Bölüm 12

145 11 9
                                    

(Time skip!)

Elimdeki bıçağı seyyar satıcıya doğrulttum.
"Canının yanmasını istemiyorsan onları bana ver."
Adam korkak gozler ile bana baksada cesaretini korumaya çalışıyordu.
Tezgahın üzerine dizilmiş olan pirinç toplarını yavaş yavaş kaseye doldurmaya başladı.Hareketlerinin yavaşlığı sinir kat sayımı her geçen saniye arttıyordu.

Sanki bilerek yapıyormuşcasına her pirinç topunu ekstra yavaşlıkta kaseye koyuyordu.Bu rahatlık nereden geliyordu?Canına susamış olmalı.
Hızlı bir hareketle elindeki kaseyi yüzüme savurdu.Fakat bilmediği tek bir şey vardı.
Ondan daha hızlıydım.

Tezgahın sol alt kısmına baskı uygulayarak yükselip tam önüne atladım.Geri çekilmeye çalıştı ama ayağına çelme takıp onu düşürmüştüm bile!Yere düştüğü anda kollarını arkada kenetleyip üzerine çıktım ve yüzüne doğru eğildim.
"Sadece bir kız çocuğu ha ihtiyar?" bunları söylerken kenetlediğim kollarını dahada sıktım.Ondan acıyla karışık bir inleme duymak hoşuma gitmişti

"Öyle düşünmüştün değil mi?" kollarını sıkmaktan parmak uçlarım beyazlamaya başladı.

"Değil mi?"Sesim daha baskın ve itaatkâr bir hal almıştı.
Derin bir nefes verip biraz önce ön cebime koyduğum bıçağı çıkartmak için dikleştim.Kaçmasın diye vücuden baskınlığımı ortaya koymaya çalıştım.
Tekrar yüzüne eğildim ve bıçağı parmak uçlarımda çevirdim.Gözlerine yaklaştırarak.Bıçağı baldırına saplayıp çıkardım.
Üzerindeki baskı yüzünden acı içindeki çığlığı pekde duyulmamıştı.

"Hmm?DUYAMADIM?!"Boyun girintisini bıçakla kazıyacakken onun sesini duydum.

"Duydun mu?"

Sakince kafamı arka tarafa çevirdim.Kollarını önünde bağlamış,duvara yaslanarak kirpiklerinin altından sert bakışları ile beni süzüyordu.
Yüzüme muzipçe bir gülümseme yerleştirip:"Duymuş olmalı,değil mi abi?"

Duruşunu bozup yanıma ilerlerken"Hala mı abi diyorsun? Sıktı.Bilmiş ol."

Zar zor ayakta duran tezgaha doğru ilerledi.Dağalmış haldeki pirinç toplarından en düzgünü seçip ağzına attı.

Çiğnerken:"Bunun için mi yordun kendini?"dedi.

"Biraz eğlenmek istedim."

"Daha ne kadar devam edecek!?"
Altımdaki adamın inlemesiyle derin bir nefes aldım.

"Ee ne yapalım şuna? Öldürüp bıraksak mı? Hem başımıza bela olmaz."

"Bana fark etmez.İşleri berbat etmişsin zaten."

"Alındım ,gücendim~"

"Dalga geçmenin sırası değil.Ceplerine bak.İllaki bir şeyler çıkacaktır."

"Hadi ama Levi~ neden bu kadar soğuksun?"
Dalga geçmek doğamda vardı.

"Tch.Çabuk ol.Gitmemiz lazım."

Sıkmaktan bembeyaz olan kollarını serbest bırakmadan önce Kenny'den kalan silahımı belimden çıkardım.

"Bence anladın ihtiyar?"

Gözlerini sıkıca yumup açmasıyla kafasına silahı dayayıp üzerinden kalktım.Ayağa kalktığında boyu benden uzun olduğu için kafamı ve silahı yukarı kaldırdım.
Bir yandan silahı ona doğru tutarken bir yandan üzerini arıyordum.
Arka cebinde şişkinlik yakalamıştım.Almak için oraya yöneldiğimde dirseğini enseme geçirmesiyle sendeledim.
Canım çok yanmıştı.Demek ki bu şerefsiz vücuttaki zayıf noktaları biliyordu.

Ackerman//Levi x Reader! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin