı. "Yedik sanki sevgilini!" Tam kapının önüne gelince durdu. "Önce siz." Jungkook göz devirdi ve Taehyung'un elinden tutarak içeriye girdi. Arkalarından da Hoseok girdi.
İçeriye girdiklerinde diğerleri sarışın bir kadınla konuşuyorlardı. Kadın onların yönlendiricisi okacak kişi olmalıydı. Jimin'in yüzü ise asıktı ve kadına dik dik bakıyordu. Jungkook, Taehyung ve arkalarından gelen Hoseok diğerlerinin yanına katıldılar.
Kadın evin işleyişini açıklıyordu. "Toplamda üç tane oda var. Bu odaları geçmeniz için size görevler vereceğim. Her korku evinde olduğu gibi burda da korkutucu maskotlarımız var. Size verceğim belgeleri de imzaladıktan sonra içeriye girebilirsiniz." Yoongi korkuyla sordu. "Neden imzalıyoruz? İçerde ölme ihtimalimiz mi var?" Kadın cilveli bir şekilde saçını kıvırdı ve konuştu. "Sizin ölmenize izin vermeyiz. Prosedür amaçlı..." Jimin'in çenesi kasıldı ve kadına uçacakmış gibi bir bakış attı. Yoongi ve Jimin içeriye girdiğinden beri kadın Yoongi'ye yürüyordu ama bu pek Yoongi'nin umrunda değildi.
Daha sonrasında yandaki demir geçit gıcırtılar içinde açıldı. Taehyung şimdiden Jungkook'un elini sıkmaya başlamıştı. Kadın gülümseyerek girişi işaret etti. "Şimdi girebilirsiniz."
...
Evin içinden gelen çığlıklarla yedi kişi birden birbirlerine yapışmışlardı. Karanlıkta önlerini göremiyorlardı. Jimin sinirle konuştu. "Bu siktiğimin korku evlerinde beyaz ışık bulunmamış mı amına koyayım?" Hoparlörden kadının sesi geldi. "Size fener vermeyi unutmuşum... Yoongi bey, almak için girişe geri gelir misiniz?" Yoongi cevap veremeden Jimin aksi bir şekilde cevapladı. "Ben alırım!" O çıkışa doğru sinirli bir şekilde ilerlerken Yoongi onu yalnız bırakmamak için peşinden gitti.
Jungkook elinde ikinci bir el hissettiğinde şaşkınca arkasına baktı. Hoseok gerilmişti ve Jungkook'un elini tutmuştu. Jungkook boğuk bir şekilde kıkırdadı ve önüne döndü. Taehyung, Hoseok'un elini görünce eline vurdu. "Ulan Hoseok! Sevgilimde gözün mü var piç!?" Hoseok kaşlarını çattı. "Napıyım ben bu amını yolduğumun pezevengini?" Taehyung tekrar Hoseok'un eline vurdu. "Çek elini o zaman!" Hoseok göz devirdi ve bu sefer Namjoon'un elini tuttu.
Jin eliyle anlına vurdu. "Birde senden korkuyorlardı değil mi bunlar?" Hoseok tatlı bir şekilde tebessüm etti. "En çok annen korkuyor. Özellikle yatakta..." Jin karşılık veremeden Jimin, Yoongi'yi onlara savurdu ve gözüne fener tuttu. "Bu orospu çocuğunu alın elimden." Yoongi eliyle gözlerini kapatmaya çalışırken konuştu. "Aşkım iyi yapmadım mı ama?" Jimin feneri salladı. "Hala aşkım diyor!" Taehyung güldü. "Yine ne yaptın Yoongi?" Jimin sinirle konuştu. "Kadına bizim sevgili olduğumuzu söyledi." Yoongi kafasını Hoseok'un sırtına gömerek kafasını sakladı. "Elbet bir gün..."
Jimin, Yoongi'yi yakasından tuttu ve öne ittirdi. "Boş konuşma! İlerle!" Son odaya kadar giden yolculuk Jimin, Yoongi'yi bahanelerle dövmesiyle, Hoseok'un korktukça birilerinin elini tutmasıyla, Yoongi'nin Jimşn'e yürümeleriyle, Namjoon ve Jin'in birbirlerine attığı laflarla ve Taehyung'la Jungkook'un birbirlerine sarılmalarıyla geçti. Son odanın şifresini de çözdükten sonra iki kapı açıldı. Karın mikrofondan seslendi. "El ele tutuşan iki bey sağdakine girsin diğerleri ortadakine." O sırada Jin - Hoseok ikilisiyle Jungkook - Taehyung ikilisi birbirine baktılar. Jungkook atladı. "Bizden bahsediyor." Taehyung kafasını sağa sola salladı. "Bence onlardan bahsediyor."
Kadın tekrar konuştu. "Yolculuğun başından beri el ele tutuşan beyler. Sizden bahsediyorum." Böylece odaya Taekook ikilisi girdi. Kadın tekrar konuştu. "Odaya saklanmış harfler var. Onları bulup sayılarına göre yerleştireceksiniz. Sonra içinizden birisi bunu sesli okuyacak. Bu görevi yaptığınızda sağınızdaki sandığı açacağım ve içindekine erişeceksiniz." Taehyung merakla sordu. "İçinde ne var?" Kadın bunu cevapsız bıraktı. Sonra arkadan diriliş ertuğrul müziği çalmaya başladı.
Bir süre sonra müzik kapandı ve hoparlörden tekrar ses geldi. "Pardon! Yalnış müzik." Bu sefer arkadan bir korku müziği girdi. Taehyung bıkkınca nefesini verdi. "Diriliş Ertuğrul daha güzeldi." Jungkook, Taehyung'un elini tutmaya devam ediyordu. " Hadi, kutuları bulalım." Beraber odanın içinde kutuları aradılar. Hepsini bulduktan sonra sıraladılar. Kadın tekrar seslendi. "Uzun olan, oku."
"Benimle çıkar mısın?" Odada bir sessizlik olunca Taehyung sabırsızca konuştu. "Hadi! Açsana sandığı." Jungkook biraz düşündü. Taehyung ne yapmaya çalıştığını anlamamıştı. "Tekrar okusam iyi olur. Belki duymamıştır.Benimle çıkar mısın?" Tekrar sessizlik oldu. Taehyung sandığa bakıyordu. Jungkook tekrar Taehyung'a bakarak sordu. "Benimle çıkar mısın?" Tekrar sessizlik. Taehyung kaşlarını çattı. "Mikrofon mu bozuldu acaba?" Jungkook parmaklarıyla burun çıkıntısını ovuşturdu. "Taehyung... Anlamamış olamazsın..." Taehyung kameraya baktı. "Benimle ne alakası var? O anlamıyor."
Jungkook derin bir nefes verdi. "Taehyung! Benimle çıkar mısın diyorum. Neden böyle bir şifre olsun ki?" Taehyung, kutulara baktı. "Bilmem." Jungkook cebinden kolyeyi çıkardı ve Taehyung'a eğildi. Kolyeyi yavaşça boynuna takarken boğuk bir sesle konuştu. "Sana diyorum. Benimle çıkar mısın?" Taehyung şaşkınca kutulara baktı ve her şeyi anladı. Kaşları havaya kalktı. "Sen... Sen ayarladın..." Jungkook sırıttı. "Günaydın Taehyung! Sonunda uyanabildin!" Taehyung, Jungkook'a sarıldı. "Seni seviyorum..." Jungkook'da Taehyung'un kafasına bir öpücük kondurdu. "Bende seni seviyorum..."
ÖLMEDİM LAN YAŞIYORUM.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THP / Taekook
FanfictionTaehyung, THP adında bir siyasi parti kurdu!, Yan shipler: #namjin #yoonmin ~Texting~ #testing etiketinde 4🏆 Bu fice özel instagram hesabımız: thp_ver_bence