/20/

80 14 1
                                    


Şu sıralar çok fazla bölüm yazasım geliyor

_____

Seokjin

Yarım saattir burada durmuş müdürü bekliyordum. Hadi ama bana erken geleceğini söyledi. Soğuktan ellerim buz tutarken montumun cebine koymuştum.

Önümde duran araba ile biraz eğilmiş ve kaşlarımı çatarak açılan cama bakmıştım. Namjoon olduğunu görünce tam ona söveceğim sıra "Annemi hastaneye götürdüm özür dilerim" demişti mahçup bir şekilde. Dediği şeyle içim acırken birşey demeden kapıyı açıp arabaya binmiştim. "Anneni niye hastaneye getirdin? Acil bir şey mi var?" Söylediğim şeyle bıkkınca nefes alırken "kalp hastası" demişti. Terkrar içim sızlarken bir süre öylece durmuştuk. Hâlâ üşüyordum fakat Namjoon elini çeneme koyup oraya bir buse bırakınca vücudum yanmaya başlamıştı. Tüm kan yanaklarıma toplanırken eli hâlâ çenemdeydi. Bir süre çenemi okşadıktan sonra "gidelim mi?" Demişti yüzünde ki sırıtış ile. "T-tamam" dediğimde arabayı hareket ettirmişti.

Şuan hiç iyi değildim. Evet Namjoon'un yanında rahattım ama bana böyle temas edince heryerim alev gibi yanıyordu. "İyi misin? Yanakların kıpkırmızı olmuş" dediğinde "E-evet iyiyim" demiştim. İlk defa birinden bu kadar utanıyordum ve ilk defa Namjoon ile bu kadar rahat konuşamıyordum. Tek bir teması ile beni bu duruma sokmuştu.

Araba durduğunda tam karşımda duran villa ile ağzım stadyum gibi açılmış hatta çenemin kırılmasına ramak kalmıştı. Namjoon'u herhangi bir bina da yaşıyor sanıyordum lakin böyle bir villa da yaşadığı aklımın ucundan bile geçmemişti.

Böyle bir evde tek mi yaşıyor yoksa ailesi ile birlikte mi yaşıyordu merak ediyordum. "Tek mi yaşıyorsun?" Dediğimde arabadan inmişti. Bende arabanın kapısı açıp arabadan inince yanıma gelmiş ve "Evet" demişti. Tanrım böyle bir evde tek yaşamak hayalim gibi birşey di.

Elimi tuttuğunda "Seokjin az önce donuyordun şimdi ise yanıyorsun" Senin yüzünden demek istemesem bile diyemedim. "Eh araba sıcaktı tabii" dediğimde elimi bırakmamıştı. Birlikte eve doğru yürüdüğümüzde evi anahtar ile açmıştı. Burnumdan domuz ve borozon sesi çıkınca bu seferde ağzımdan kapı gıcırdaması gibi bir ses çıkmıştı. "E sıç birde" dediğinde bana sinirle bakan Namjoon'u gördüğümde susmuştum. "Ya böyle tek yaşıyorsun insan bi hizmetçi alır en azından kapıyı açardı" dediğimde kendi kendime kahkaha atmaya başlamıştım. O kadar gülmüştüm ki gülmekten ağzım yırtılacak hatta yüzüm buruşacaktı. "Sence hizmetçi alacak kadar özürlümüyüm?"

"Evet" dediğimde ağzımı sekiz metre açmış ve gırtlağımdan garip bir ses çıkmasını sağlamıştım. İçeri girdiğimiz de gördüğüm manzara ile şok olmuştum. Resmen böyle bir ev içimi ısıtmıştı.

Büyük bir salon vardı fakat bu salon çiçeklerle dolu bir salon ve küçük bir oturma odası olan salondu. Burayı görmek bile bana yeterdi. "Seok... Ayakkabı ile mi içeri gireceksin?" Dediği şey ile ne yaptığımı yeni fark edince ayakkabılarımı çıkarmış ve oturma salonuna girmiştim.

Tanrım bu koltuklar yumuşak ve sıcacıktı. Öbür köşede bulunan hamağa doğru gitmiş, oturacağım sıra kıçımın yere yapışması ve hamağın yerle bir olması bir anda olmuştu "Ahh götüm!" Diye bağırınca koşarak buraya gelen ve yarı yolda kahkaha krizine giren DÜRÜM de sehpaya takılıp yere yapışınca gülmektn gözlerimden yaşlar akmıştı. Namjoon da yerde gülerken yüzünde parke izi çıkmıştı. İkimizde ayağa kalkınca Namjoon hızla yanıma gelmiş ve belimden tutup beni mutfağa getirmişti. Mutfak hemen oturma odası ve salonla aynı yerdeydi.

Coincidence | NamjinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin